10 Ocak 2009 Cumartesi

Mısırlı enginar salatası

MALZEMELER
 ¤ 3 adet temizlenmiş enginar
 ¤ 200 gr mısır
 ¤ ½ demet taze soğan
 ¤ ½ demet maydanoz
 ¤ 2 diş dövülmüş
 ¤ sarımsak 1 çay bardağı zeytinyağı
 ¤ 2 limonun suyu
 ¤ Tuz
HAZI



MALZEMELER
 ¤ 3 adet temizlenmiş enginar
 ¤ 200 gr mısır
 ¤ ½ demet taze soğan
 ¤ ½ demet maydanoz
 ¤ 2 diş dövülmüş
 ¤ sarımsak 1 çay bardağı zeytinyağı
 ¤ 2 limonun suyu
 ¤ Tuz
HAZIRLANIŞI
Temizlenip yıkanmış enginarları ince uzun halde dilimleyin.
Derince bir kasede 2 limonun suyunu, zeytinyağını, tuz ve sarımsakları karıştırıp enginarları da ekleyin. Kabın ağzını kapatıp enginarları birkaç saat bu sosta bekletin. Ancak sosun enginarların üstünü tamamen örtmesi gerekiyor, aksi halde enginarlar kararabilir. Bunu önlemek için arada bir kaptakileri karıştırmak yeterli.
Enginarlar zeytinyağlı ve sarımsaklı sosta marine olurken, mısırı kaynar suda haşlayıp salata kasesine alın.
Taze soğanları ve maydanozları çok ince kıyıp mısırlara ilave edin.
Enginarlar sosun içinde bekleyip yumuşayınca onları da salataya katın ve zeytinyağlı-limonlu sostan üzerine bir kaşık gezdirin.
Salatanız servise hazırdır.

HÜSERİN ERMİŞ CİLT KURULUĞU İÇİN ÇAY TARİFİ

Cildinizin kuruluğundan mı yakınıyorsunuz. Cilt kurluğu, cildin erken yaşlanmasının başlıca nedenlerinden bir tanesidir. Bu sorunu çözmek için, Hüseyin ermişin önermiş olduğu çaydan faydalanabilirsiniz. Aktar Hüseyin Ermiş 12 Haziranda katıldığı, serdemin







Cildinizin kuruluğundan mı yakınıyorsunuz. Cilt kurluğu, cildin erken yaşlanmasının başlıca nedenlerinden bir tanesidir. Bu sorunu çözmek için, Hüseyin ermişin önermiş olduğu çaydan faydalanabilirsiniz. Aktar Hüseyin Ermiş 12 Haziranda katıldığı, serdemin mutfağı programında, cilt kuruluğu için harika bir çay tarifi verdi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 5 gr papatya,
* 50 gr adaçayı,
* 50 gr atkuyruğu,
* 50 gr şahtere,
* 250 gr Demirhindi (Ekşi hurma olarak bilinir),
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri karıştırıp, toz haline getirin. 1,5 su bardağı suyun içerisine, 1,5 tatlı kaşığı bitki karışımını atıp, 1 dak. kaynatın. 10 dak. demlendirdikten sonra süzün. sabah ve akşam için.

Hemoroid nedir

Hemoroid nedir,hemoroid hastalığı nedir,hemoroid basur,hemoroid tedavisi,hemoroid ameliyat sonrası,hemoroid tedavi yöntemleri







Hemoroid nedir,hemoroid hastalığı nedir,hemoroid basur,hemoroid tedavisi,hemoroid ameliyat sonrası,hemoroid tedavi yöntemleri

Egzersizin Faydaları

Doktor Dilara Koçak egzersiz ve spor yapmanın faydalarını şu şekilde açıkladı.
Sağlıklı ve güçlü kemikler sağlarKas tonusunu korurKansere karşı koruyucudurKan basıncını düzenlerİştahı kontrol etmeye yardımcı olurKalp hastalıklarına karşı korurKötü koleste



Doktor Dilara Koçak egzersiz ve spor yapmanın faydalarını şu şekilde açıkladı.



  • Sağlıklı ve güçlü kemikler sağlar

  • Kas tonusunu korur

  • Kansere karşı koruyucudur

  • Kan basıncını düzenler

  • İştahı kontrol etmeye yardımcı olur

  • Kalp hastalıklarına karşı korur

  • Kötü kolesterolü azaltır iyi kolesterolü arttırır

  • Daha güçlü bir konsantrasyon sağlar

  • Psikolojik açıdan mutluluk verir

  • Tip 2 diyabet gelişimi için koruyucudur

  • Kilo kontrolüne yardım eder





Saç Bitinin Nedenleri, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri

Saç bitleri genellikle okul çağındaki çocuklar arasından oldukça sık gözlemlenen bir durumdur. Ufak, kanatsız ve parazit şeklindeki bitler saç derisinden emdikleri kan ile beslenirler. Saç biti sorunu ile karşılaşmış olmak kötü hiyjen koşulları altında ya



Saç bitleri genellikle okul çağındaki çocuklar arasından oldukça sık gözlemlenen bir durumdur. Ufak, kanatsız ve parazit şeklindeki bitler saç derisinden emdikleri kan ile beslenirler. Saç biti sorunu ile karşılaşmış olmak kötü hiyjen koşulları altında yaşadığınız anlamına gelmez.



Saç bitinin genel belirtileri;


Aşırı kaşıntı: Bitlerin ürettiği salya saç derisinde kaşıntıya ve kızarıklıklara neden olur. Bazı durumlarda kişide kaşıntı sorunu ortaya çıkmaz.





Deride yetişkin biti: Bitler genellikle kulak etrafında ve esne çevresindeki bölgelerde daha fazla birikir.


Bit yumurtaları: Bitler saç derisinden beslenmeye başladıktan sonra çok çabuk ürerler. Yumurtlayan bitlerin yumurtaları kepek şeklinde bir görünüme sahiptir.


Bitler saçtan saça atlayamaz veya hayvanlarda bulunmaz. Bitlerin kişiden kişiye geçmesi için kafa kafaya temas gerekir. Bunun yanı sıra bit taşıyan kişilerin şapka, tarak ve kulaklık gibi özel eşyalarını kullanmak da bitlerin karşıdaki kişiye geçmesine neden olabilir.


Saç bitlerinin tedavisi için pirethrin ve permethrin içeren şampuanlar kullanılır. Reçetedeki işlemler takip edildiği taktirde bu şampuanlar oldukça etkili sonuçlar verir.


tetralet - Tetrasiklin antidepresan ilaç

Tetralet ilacı hakkında kısaca bilgiler vereceğim ;

Tetralet ilacı FAKO firması tarafından üretilmektedir. "8699517150401" ilaç barkod numarası ile 5.32TL satılmaktadır.

Tetralet ilacının formülü ;
Tetralet 500 mg Kapsül; her bir kapsülde 500



Tetralet ilacı hakkında kısaca bilgiler vereceğim ;


Tetralet ilacı FAKO firması tarafından üretilmektedir. “8699517150401″ ilaç barkod numarası ile 5.32TL satılmaktadır.


Tetralet ilacının formülü ;
Tetralet 500 mg Kapsül; her bir kapsülde 500 mg tetrasiklin hidroklorür ve yardımcı madde olarak siyah demir oksit, kırmızı demir oksit, titanyum dioksit, indigo karmin, tartrazin ve eritrosin içerir.





Ayrıca bir diğer ilaç “seroqul ilacı yan etkileri” bakabilirsiniz.

Cevre Kirliligi ve İnsan Etkileri

İnsan Sağlığını Etkileyen Faktörler, Çevre Kirliliği İnsan

Sağlık insanın, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali şeklinde tanımlanır. Yani, kişilerin bedence hasta ya da sakat olmaması yeterli değildir. Ruhsal açıdan dengeli, çevresiyle uyu



İnsan Sağlığını Etkileyen Faktörler, Çevre Kirliliği İnsan


Sağlık insanın, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali şeklinde tanımlanır. Yani, kişilerin bedence hasta ya da sakat olmaması yeterli değildir. Ruhsal açıdan dengeli, çevresiyle uyumlu, dirençli, sos­yal ve kültürel yönden iyi olması durumudur. Ekonomik ve eğitim sevi­yesi düşük, yetersiz-dengesiz beslenen ve kirli çevrede yaşayan insanla­rın oluşturduğu toplumların sağlık düzeyleri de düşük olur. Hastalıkla­rın oluşumunda sosyokültürel faktörler önemli rol oynar. Sağlığı etkile­yen fiziksel ve biyolojik faktörler yanında sosyal olaylar da göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlardan en önemlileri beslenme alışkanlıklarıdır. Mesela ishalli bebeğe su verilmemesi gibi…


Hastalık, insanın organ ya da sisteminde görülebilir, ölçülebilir belir­tilerle ortaya çıkan ve yakınmalara sebep olan fonksiyon bozuklukları­dır.


İnsan sağlığını etkileyen etkenler şunlardır


1. Bünyesel Etkenler: Genetik hastalıklar, hormonal bozukluklar ve metabolik hastalıklardır.


2. Çevresel Etkenler: Bunlar da altı gruba ayrılabilir.
Fiziksel faktörler: Isı, ışık, su, iklim gibi faktörlerdir.
Kimyasal faktörler: Çeşitli zehirleri ve kanserojen maddeleri kap­sar.
Biyolojik faktörler
Temel ve vazgeçilmez madde eksiklikleri
Psikolojik faktörler: Stres ve sıkıntı gibi durumlardır.
Sosyal - kültürel ve ekonomik faktörler


Bünyesel Etkenler

Genetik bozukluklar, kromozomlara bağlı olan ve kalıtım yoluyla nesiller boyu aktarılan hastalıklardır. Hemofili, renk kör­lüğü, diabet, Akdeniz anemisi gibi.
Hormonlar, vücut metabolizmasını düzenleyen maddelerdir. Eksik­liklerinde önemli hastalıklar ortaya çıkar. Büyüme hormonuna bağlı ola­rak aşırı ve az büyüme, akromegali, hipotroidizm oluşabilir. Metaboliz­ma hastalıklarına örnek ise gut hastalığı örnek verilebilir.


Çevresel Etkenler


a. Fiziksel Faktörler


Su, lağım ve pis sular, çöpler, gübreler, konut­lar, iklim, hava, gürültü, kamuya açık yerler, mezarlıklar başlıca fiziksel faktörlerdir. Bu faktörlerin temiz olması insanların elindedir. Uyulması gereken çeşitli kurallar bu faktörlerin sağlıklı duruma getirilmesini sağ­lar.
Yaşama ortamlarının temiz, havalandırılmış ve gürültüsüz olması ö-nemlidir. Sağlığımız açısından evlerimizin güneş alması gerekir.


b. Kimyasal Faktörler

Tarım ilaçları, haşere ilaçları, radyasyon ha­vada ve suda bulunan zehirli elementlerdir. Üretimde kullanılan tarım ilaçlarının bilinçsiz ve aşırı kullanılması, haşerelerle mücadelede zehir etkisi oluşturduğu ilaçların kullanılması gibi faktörlerdir.


Radyasyon bir kaynaktan elektromanyetik dalga ya da hızlı parçacık demetinin yayılmasıdır. İnsanlarda kansere, kalıtsal hastalıklara, ölü ve sakat doğumlara neden olur. Bitki ve hayvanlar üzerinde, besin zinciri ile hayvanlar ve insanlara taşınır. Hava ve suda bulunan kimyasallar ise SO2 (kükürt dioksit), NO2 (azot dioksit), CO (karbon monoksit) solunum yolu hastalıklarına civa, kurşun, kadmiyum metalleri ile astbest önemli metabolizma bozukluklarına sebep olur.


c. Biyolojik Faktörler

Mikroorganizmalar: Gözle görülemeyen mikroskobik canlılardır. Ya­rarlı ve zararlı olan türleri vardır. Yoğurdun mayalanması, fermantasyon olayları, insan bağırsağında bulunan ve vitamin üreten bakteriler, bazı baklagillerin köklerinde azot bağlayıcı olarak görev yapan bakteriler ya­rarlı gruba girenlerdir.
Buna karşılık birçok hastalığın sebebi zararlı mikroorganizmalardır. Verem, tifo, zatürre, grip, kızıl, kızamık, suçiçeği, çocuk felci, cüzzam, kolera, kabakulak, menenjit gibi birçok hastalığın etkenidirler. Mikroor­ganizmaların zararlarından korunmak için dezenfeksiyon, sterilizasyon ve pastörizasyon işlemleri yapılmalıdır. Ayrıca dengeli beslenme, havası temiz ortamlarda bulunma, sağlığa zararlı alışkanlıklardan uzak durma da korunma önlemlerindendir.


Vektörler: Hastalık etkeni olan mikroorganizmaları, insanlara taşıyan eklembacaklılar ve kemiriciler vektör olarak adlandırılır. Bunlar bit, pire, kene, tahtakurusu, karasinek, hamam böceği, sivrisinek ve fare gibi can­lılardır. Mekanik ve biyolojik olarak iki şekilde taşıma yaparlar.


Sivrisinek (Sıtma)
Karasinek (Barsak enfeksiyonları)
Pire(Veba)
Tatarcık(Şark Çıbanı)





Bitkiler: Bitkilerin oksijen üretme, besin kaynağı olma ve ilaç yapı­mında kullanılması gibi önemli faydaları yanında insana zararlı etkileri olanları da mevcuttur. Bazı bitkilerin zehirli bazılarının ise uyuşturucu etkisi vardır. Bunlara zehirli mantarlar, delice otu ve uyuşturucu elde e-dilen haşhaş bitkisi örnek verilebilir.


Hayvanlar: Et, süt, yumurta ve gücünden yararlandığımız hayvanlar bazen de bizlere hastalık bulaştırabilirler. Hem insanda hem hayvanda ortak görülen hastalıklara zoonozlar denir. Kuduz hastalığı buna örnek­tir. Bazen insana hastalık, hastalıklı hayvanların besinleri ile de bulaşabilir. Brusella (Yavru atma hastalığı) süt ürünleri ile bulaşan böyle bir has­talıktır. Ayrıca çevremizdeki akrep, yılan ve örümcek gibi zararlı hay­vanlar da insana zarar verebilir.


Besinler: İnsanlar için bir kısmı enerji kaynağı, bir kısmı yapı ve ona­rım maddesidir. Besinlerle aldığımız vitaminler ise vücudun direncini arttırarak hastalıklara karşı savunma oluşturulmasını sağlar. Besinlerin hazırlanması ve saklanması insan sağlığı ve beslenmesi açısından çok önemlidir. Besinlerin uygun şartlarda hazırlanması, iletilmesi ve sak­lanmasına besin hijyeni veya besin sağlığı uygulamaları denir. Bu neden­le başta et ve süt ürünleri olmak üzere tüm besin maddelerinin sağlığa uygun bir şekilde üretilmesi için yasalar koyulmuştur. Besin hijyeni uy­gun olmayan besinler hastalıklara neden olabilir. Tifo, dizanteri, zehir­lenmeler besinlerin olumsuz etkileridir. Ayrıca beslenmede, besin değeri yüksek olan besinler tercih edilmelidir.


d. Temel ve Vazgeçilmez Madde Eksiklikleri

Vitaminler, yağ asitle­ri, esansiyel (elzem) aminoasitler ve mineraller gibi vücutta üretilemeyen mutlaka dışardan alınması gereken maddelerin eksikliklerinde birçok metabolizma hastalıkları oluşur. Örneğin; demir eksikliğinde kansızlık, iyot eksikliğinde guatr, kalsiyum eksikliğinde raşitzm, c vitamini eksik­liğinde skorbüt, Bı vitamini eksikliğinde beriberi, A vitamini eksikliğin­de gece körlüğü gibi hastalıklar.


e. Psikolojik Faktörler (Stres, sıkıntı)


Uzun süre devam eden sıkın­tılı durumlar kalp hastalıklarıyla doğrudan bağlantılıdır. Çaresizlik duy­gusu bağışıklık sistemini zayıflatarak kalp krizi geçirme olasılığını arttı­rır. Olumsuz duyguların, vücut üzerinde şiddetli bir etki yaparak da­marlarda pıhtılaşma olasılığını arttırdığı aynı zamanda yaşlanmayı da hızlandırdığı belirtilmektedir.


Stres vücudumuzu hızlı yaşlandıran faktörlerden biridir. Özellikle sürekli huzursuzluk, kalbe ve damarlara zarar verir, vücut direncini dü­şürerek diğer hastalıklara zemin hazırlar. İnsan hayatında stresle baş edebilmek için egzersiz yapmak, arkadaşlık kurmak ve özel fobiler geliş­tirmek önemlidir.


f. Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Faktörler

Toplumun sosyal çevre­sini meydana getiren faktörlerin, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik etki­leşimler olduğu bilinmektedir. Sosyal olarak gelişme geriliği olan ülke­lerde bu etkileşim olumsuz etkilenir.


Bilindiği üzere toplumun sosyal yapısını aile, nüfus, ırk, din, dil, ak­rabalık gibi faktörler oluşturur. Aynı zamanda bu faktörler o toplumun kültürünü de meydana getirir.


Kültürdeki değişmeler, sosyal yapıyı etkiler. Olumlu kültür değişme­leri, halkın eğitim düzeyini ve ekonomik gücünü arttırmakla gerçekleşir. Eğitim ve kültür düzeyinin iyileşmesi ile sağlık düzeyi de yükselir. Sağ­lık alanında eğitim seviyesinin yükselmesi de, toplumun çevreyi bilinçli kullanmasını ve olumsuzlukları olumlu hale dönüştürmesini sağlar.


Temel Sağlık Hizmetleri ve Yararlanma Yolları


Toplumun sağlık alanındaki ihtiyaçlarına göre, sağlık personelinin yaptığı çalışmalara sağlık hizmetleri denir.

Koruyucu ve tedavi edici olarak her türlü uygulamayı yapmak için örgütlenmiş bir sistemdir. Ancak her türlü çabaya karşın herkesi hasta­lıktan korumak mümkün değildir. İşte bu durumda tedavi hizmetleri devreye girer. Tedavi hizmetlerinin yetersiz kaldığı sakatlık durumla­rında ise, kişileri başkalarına bağımlı olmadan, kendi kendine yeter bi­çimde yaşamasını sağlamak yani rehabilite etmek gerekir.

FESLEĞEN VE FESLEĞENİN FAYDALARI

Fesliyen, peslan, reyhanotu, ırıhan, rahan,reyhan gibi isimlerle de bilinemkte olan bu mucize bitki,Linalool, ve Methylchavicol içerikli eterli uçucu yağ, Cineol, tanen ve flavonlar bileşenler içerir.
FESLEĞENİN FAYDALARI :
* Fesleğen öncelikle sindirim s







Fesliyen, peslan, reyhanotu, ırıhan, rahan,reyhan gibi isimlerle de bilinemkte olan bu mucize bitki,Linalool, ve Methylchavicol içerikli eterli uçucu yağ, Cineol, tanen ve flavonlar bileşenler içerir.
FESLEĞENİN FAYDALARI :
* Fesleğen öncelikle sindirim sistemini ve sinir sistemini olumlu etkiler; şişkinlik, mide krampı, kolikler ve sindirim problemleri kullanım alanıdır.
* Mide bulantısını yatıştırır ve bağırsak parazitlerini öldürebilir.
* Yatıştırıcı etkisi sayesinde, sinirlilik, depresyon, gerginlik ve uykusuzluk durumlarında yardımcı olur.
* Epilepsi, migren ve boğmacaya karşı da denenmelidir. Geleneksel olarak, anne sütünü arttırmada kullanılır.
* Bitki özsuyu, sinek ve böcek ısırıklarının tedavisinde doğrudan ısırılan bölgeye sürülerek kullanılır.
* Fesleğen ayrıca antibakteriyel özelliğe de sahiptir.
* Fesleğenin lezzetli bir baharat olarak her mutfakta bulunması gereği de anımsanmalıdır.
* Romatizmaya faydalıdır. Yapılan bir deneyde, romatizma hastalarına fesleğen yedirildi. Hastaların % 73 gibi yüksek bir oranında şişme ve ağrıların azalıp, yok olduğu görüldü.
* Fesleğenin bronşit, astım gibi ödem yapan ve insanın yaşam kalitesini düşüren hastalıkları da etkili biçimde azalttığı saptandı.
* Kan şekerini düzenlemeye yardımcıdır. Şeker düzeyini azalttığı için, şeker hastaları için de önerimektedir.
* Zayıflamaya yardımcıdır. Ne yazık ki henüz bir fesleğen hapı mevcut değil ama salata olarak yenmesi çok faydalı” diyen araştırmacılar diyetlerde de fesleğen kullanımının kilo vermede etkili olduğunu söyledi.
Kullanım biçimi: Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış fesleğen, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilebilir.

Gastrit için bitkisel çözümler

Gastrit mide iç yüzeyinin iltihaplanmasıdır.

Gastrit için pratik bitkisel formüller :

1-Bir fincan havuç suyu,1 tatlı kaşığı lahana suyu ve 1 tatlı kaşığı balla karıştırılır. Havuç suyu yerine patates suyu da kullanılır.

Bu karışımdan öğle yemeğinden 1



Gastrit mide iç yüzeyinin iltihaplanmasıdır.


Gastrit için pratik bitkisel formüller :


1-Bir fincan havuç suyu,1 tatlı kaşığı lahana suyu ve 1 tatlı kaşığı balla karıştırılır. Havuç suyu yerine patates suyu da kullanılır.


Bu karışımdan öğle yemeğinden 1 saat önce ve yatarken olmak üzere günde 2 defa yenilir.


2-Bir çay bardağı sıcak suya 1 çay kaşığı bal ve yarım limon sıkılıp içilir.


3-Yemeklerden sonra nane ve papatya çayı içilmelidir.Yemeklerden önce ise aynı safa çayı, nergis çayı, kantaron çayı, keten tohumu,meyan kökü gibi bitkilerden çay yapılarak içilir.





4- Bir bardak kaynar suya, 10 gram civanperçemi konulur. 10 dakika demlendirilip günde 2-3 bardak içilir.


5- Bir bardak kaynar suya 6 gram ufalanmış ebegümeci konulur.10 dakika bekletilerek günde 3 bardak içilir.


6-Bir bardak kaynar suya 5-10 gram kantaron konulularak 10 dakika demlendirilir.Öğle ve akşam yemeklerinden önce 1 bardak içilir.Bu karışımı içmeye 25 gün devam edilir.


7-Bir bardak suya 10 gram kuru üzüm konularak 10 dakika kaynatılarak içilir.


8-Bir su bardağına yarım fincan patates suyu.1 tatlı kaşığı lahana suyu ve 1 tatlı kaşığı bal konularak karıştırılır.Üzerine su ilave edilerek sabahları aç karnına içilir.


9-Bir su bardağına 1 fincan havuç suyu,1 tatlı lahana suyu ve 1 tatlı kaşığı bal konularak karıştırılır.Üzerine su ilave edilerek günde 3-4 bardak aç karnına içilir.Bu uygulamaya 2 ay devam edilir.

DOĞUM SONRASI HÜZÜN (Doğum Sonrası Karamsarlık)

DOĞUM SONRASI HÜZÜN (Doğum Sonrası Karamsarlık) Doğum yapma, önemli hayat olaylarından biridir. Doğumu takiben, ilk bir haftada yeni duruma uyum, annelik rolüne adaptasyonla birlikte; biyolojik, hormonal dengedeki ani değişiklikle ilgili ortaya çıkan, ha



DOĞUM SONRASI HÜZÜN (Doğum Sonrası Karamsarlık)


Doğum yapma, önemli hayat olaylarından biridir. Doğumu takiben, ilk bir haftada yeni duruma uyum, annelik rolüne adaptasyonla birlikte; biyolojik, hormonal dengedeki ani değişiklikle ilgili ortaya çıkan, hafif huzursuzluk, yorgunluk uyumsuzluk, ağlama krizleri ile belirgin bir tablo şeklinde görülür. Doğum sonrası dönemde depresif duygu durum oranının yüksekliği bilinmektedir. Depresif duygu durum, normal sayılan bir hüzünlülük (baby blues) halinden renkli ve hızlı başlangıçlı psikotik depresyona kadar geniş bir dışavurum gösterir. Yeni anne olan kadınların %50-80’inde olup, doğumu izleyen ilk 7-10 gün içinde görülür.


Doğum sonrası ilk günlerde gözlenen total plazma triptofanındaki normal artışın gerçekleşmeyişi, gonodotropinler ve diğer hormon düzeylerinin hızla değişimi, platelet MAO ve plazma cAMP düzey değişiklikleri, platelet adrenoreceptor alanlarının fazlalığı gibi etkenler postpartum hüzünle ilişkilidir.





Doğum sonrası hüznün, doğum öncesi disforinin devamı olduğu; bunda iki önemli risk etkeninin; ilk kez gebe olma ile premenstrual sendrom öyküsü olduğu ileri sürülmüştür.


Genelde bu durumun normal olarak değerlendirilmesi gerektiği, kişiye güven vermenin önemli olduğu belirtilmiştir. Ancak O’Hara ve arkadaşları, 182 kadın üzerinde yaptıkları çalışmalar sonucu doğum sonrası hüznün duygulanım bozukluğu yelpazesi içinde olduğunu öne sürmüşlerdir.


Doğum sorası hüzünde terapötik yaklaşım destekleyici çabaları içerir. Anneleri progesteronla sağaltarak doğum sonu hüzünlerini azaltmanın olanaklı olabileceğine inananlar vardır.


BÖLGESEL YAĞLAMLAR İÇİN BİTKİSEL REÇETELER

Bölgesel yağlanma denildiği zaman, akla ilk gelen bölgeler, basen, kalça ve göbek bölgeleridir. Bu bölgelerde yağlanma başlangıcı hissettiğiniz zaman, derhal diyet ve spor yapmaya başlamak, daha fazla ilerleme olmaması açısından önemlidir. Bunun dışında,



Bölgesel yağlanma denildiği zaman, akla ilk gelen bölgeler, basen, kalça ve göbek bölgeleridir. Bu bölgelerde yağlanma başlangıcı hissettiğiniz zaman, derhal diyet ve spor yapmaya başlamak, daha fazla ilerleme olmaması açısından önemlidir. Bunun dışında, uygulanabilecek, bazı bitkisel yçntemler de mevcuttur. İşt sizletre bir kaç örnek.
1. ÖNERİ :
Küvete su doldurup içine, lavanta, biberiye ve isteğinize göre tuz ilave ederek 15 dakika bekleyin. Çıkınca, bir kase susam yağı ve bir kase deniz tuzunu hazır bulundurun. Elinizi yağa, sonra tuza bastırıp tüm vücudunuza bu karışımı ovarak sürün. Bunu doğru nefes alma ve düzenli sporla da desteklerseniz, kanınız temizlenir, iç salgı bezleriniz çalışır. Haftada bir kez masaj yaptırmanız, kan dolaşımını hızlandırır.
2. ÖNERİ :
Susam yağı, Limon suyu, 50 gr kafurun, 1 tatlı kaşığı biberiye yağını karıştrırın. Dairesel hareketler ile, masaj yaparak, tüm vücudunuza sürün.
3.ÖNERİ :
300 gr susam yağı, 50 gr kafurun, 2 su bardağı kil, 3 yemek kaşığı bal, 1 çorba kaşığı biberiye yağını karıştırın. Yağlanma olan bölgelere sürün ve streç film ile sarın. 30 dak bekleyip, streç filmi çıkarın ve ılık su ile vücudunuzu yıkayın.

Kabakulakotu (venüsçiçeği) Bitkisi

Kabakulakotu (venüsçiçeği) : İkiçeneklilerden; 70-80 cm boyunda ince saplı tırmanıcı bir bitkidir. Çiçekleri koyu kahverengidir. Kokusu pistir. Faydası : İdrar söktürür. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar.



Kabakulakotu (venüsçiçeği) : İkiçeneklilerden; 70-80 cm boyunda ince saplı tırmanıcı bir bitkidir. Çiçekleri koyu kahverengidir. Kokusu pistir.


Faydası : İdrar söktürür. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar.





2008 Yılının Dikkat Çeken Trendleri

Geometrik desenler
Romantik küçük çiçek desenleri yerini geometrik desenlere bıraktı. Bej, krem, taba gibi natürel toprak renklerini parlak renklerle canlandıran tasarımcılar, geometrik desenlerini bluzlar, etekler, elbiselerde kullanmış.

Canlı renkler
F



Geometrik desenler
Romantik küçük çiçek desenleri yerini geometrik desenlere bıraktı. Bej, krem, taba gibi natürel toprak renklerini parlak renklerle canlandıran tasarımcılar, geometrik desenlerini bluzlar, etekler, elbiselerde kullanmış.


Canlı renkler
Floresan renkler hayatımıza girdi ve ilkbahar/yaz sezonunda da yine çok moda. Limon sarısı, fosforlu pembe gibi canlı renkler giymeye hazırlıklı olun. Natürel renklerle birlikte aksesuarda da kullanılan bu renkler sıcak yaz havasını şimdiden yansıtıyor.


Renk blokları
Pardesüler, elbiseler ve eteklerde kalın çizgili renk blokları moda tasarımcıların yeni sezon için tasarımlarında dikkat çekiyor. Gri, siyah gibi renkleri yine canlı renkler kullanarak üçüncü bir renk farklı kılıyor.





Yüksek bel
Artık düşük belli pantolonları kaldırmanın zamanı. 1970′lerin etkilerini gördüğümüz defilelerde göğüs altında biten yüksek bel kesim, sadece pantolonlarda değil, şortlar ve eteklerde de çok kullanılmış. Denim, koton ya da gabardin kumaşlarda kullanılan yüksek bel kesimler yeni sezon için hâkimiyetini ilan ediyor.


Lüks materyaller
Moda tasarımcıları koleksiyonlarında kaşmir, ipek, keten gibi malzemeleri kullanarak kendimizi daha da iyi hissetmemizi sağlayacak. Şehirli feminen kadın, rahat kesimlerle ilkbahar/yaz sezonuna damgasını vuracak.

Lekelere son

Lekelerden bıktıysanız size yöntem.İşte maskenin yapılışı.Herkesin kolayca yapabileceği evde bulunan malzemelerden olan maya,süt,limon ve asprini maske kıvamına gelene kadar karıştırın,sonra yüzünüzü uygulayın 15 dakika bekletiniz.kolay gelsin.



Lekelerden bıktıysanız size yöntem.İşte maskenin yapılışı.Herkesin kolayca yapabileceği evde bulunan malzemelerden olan maya,süt,limon ve asprini maske kıvamına gelene kadar karıştırın,sonra yüzünüzü uygulayın 15 dakika bekletiniz.kolay gelsin.

Bel Ağrısı Kas Ağrıları Siyatik Ağrısı

Bel Ağrısı, Omurga Kasları Ağrıları, Siyatik Ağrısı, Sırt Ağrısı

Bel ağrılarının büyük çoğunluğu, kasların omur­ga kemiklerine tutunma yerlerinde, eklem ve bağlar­da, kemik ve periosteum (kemiklerin etrafındaki in­ce zar)da, omurl



Bel Ağrısı, Omurga Kasları Ağrıları, Siyatik Ağrısı, Sırt Ağrısı


Bel ağrılarının büyük çoğunluğu, kasların omur­ga kemiklerine tutunma yerlerinde, eklem ve bağlar­da, kemik ve periosteum (kemiklerin etrafındaki in­ce zar)da, omurlar arasında bulunan kıkırdakların et­rafındaki hassas dokularda ve omurganın içindeki di­ğer yumuşak dokularda başlar. Saydığımız bütün bu yerler hassas sinir uçları ile donatılmıştır. Ayrıca, si­nirler kendileri tazyik veya gerilme halinde, siyatikte olduğu gibi nevrit ağrılarını verebilirler. Kemik için­deki omuriliğin, omurganın muayyen zarar ziyanı ve sakatlıklarıyla yakın ilişkisi vardır. Buna rağmen tüm bel ağrılarının kaynağı belde değildir. Sırt omurlarındaki ağrılar kalp, aort (kanı yürekten vücuda nakle­den büyük damar) veya akciğer düzensizliklerinden, bel omurlarıdaki ağrılarsa karın ve leğen (pelvic) hastalıklarından olabilir. Endişe ve depresyon yalnız mev­cut bir bel ağrısını artırmaz, yenisine neden bile ola­bilir. Bütün bu nedenlerden meydana gelen ağrılar omirilik ve beyinde etki altına alınır ve değişime uğrar.





Ağrı, görme, dokunma, tatma ve işitme gibi temel bir duyu değildir, ama genellikle bazı faktörlerce ha­fifletilmiş ve şiddetlendirilmiş, değişik nahoş unsurların bir kokteylidir. Dokulardaki mekanik ve biyokim­yasal değişiklikler ne olursa olsun, yanıt hep komp­lekstir ve sonuç sadece endişe ve depresyon değil, bazen de hormon değişikliğidir. Ağrının hasta için ta­nıdığı anlam önemlidir. Eğer hasta bel ağrısının kan­serden ileri geldiğini düşünüyorsa, korku ve endişe­den ağrı daha da artar ve şiddetlenir. Şayet futbol oy­narken sadece bir burkulmadan ileri geldiğini biliyor­sa, bir sonraki oyunda oynayıp oynayamayacağını me­rak eden meraklı bir amatör ve çok yüksek paralar alan bir profesyonel olmadıkça, hasta çok daha az üzülür. Bazı hastalar ağrılara çok kızar ve onu Tanrı tarafından kendilerine karşı oynanmış ve hiç hak etmedikleri çirkin bir oyun olarak görürler. Genelde bu onların rahatsızlığını ve acılarını daha da artırır. Öte yandan bazıları duygusallaşmadan durumu kabul eder ve çok daha başarılı olurlar. Korku, kızgınlık, hüs­ran, küskünlük ve haksızlık duygusu çoğu ağrıları da­ha çok artırır. Araba ve iş kazalarının sebep olduğu bel ağrılarının çoğu, özellikle malûllük maaşı ve mah­keme kararları askıda kaldığı sürece ve halledilme­dikçe devam eder. Gelecek korkusu ve endişesi, bel ağrılarının devam etmesine neden olur. Bunlar orta­dan kalktığında sorun da kendiliğinden çözümlenir.Sağlıklı ve güçlü bir adaleli erkeğin sırtı ve beli sağlam bir kaslar yığınıdır. Kadınlar genellikle daha az adaleli görünebilirleri. Ancak kadınlarda genelde daha fazla şişman olduklarından, bu durum mevcut kasları gizler. Rubens’in tablolarında kadınlar, göründüklerinden çok daha adalelidirler. Ama genelde nor­mal bir erkek, normal bir kadından daha adalelidir.

Göz Kalemi Nasıl Kullanılmalıdır

Göz kalemleri gözleri büyük gösterip etkileyici bir bakış kazandırabilir.ancak dikkat edin,çok fazla yada kötü uygulanan göz kalemi sizi panda gibi gösterebilir. Göz kalemleri çeşitlidir, en rahat kullanabildiğinizi seçmelisiniz. Alt ve üst kirpiklerinize



Göz kalemleri gözleri büyük gösterip etkileyici bir bakış kazandırabilir.ancak dikkat edin,çok fazla yada kötü uygulanan göz kalemi sizi panda gibi gösterebilir. Göz kalemleri çeşitlidir, en rahat kullanabildiğinizi seçmelisiniz. Alt ve üst kirpiklerinize yakın çizgi çekmek için kullanabilirsiniz. Zaman zaman kaleminizin ucunu sivriltin,sağlıklı ve temiz tutmak içinde bunu yapın.


Püf nokta


Kirpiklerin iç tarafına çekilen kalemin gözlerinizi daha küçük gösterdiğini, kirpiklerin dış tarafındaki yumuşak bir çizginin daha geniş ve çekici bir bakış sağlamaya yardım edeceğini unutmayın.


Kaleminizi açmadan önce buzdolabında bekletin.


Etkileyici kirpikler


Yüzünüzde başka bir makyaj olmadığında sadece maskara kullanarak farklılık yaratabilirsiniz. Göz makyajı yaptığınızda ise maskara kullanmak zorunluluktur. Maskaranın tipi ve kullanacağınız miktar sizin kişisel tercihinizdir.


Hassas gözler için hazırlanmış maskaralar göz alerjilerine yatkın olanlar ve kontakt lens kullananlar için ideal seçim olur.


Maskara kullanmadan önce kirpikleri fırçalayın far veya toz pudra birikmiş olup maskarayı kötü gösterebilir. Sarışınlara kahverengi veya kahve/siyah maskara yakışırken, esmerler için siyah daha uygundur.


Kirpikleriniz kalın değilse iyi bir görüntü elde etmek için iki kat maskara kullanmanız gerekebilir.ilk kat kuruduktan sonra fırça ile kirpikleri birbirinden ayırın ve ikinci katı uygulayın. Alt kirpiklere tek kat uygulayın.





İpuçları


Maskaranın kurumaması için kabını pompalamayın.


Alt kirpiklere maskara sürmek için, fırçayı dik tutun ve daha iyi kontrol edebilmek için bir kenardan diğerine doğru sürün.


Kaş alımı incelikleri
Bir çok insan ne yapacağını bilmediği için kaşları göz ardı eder. Kaşlar, göze çerçeve görevi yapar, şeklini verir ve resmi tamamlar.


Kaşları almak mı almamak mı* burada en güvenli yol orta yoldur. Çok alınan kaşlar tekrar çıktıklarında düzenli olmayabilir hatta çıkmayabilir.eğer kaşlarınız geç uzuyorsa ilk almada profesyonelce şekil verilmelidir. Tekrar uzamaları daha düzgün olabilir.


Kalem, kibar bir kaş oluşturmaya müsaittir.sarışınlar, açıklık veya koyuluklarına göre açık kahve veya gri kalem kullanmalıdır. Koyu renk kaşı olanlar sadece ıslak bir kaş fırçasıyla fırçalamalıdırlar.


İpuçları


*kaşların dik dik durmasına izin vermeyin. Gözlerinizin biçimine uymalı ve gözünüzün dış kenarıyla aynı hizada kalmalıdırlar.


*kaşlarınızı asla üst tarafından almayın.


*kaşlarınızı boyarken kalemi yüzünüze karşı dikey tutun ve kıllara doğru yavaşça sürün.


*sert çizgilerin oluşmasını engellemek için dokunuşlarınız daima hafif olmalı sonra yumuşatmak için fırçalayın.

KARNINIZI DÜZLEŞTİREN 5 YİYECEK

Bazı besinler vücudunuzda daha uzun süre enerjiye dönüşür ve yaşamınızı uzatmaz. Oysa düz karına sahip olmanın sırrı tüketilen iyi yağlarda gizlidir. Akdeniz kültüründe zeytinyağı sıvı altın olarak bilinir, Aztekler için çikolata önemli, Mısırlı firavunla



Bazı besinler vücudunuzda daha uzun süre enerjiye dönüşür ve yaşamınızı uzatmaz. Oysa düz karına sahip olmanın sırrı tüketilen iyi yağlarda gizlidir. Akdeniz kültüründe zeytinyağı sıvı altın olarak bilinir, Aztekler için çikolata önemli, Mısırlı firavunlar için badem kıymetli ve yetiştiği bölgeler için avakado üremeyi temsil eder. Bu yiyecekler tarihte olduğu gibi karın düzleştiren diyetin kalbidir. Bu yiyecekleri her öğünde tüketmeniz bel çevresinde toplanan yağları önleyebilir. İşte bel çevresindeki tehlikeli yağları önleyen yiyecekler..
YAĞLAR
Kanola, zeytinyağı, fındık yağı, susam yağı, soya yağı, çiçek yağı , cevizyağı tüketmeliyiz.
Susam, fındık ya da kanola yağını kızartmalarda, ceviz ya da zeytin yağını tavalarda, çorba ya da ızgara yiyeceklerde, pirinçte ya da makarna da kullanın.Deniz ürünleri için zeytinyağı ya da susam yağını tercih edin, yemeklerinizi çiçek yağı, soyayağıyla pişirin, salatalarda zeytinyağı tercih edin. Ölçü olarak 1 yemek kaşığını temel alın.
KURUYEMİŞ VE DİĞERLERİ
Badem, fındık, çekirdek, tahin, ceviz, susamdan hazırlanan tahin tüketmeliyiz.
Bu yiyecekleri sadece atıştırma amaçlı tüketin. Salatanızın üzerine serpiştirin. Balık yada tavuk üzerine isteğinize göre serpiştirebilirsiniz. Ölçü olarak 2 yemek kaşığını baz alın.
AVAKADO
Dilimleyerek salata veya sade olarak tüketebilirsiniz. Ölçü olarak çeyrek fincanı baz alın.
ZEYTİNYAĞI
Siyah ya da yeşil zeytin yağı tüketmelisiniz.
Zeytini kahvaltılık ya da atıştırma bir besin olarak tüketin. Pizza, salata, kraker, ya da diğer yediklerinize ekleyin. Ölçü olarak 10 büyük zeytin ya da 2 yemek kaşığı zeytin ezmesi tüketilebilir.
ÇİKOLATA
Koyu çikolata tüketmeliyiz. Tüketmek için çıldırdığınızda bar ya da sos olarak tüketin

Saç Dökülmesi Kremi

1 tatlı kaşığı ceviz yağı 2 tatlı kaşığı biberiye yağı 1 tatlı kaşığı keten tohumu yağı 1 tatlı kaşığı pul biber 1 yumurta sarısı Karıştırılıp saç diplerine masaj yaparak sürülür.15 dk. bekletilir. kuruyken şampuan sürülüp yıkanır. Yağlı saçl



1 tatlı kaşığı ceviz yağı


2 tatlı kaşığı biberiye yağı


1 tatlı kaşığı keten tohumu yağı


1 tatlı kaşığı pul biber


1 yumurta sarısı



Karıştırılıp saç diplerine masaj yaparak sürülür.15 dk. bekletilir. kuruyken şampuan sürülüp yıkanır.





ALTINCI HASTALIK NEDİR

Anne babaların altıncı hastalık adıyla tanıdığı Roseola İnfantum, tehlikeli ve ciddi bir hastalıktır.
Altıncı hastalık (egzantem subitum) çok sık rastlanan son derece bulaşıcı bir virüs enfeksiyonudur. Hastalık havadan geçen damlalarla bulaşır ve genel







Anne babaların altıncı hastalık adıyla tanıdığı Roseola İnfantum, tehlikeli ve ciddi bir hastalıktır.
Altıncı hastalık (egzantem subitum) çok sık rastlanan son derece bulaşıcı bir virüs enfeksiyonudur. Hastalık havadan geçen damlalarla bulaşır ve genellikle birinci yaşın ikinci yarısında ya da küçük çocukluk döneminde ortaya çıkar. Hastalığın mikrobu herpes virüsü familyasındandır. Virüsle temasa geçildikten 7 ila 17 gün sonra ilk hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Ateş nedeniyle hastaneye götürülen bebeklerde sık görülen bir enfeksiyondur. En sık 6-18 aylar arasında, bazen diş çıkarma ile birlikte görülür.
Önce, bebekte 40 dereceye varabilen bir ateş görülür.( Diş çıkarma tek başına asla bu kadar yüksek ateş yapmaz ) Ateşin bu kadar yüksek olması, anne babayı endişelendirir. Bu endişe oldukça haklıdır, çünkü ateşe hassas bebeklerde ateşli havaleler görülebilir. Ateş düşürücü alınca, bebeğin biraz daha keyifli olduğu görülür. Bu yüksek ateşli dönem, 3-4 gün sürebilir. Bu sırada bebekte yapılan muayenede, tanı koydurucu belirgin bir bulgu saptanmaz.
Ateşli dönemin ardından, aniden ateş kaybolur ve özellikle gövde, boyun ve kollarda soluk kırmızı döküntü ortaya çıkar. İşte artık ateşin nedeni ve hastalığının adı belli olmuştur. Bağışıklık sistemi normal olan çocuklarda, herhangi bir komplikasyona yol açmaz
ALTINCI HASTALIK BELİRTİLERİ ;
* İl 3-4 gün 40 derece ateş ilk belirtisidir. Başka bir belirti vermez.
* Ateş düştükten sonra, vücuttan başlayıp, yüze yayılan, pembe renkli küçük döküntüler meydana gelir. Bu döküntüler kaşıntısızdır. 1-2 gün içerisinde geçer.
ALTINCI HASTALIK TEDAVİSİ ;Yüksek ateş görülen dönemlerde, mutlaka ateş düşürücü verilmelidir. Bu dönemde, havale geçirme olasılığı yüksek olduğundan, dikkatli davranılmalıdır. Antibiyotik kullanmanın bir yararı yoktur.Bu konuda, en iyi yönlendirmeyi pediyatri uzmanları yapacaktır.

ÖZSU ÇIKARMAK

ÖZSU ÇIKARMAK

Bitkilerin taze özsuları, damla olarak alınmaya veya hasta organları nemlendirmeye uygundur. Bu özsular, evlerde kullanılan meyve sıkma aygıtı ile de elde edilebilir. Bitkilerin özsuyu her gün taze olarak sıkılabilir. Ağzı iyice kapalı küçü



ÖZSU ÇIKARMAK





Bitkilerin taze özsuları, damla olarak alınmaya veya hasta organları nemlendirmeye uygundur. Bu özsular, evlerde kullanılan meyve sıkma aygıtı ile de elde edilebilir. Bitkilerin özsuyu her gün taze olarak sıkılabilir. Ağzı iyice kapalı küçük şişelerin içinde buzdolabında saklandıklarında da dayanabilirler

Kabaklı Makarna Böreği

Malzemeler
1 orta boy kabak
1 orta boy soğan
1/2 paket erişte makarna
1 çay bardağı ince doğranmış dereotu
1 çay bardağı rendelenmiş taze kaşar
4 yumurta
1 fincan sıvıyağ
1 çay kaşığı kabartma tozu
2 yemek kaşığı un
2 su bardağı süt
2 çay kaşığı tuz

Hazı



Malzemeler
1 orta boy kabak
1 orta boy soğan
1/2 paket erişte makarna
1 çay bardağı ince doğranmış dereotu
1 çay bardağı rendelenmiş taze kaşar
4 yumurta
1 fincan sıvıyağ
1 çay kaşığı kabartma tozu
2 yemek kaşığı un
2 su bardağı süt
2 çay kaşığı tuz





Hazırlanışı
Bir kap içine, oda sıcaklığındaki yumurtaları kırın. Tel çırpıcı ya da mikserle 1 dakika çırpın. üzerine sıvı yağ, kabartma tozu ve unu ekleyin ve tekrar çırpın. Sütü ve tuzu da ekleyip çırparak tüm malzemeyi karıştırın. Diğer bir tarafta, erişte makarnayı kaynayan tuzlu suda 8 dakika pişirin ve süzün. İnce doğranmış dereotunu, rendelenmiş soğan ve kabağı makarnaya ekleyin. Derin bir kap içinde hepsini karıştırın.
Yumurtalı karışımı, makarnalı karışımın üzerine ekleyin ve rendelenmiş taze kaşarı da dökerek tekrar hepsini karıştırın. Kenarları yüksek orta boy fırın kabını iyice yağlayın ve karışımı içine döküp üzerini düzeltin. Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında, karışımın rengi sararıncaya kadar yaklaşık 40-45 dakika pişirin. Fırından çıkardıktan sonra dilimleyerek ılık bir sıcaklıkta, yanında ayran ya da cacık ile bebeğinize yedirebilirsiniz.

Ökse otu

Image via Wikipedia
Ökse otu: (Weisse Mistel / Gui / Mistletoe / Burç / Çekem / Viscum) Mart-nisan aylari arasinda, dallarin ucunda sarimsi-yesil renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarinda, kisin yapraklarini dökmeyen, çali tipinde, iki evcikli, yari para



Image via Wikipedia
Ökse otu: (Weisse Mistel / Gui / Mistletoe / Burç / Çekem / Viscum) Mart-nisan aylari arasinda, dallarin ucunda sarimsi-yesil renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarinda, kisin yapraklarini dökmeyen, çali tipinde, iki evcikli, yari parazit bitkiler. Halk arasinda burç, çeti,Ökseotu - Ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ çekem, gökçe, gövelek, yalinkaya gibi isimlerle bilinir. Ökseotu, havstoryum adi verilen emeçleriyle, kendini odunlu bitkilerin dallari üzerine tespit ederek yasar. Memleketimizde çok degisik agaçlar (çam, köknar, sögüt, kavak, armut, elma, kayisi gibi meyve agaçlari) üzerinde yetisir. Bitkinin dallari ve yapraklari karsiliklidir. Yapraklar sarimsi yesil renkte, sapsiz ve derimsidir. Meyveleri 8-10 cm çapinda, küre seklinde toparlak ve beyaz, iç kismi yapiskanli olup, yapraklarin veya dallarin arasinda sapsiz olarak birkaçi birarada bulunur. Ökseotu, ardiç kuslari ile daldan dala ve agaçtan agaca tasinir. Bu kuslar, meyvanin yapiskan kismini severek yerler ve bu esnâda gagalarina yapisan kismi temizlemek için, gagalarini dallara sürterler ve böylece tohumlarini bu kisimlara bulastirirlar. Tohumlar burada çimlenir ve gelisirler. Ayrica kuslarin diskilari vâsitasiyla disari atilan tohumlarin dallar üzerinde tutunarak çimlenmesiyle gelisirler. Bitkinin meyveleri insanlar için zehirlidir.





Kullanildigi yerler: Bitki rezin, saponinler, alkaloitler tasir. Meyve ve yaprakli dallar kabiz, idrar arttirici, tansiyon düsürücü ve kusturucudur. Meyveleri ezilerek, çibanlar üzerine konulup, cerahatin disari çikmasini saglar. Romatizma agrilarina karsi da kullanilir.

Ruam Hastaligi Hangi Hayvanlardan Bulasir

Ruam Hastalığı Hangi Hayvanlarda Görülür

Çoğunlukla at, katır ve eşek gibi hayvan türlerinde görülen ve kimi zaman insanlara da geçebilen bulaşıcı bir hastalıktır. Genellik­le veteriner, hayvan bakıcıları ve laboratuvar personelinde gö­rü



Ruam Hastalığı Hangi Hayvanlarda Görülür


Çoğunlukla at, katır ve eşek gibi hayvan türlerinde görülen ve kimi zaman insanlara da geçebilen bulaşıcı bir hastalıktır. Genellik­le veteriner, hayvan bakıcıları ve laboratuvar personelinde gö­rülür. Mikropların giriş yeri genel olarak deridir. İç organlar­da da görülebilir.





Kuluçka devresi: 3-5 gün.

Ruam Hastalığı Belirtileri: Akut ruam ateş, baş ve vücut ağrılarıyla bir­likte birdenbire başlar. Mikroplu deri bölgesinde sayısız ap­seler oluşur. Kimi zaman lenf bezleri de etkilenir. Kronik ruam hastalığı yıllarca belirli ısıda eklem ve organ ağrılarıyla apse­ler oluşturarak sürebilir.


Ruam Tedavisi: İlaç tedavisi sayesinde ölüm oranı çok düşük­tür. Organ ruamında teşhis güç olduğu için çok dikkatli bir araştırma ve tedavi uygulanmalıdır.

5 moda tuzağından kaçınmanın yolları

En sık düşülen moda tuzaklarını ve kendinizi koruma yollarını duymak ister misiniz? Başlayalım öyleyse...

1- Dergilerde ve televizyonlarda gördüğünüz o muhteşem kıyafetlere bakıp iç geçiriyorsunuz. Onlar gibi görünmek istiyorsunuz. Peki sizin vücudunuz b



En sık düşülen moda tuzaklarını ve kendinizi koruma yollarını duymak ister misiniz? Başlayalım öyleyse…



1- Dergilerde ve televizyonlarda gördüğünüz o muhteşem kıyafetlere bakıp iç geçiriyorsunuz. Onlar gibi görünmek istiyorsunuz. Peki sizin vücudunuz bu kıyafetleri taşımaya hazır mı? Ya da cüzdanınız? Stilinizi belirlemek için körü körüne moda dergilerine bağlanıp, moda kurbanı olmayın. Kendinizi tanıyın, taşıyamayacağınız hiçbir şeye para harcamayın.

E Vitamini Hamilelikte Zararlı Olabilir

Birçok doktor kadınlara hamilelik döneminde E vitamini almalarını tavsiye eder. Buna karşın son zamanlarda yapılan araştırmalar anne adaylarının hamilelik döneminde E vitamininden uzak durmaları gerektiğini ileri sürüyor.

Uzmanlar hamilelik süresince aş



Birçok doktor kadınlara hamilelik döneminde E vitamini almalarını tavsiye eder. Buna karşın son zamanlarda yapılan araştırmalar anne adaylarının hamilelik döneminde E vitamininden uzak durmaları gerektiğini ileri sürüyor.






Uzmanlar hamilelik süresince aşırı tüketilen E vitamininin bebekle kalp sorunlarına yol açtığını düşünüyor. Bebeklerinde kalp rahatsızlığı bulunan 276 kadın ve bebekleri gayet sağlıklı doğan 324 kadın üzerinde bir anket uygulandı. Anketin sonucunda bebeklerinde kalp rahatsızlığı gözlemlenen annelerin hamilelik döneminde daha fazla E vitamini tükettiği ortaya koydu.


Çalışma, hamilelik döneminin ilk iki ayında günde 14.9 mg üzerinde E vitamini tüketen annelerin bebeklerinde kalp rahatsızlığı görülme riskinin 9 kat arttığını göstermiş oldu.


Ender Saraç dan Yağlı cilt için çökelek maskesi tarifi

Yağlı cilt için çökelek maskesi

Malzemeler:
4 yemek kaşığı dolusu çökelek,
10 ml adaçayı, destile suyu,
10 ml gülsuyu,
1 kahve fincanı ılık süt

Hazırlanışı: Malzemeler mikserde iyice karıştırılırak elde edilen karışım yüze ve boyuna uygulanarak 30 dakik




Yağlı cilt için çökelek maskesi


Malzemeler:
4 yemek kaşığı dolusu çökelek,
10 ml adaçayı, destile suyu,
10 ml gülsuyu,
1 kahve fincanı ılık süt





Hazırlanışı: Malzemeler mikserde iyice karıştırılırak elde edilen karışım yüze ve boyuna uygulanarak 30 dakika etkilemeye bırakıldıktan sonra ılık su ile durulanır.

ayva (sefercel)

ayva (sefercel) : Gülgillerden çiçekleri iri ve pembe renkli; yapraklarının altı tüylü, orta yükseklikteki bir ağacın meyvesidir. Ayva; limondan büyük, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Vitamini boldur. Çiğ yeni



ayva (sefercel) : Gülgillerden çiçekleri iri ve pembe renkli; yapraklarının altı tüylü, orta yükseklikteki bir ağacın meyvesidir. Ayva; limondan büyük, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Vitamini boldur. Çiğ yenilmesi tavsiye edilmez. Komposto veya jöle yapılarak veya külde pişirildikten sonra yenmesi uygundur.





Faydası : İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Karaciğer tembelliğini giderir. Safra akışını sağlar. Çarpıntıyı dindirir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Bronşit, müzmin öksürük ve veremde faydalıdır. Ağızdan su gelmesini ve kan kusmayı önler. Vücudun gelişmesine yardım eder. Merhem yapılarak kullanıldığı takdirde; el ayak ve meme ucu çatlaklarını, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir. Egzama kaşıntılarını ve basur memelerinin doğurduğu şikayetleri giderir. Kabızlık çekenler ve tansiyonu yüksek olanlar yememelidir.


YÜZ BAKIM MASKELERİ

Bezelyeden patlıcana kadar birçok sebzenin,cildimiz için birer cansimidine dönüşebileceğini biliyor musunuz?Sebzeler vücudumuza olduğu kadar cildimiz üzerinde de olumlu etkilere sahip.Hazırlanması çok kolay olan bu maskeleri uygulayarak pürüzsüz ve sağlık



Bezelyeden patlıcana kadar birçok sebzenin,cildimiz için birer cansimidine dönüşebileceğini biliyor musunuz?Sebzeler vücudumuza olduğu kadar cildimiz üzerinde de olumlu etkilere sahip.Hazırlanması çok kolay olan bu maskeleri uygulayarak pürüzsüz ve sağlıklı bir cilde kavuşabilirsiniz.


1.SALATALIK MASKESİ:İki tutam çuha çiçeği kurutularak,dövülüp toz haline getirilir.Kabukları soyulmuş yarım salatalık,bir fincan pirinç unu,çuha çiçeği tozu ile birlikte on dakika ateşte pişirilir.Elde edilen karışım bulamaç haline getirilir.Hazırlanan bulamaça yarım fincan elma suyu,bir çorba kaşığı saf zeytinyağı ilave edilerek krem haline getirilir.
ETKİSİ:Yüz ve boyuna uygulanan bu maske cildin canlı ve sağlıklı gözükmesini sağlar.Yüzde yarım saat beklettikten sonra ılık su ile yıkanır ve gül suyu sürülür.


2.BAL MASKESİ:Civan perçemi çiçeği,saf suda on dakika kaynatıldıktan sonra sıkılarak süzülür.Bir fincan su soğutulur.Elde edilen posa ezildikten sonra,yarım fincan limon suyu,bir çorba kaşığı zeytinyağı,bir tatlı kaşığı bal ve çırpılmış yumurta sarısı ile karıştırılır.Hazırlanan karışıma soğuk civan perçemi suyu ilave edilir.Maske kıvamına gelinceye kadar yulaf unu eklenir.
ETKİSİ:Yüzdeki çöküntü ve kırışıklıkların giderilmesini önler.Bu maske bir hafta uygulanmalıdır.Yüzde bir saat kalması gereklidir.


3.YUMURTA MASKESİ:İki avuç buğday,iki bardak suda ezilir.İki yumurta sarısı ve bir çorba kaşığı badem yağı konulur.Yüze sürülür ve kurumaya başlayınca yıkanır ve gülsuyu sürülür. ETKİSİ:Kızıl lekelerin ve sivilcilerin giderilmesini sağlar.Sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa uygulanır.Bu maske şampuan olarak kullanılabilir,saçların parlamasını sağlar.





4.BEZELYE MASKESİ:İki su bardağı taze bezelye,ezildikten sonra üzüm pekmezi ile karıştırılır.Yumurta akı ve yarım fincan ayçiçek yağı ilave edilir.
Bir miktar un konularak maske kıvamına gelinceye kadar karıştırılır.
ETKİSİ:Ten dokusu üzerinde parlaklık sağlar,gece yatmadan uygulanmalıdır.Sabah cilt temizlenir.


5.ÇİLEK MASKESİ:Bir avuç taze çilek ezilip,yulaf unu ile karıştırılır.Bir adet yumurta sarısı ile iki çrba kaşığı yoğurt çırpılır,krem kıvamına getirilir.
ETKİSİ:Kuru ciltler için besleyici olan bu maske 20 dakika ciltte kaldıktan sonra ılık su ile yıkanır.Çilek maskesi özellikle gözaltlarındaki kırışıklıkların azalmasında önemli rol oynar.


6.PATLICAN MASKESİ: Dilimlenmiş yarım patlıcan iki bardak suda kaynatılır.Hazırlanan karışıma bir diş sarımsak eklenerek lapa haline getirilir.Buna kaymak katılarak krem haline getirilir.Bu karışım iki ay boyunca hergün tekrarlanmalıdır.
ETKİSİ:Tendeki mikropları arındırmada ve yüze canlı bir görünüm kazandırmada etkindir.


7.KAYISI MASKESİ:Üç tutam defne yaprağı,bir tutam tarçın kayısı suyunda pişirilir.Bir adet yumurta ve yarım fincan süt karıştırılarak krem haline getirilir.
ETKİSİ:Yüzdeki sivilcelerigidermek ve tene tazelik kazandırır.Saça uygulandığında dökülmeyi durdurur ve saçın geç ağarmasını sağlar.


*YULAF MASKESİ İLE SİYAH NOKTALARDAN KURTULUN…
Yulaf ezmesi, cildin derinlemesine temizlenmesi ve siyah noktaların yok edilmesini sağlayan bir maskedir. Bu maske ayrıca cildin içinde dolaşan pislikleri temizleyip, cildin fazla yağlanmasını da engeller. Bu nedenle kuru ciltli kişiler tarafından pek fazla kullanılmamalıdır. Yulaf ezmesi maskesinin yapımı son derece basittir. Pişirdiğiniz yulafları süzdükten sonra, bunları geniş bir kabın içinde bir kaç dakika ezin. Hazırladığınız bu yulaf ezmesini yüzünüze sürdükten sonra 15 dakika kadar bekleyin. Daha sonra yüzünüzü ılık suyla temizleyin. Bu maskeyi vücudunuza da uygulayarak, şaşırtıcı sonuca ulaşabilirisiniz.

Güzelliğin tarifi

Güzelliğin tarifi

Hayat daha uzun, "güzel" olsun isteniyor. Nasıl modern tıbbın yaşama daha fazla seneler verdiği biliniyorsa, estetik cerrahinin de bu senelere yaşam verdiği aşikar



Hayatımızdaki öncelikleri sıralarken pek çoğumuz için güzel



Güzelliğin tarifi


Hayat daha uzun, “güzel” olsun isteniyor. Nasıl modern tıbbın yaşama daha fazla seneler verdiği biliniyorsa, estetik cerrahinin de bu senelere yaşam verdiği aşikar



Hayatımızdaki öncelikleri sıralarken pek çoğumuz için güzellik; sağlık ve mutluluk gibi kavramlardan sonra gelir. Aslında bugüne kadar güzelliğin yeterince açık ve net bir tarifi de yapılamamıştır.
Pek çok kişiye güzelliği nasıl tarif edersiniz diye sorabiliriz. Göreceksiniz ki herkes güzelliği farklı şekilde tanımlayacak ve bunların hiçbiri bizi tam olarak tatmin etmeyecektir.
Eskiden beri bize güzelliğin oranla, dengeyle ve simetriyle alakadar olduğu anlatılmaya çalışılır hep. Güzellik bize keyif veren, hayran kaldığımız formların ve oranların bir kombinasyonudur. Güzellik kalıp ve hacim arasında bir dengedir. Bu tanımların hepsinde de doğruluk payı var.
Güzellik herkese göre değişen tamamen psikolojik bir bakış açısıdır.
Güzellik sonuçta gözlerimize keyif veren, içimizde estetik bir his ve hayranlık oluşturan bir duygudur. Hatta güzelliğin bir görsel fenomen olduğunu da iddia edebilirim.
Bir kişinin karakteri ve ruh güzelliği yüzüne yansır
Fakat anlaşılması gereken en önemli şey güzelliğin tek başına değil, aslında ona bakan kişinin gözünde ve zihninde var olduğudur. Bir şey bir insanın hoşuna giderse, o şey o insan için güzeldir.
Bana kalırsa, “Güzellik insanı sevindiren bir şeydir ama bir insanı sevindiren başka bir insanı da sevindirecek” diye bir kural yoktur. Güzellik tamamen bireysel bir histir. İşte bu anlayış estetik ameliyat yaptırmayı düşünen kişiler tarafından çok net bir şekilde kabul edilmelidir.
Güzellik kavramı sadece yüz, ses, vücut veya zarif görünüm için geçerli değildir. İnsanlar karakterleriyle, sevinç hissi duyabilme, sağlayabilme ve sevebilme kabiliyetleriyle de güzeldir.
Bir insanın yüzü hoşumuza giderse bu insanın bize ifade ettiği duygu hoşumuza gidiyordur. Kişinin karakteri ve ruh güzelliği yüz güzelliğine yansır. Güzelliği tarif etmenin birçok yolu vardır ve bunlar birçok kez cazibe ile benzer tanımlardır. Cazibe ile güzellik arasındaki fark ise cazibenin sonsuzluğudur. Oysa güzellik geçicidir. İngilizcede bunu anlatan bir deyim de vardır: “Charm last! Beauty blast”. Sonuç olarak tüm bu irdelemelerden sonra, bir insanın güzel olup olmadığına karar verirken görsel faktörlerin aslında hiçbir önemi olmadığı, ilk başta o kişiyle kafa olarak özdeşleşmek ama asıl kalbini ve iç güzelliğini sevmek gerektiği kanaatine varıyoruz. Yani, güzelliğe sadece göz karar vermiyor, kafa ve kalp de karar veriyor.
Güzelliği korumak yaşam kalitesini yükseltmek demek
Güzellik kadınların erkeklere hazırladığı bir tuzak değildir. Aslında toplumda ve ailede daha iyi kabul edilmek için beğenilme isteğidir. Son 10 yılda büyük gelişmeler olmasına rağmen hayat şartlarının erkeklerden ziyade kadınlar için daha sert olduğunu kabul etmek gerekir. Kızılderililerin savaş esnasında boyanmaları gibi makyaj da kadında güven duygusu yaratır. “Acaba neden güzel olmamız gerekiyor?” sorusunun cevabının gurur, hak, hayran kalınma isteği ve başkalarından üstün olma isteği olduğu söylenir. Aslında güzel olma isteği kişinin güzelliğinden dolayı hayran kalınma isteğinden değil, daha ziyade güzelliğinden dolayı sevilme isteğinden kaynaklanmaktadır. Kaderine razı olmayıp onu değiştirmeye çabalayan tek varlık insandır. Güzelliği korumak demek hayatı güzelleştirmek için yaşam kalitesini yükseltmek demektir. Medeniyetin her alanda gelişmesi yaşam süresini uzatmıştır. Ama sadece uzun yaşamanın da yetmediğini görüyoruz. Yaşam kalitesinin de aynı şekilde korunması gerekiyor. Hayat daha uzun, “güzel” olsun isteniyor. Nasıl modern tıbbın yaşama daha fazla seneler verdiği biliniyorsa, estetik cerrahinin de bu senelere yaşam verdiği aşikar.
Herkesin bildiği gibi güzellik sonsuz değil. Ama aynı zamanda da güzelliğin yaşı da yok. Bir kişi sadece 20 yaşındayken mükemmel bir görünüme sahip olabilir ama bütün hayatı boyunca dayanılmaz cazibeli olması da mümkündür. Kadına karşı olan ilk beklenti beğenilmesidir. İlerleyen yaşlarda bu beklentiyi yerine getirmek gittikçe zorlaşır. Bu, bana gelip face-lifting üzerine bilgi almak isteyen yaşlı bir hanımı hatırlattı. İlerleyen yaşından dolayı bu ameliyatı yapmaktaki isteksizliğimi gördüğünde, sakin bir sesle bana, “Bir kişi artık beğenilme durumunda değilse, başkalarının hoşuna gitmeme durumuna gelmesi gerekmez” demişti.





Güzellik üzerine özlü sözler
“Güzellik mutlaka özel ve şahsi bir tecrübedir. Güzellik seyredenin gözünde ve kafasındadır.” (David Hume)
“Madem Tanrı kadınların kırışıp buruşmasına karar verdi, neden bunun yerini ayak tabanı olarak seçmedi.” (Elizabeth Taylor)
“30 yaşında yaşlı görüneceğime 70 yaşında olup genç ve yakışıklı görünmeyi tercih ederim.” (Salvador Dali)
“Çirkinlerin kıskanılacak bir tarafı varsa, bu onlara yaşlandıkları zaman kimsenin ‘Bir zamanlar ne kadar güzeldi’ dememesi…” (Dusan Radoviç)
“Ruhi güzelliği olmayan bir gencin yine de cazibesi vardır ama ruhu genç olmayan bir güzelliğin…”


(Arthur Schopenhauer)


Anti aging için yaşam tarzınızı değiştirin
Dusan Radoviç “Genç olmak çok güzel ama güzel yaşlanmak da az bir başarı değil” demiş… İlaç endüstrisinde yaşam süresinin uzatılması için milyarlarca dolarlık yatırımlar yapılıyor. Uzun yaşam süresini acaba sadece eczaneden mi satın almamız gerekiyor? Yaşam stilimizi değiştirmemiz de ömrümüzü uzatmaya yetebilir eğer aşağıdakiler düzenli uygulanırsa…
Beslenme tarzının değiştirilmesi. Kalori azaltılması, bol su, yeterli sebze ve meyve, süt, bio-yoğurt ve saat 19.00′da son yemek.
Düzenli spor ile haftada 1500 kalori yakılması.
Entelektüel gelişmeye önem vermek ve araştırıcı olmak.
Gülmek.
Pozitif düşünmek de önemli. Optimist kişiler uzun yaşar ve genç görünürler.
Sevgi, yakınlık, duygusal sıcaklık.
Seks, spor ve gülme mutluluk hormonu endorfini artırır.
Sağlıklı uyku yani gce 7-8 saat ve gün ortasında 6 dakikalık kısa uyku.
Meditasyon, yoga.

CİNSEL SORUNLAR VE SAĞLIK

CİNSEL SORUNLAR VE SAĞLIK
Kadın ve erkeklerdeki iktidarsızlık ve soğukluk gibi cinsel sorunların çok büyük bir bölümü psikolojik kökenlidir ama, fiziksel rahatsızlık ve hastalıkların sonucu olan cinsel yetersizlikler de vardır. Özellikle, gençlikt







CİNSEL SORUNLAR VE SAĞLIK








Kadın ve erkeklerdeki iktidarsızlık ve soğukluk gibi cinsel sorunların çok büyük bir bölümü psikolojik kökenlidir ama, fiziksel rahatsızlık ve hastalıkların sonucu olan cinsel yetersizlikler de vardır. Özellikle, gençlikte gözükmeyen ama ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan şeker hastalığı, kalp, karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarının cinsel yaşamı olumsuz yönde etkilediği ileri sürülmektedir. Kalp uzmanlarının, kalp hastalarının cinsel yaşamıyla ilgili olarak İngiltere’de yaptıkları bir araştırma şu sonuçları vermiştir: kalp hastalarının yüzde 10′u ağır bir krizden sonra cinsel güçlerini bütünüyle yitirmiş gorünmektedir; yüzde 60′ının cinsel yaşamı düzensizleşmiş ve cinsel birleşmeden aldıkları zevk azalmıştır. Geri kalan yüzde 30′un cinsel etkinliklerinde bir değişme olmamış, krizi geçirdikten bir süre sonra normal cinsel ilişkilerine yeniden başlamışlardır. Görünüşte, enfarktüse benzer kalp hastalıkları cinsel yaşama ağır bir darbe indirmektedir. Ancak, yapılan araştırma, bu hastaların üçte ikisinin geçirdikleri krizin cinsel yaşamlarını ne yönde etkileyeceği konusunda hiçbir hekime danışmadıklarını da ortaya koymuştur. Buradan da anlaşılmaktadır ki, hastaların çoğu bilgisizlikten ve korkudan ötürü, cinsel faaliyetlerini kendi kendilerine kısıtlamıştır. Araştırmayı yürüten kalp uzmanları, böyle bir kısıtlamanın oldukça gereksiz olduğunu, hatta tam tersine hastanın durumunun daha da kötüleşmesine neden olabileceğini belirtmektedir.



Dahası, araştırmada, hastanın yaşı da geçirdiği krizin sertliği ile cinsel faaliyet düzeyi arasında anlamlı bir bağ da bulunamamıştır. 43 yaşında ikinci bir enfarktüs geçirmiş bir erkek, kısa bir süre sonra cinsel yaşamına aynı tempoda yeniden başlamış, buna karşılık 46 yaşında ve oldukça hafif bir enfarktüs geçiren bir başka erkek cinsel birleşmeyi kendi kendine yasakladığı için giderek isteği de zayıflamıştır. Sevişme ve cinsel birleşme sırasında insanın kalp atışlarında, soluğunda ve kan dolaşımında büyük bir hızlanma olduğu doğrudur. Daha önce kriz geçirmiş kişilerin sevişme sırasında kendilerini fazlaca zorlamaktan kaçınmaları da yararlı olacaktır. Ama bu kişiler kalplerini aşırı zorlamaksızın da doyurucu bir cinsel deney yaşayabilirler.





Öte yandan, çalışırken ve gündelik yaşam içinde kalplerine cinsel birleşmedekinden çok daha fazla bir yük bindiriyor da olabilirler. Enfarktüs krizi geçirmiş 14 kişi üzerinde yapılan incelemeler, bu hastaların bir gün içinde, çeşitli zamanlarda örneğin sıkışık bir trafikte araba kullanırken, işlerinde çetrefil bir sorunla uğraşırken ya da hararetli bir tartışma içindeyken kalplerini çok daha fazla yorduklarını göstermiştir. Alınan elektrokardiyogramlar bunu kanıtlamaktadır. Birçok hekim, kalp hastalarının bir kat merdiven çıkabilecek ya da birkaç dakika hızlı yürüyebilecek durumda oldukları sürece rahatlıkla cinsel ilişkiye de girebileceklerini belirtmektedir.


Cinsel birleşme sırasında geçirilen kalp krizleri üzerinde yapılan bir çalışma da oldukça anlamlı bir sonuç koymuştur ortaya: bu krizlerin büyük bir bölümü, evli kişilerin evlilik dışı cinsel ilişkileri sırasında meydana gelmiştir. Bunun bir nedeni, bu tür ilişkiler sırasında alınan ağır alkol ve aşırı yemek ise, bir nedeni de böyle bir ilişkinin kişiye büyük bir kaygı, duygusal gerginlik, hatta korku vermesidir. Başka bir deyişle, krizin asıl nedeni cinsel birleşme değil, bu birleşmenin yakalanma korkusu içinde, sıkıntılı ve gergin bir ruh hali içinde yapılmasıdır.
Bunun dışında, bazı damar rahatsızlıklarının ve özellikle şeker hastalığının kişinin cinsel tepkilerini etkilediği bilinmektedir. Ama bu etki, hastalığın ilerleme derecesine göre ve kişiden kişiye değişmektedir.


Diğer taraftan bu hastalıkların etkisi, doğru bir yemek rejimi ve yaşam tarzının benimsenmesiyle büyük ölçüde giderilebilmektedir. Bu konuda kişilerin hekime danışmadan kendi yersiz korkuları ve kulaktan dolma bilgileriyle hareket etmeleri yanlış olur.







hastalık-saglik.blogspot.com
——————————————–
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Topuk Dikeni Nedir?Nasil Korunulur?

Oluşma sebebi ayak tabanındaki aşırı zorlanmadır. Ayak tabanındaki tendon dokusunun topuşa yapışma yerinde gerilme, zorlanma nedeniyle zamanla minik yırtık ve zedelenmeler oluşur...

Daha sonra oluşan doku iltihabı ve sertleşmesi, yerini kemikimsi bir ya



Oluşma sebebi ayak tabanındaki aşırı zorlanmadır. Ayak tabanındaki tendon dokusunun topuşa yapışma yerinde gerilme, zorlanma nedeniyle zamanla minik yırtık ve zedelenmeler oluşur…


Daha sonra oluşan doku iltihabı ve sertleşmesi, yerini kemikimsi bir yapıya bırakır. Bu da röntgen filminde topuğa batmış bir diken gibi görünür. Ağrının sebebi dokuda meydana gelen zedelenmedir. Oluşan kireçlenme vücudun zedelenmeye karşı verdiği reaksiyondur.


Şişmanlık,ayak taban bozuklukları, uzun süre ayakta kalma, yürüme ve bazı spor dallarındaki aktiviteler hazırlayıcı faktör oluştururlar. Hasta genellikle sabah kalkınca ilk adımda şiddetli topuk ağrısından yakınır. Daha sonra kısmen hafifleyen ağrı, uzun süre yürüme, ayakta kalma ile tekrar artabilir.


ESWT Topuk Dikeni hastalığında nasıl etkili olur ?


Topukta oluşan kireçlenmenin zaman içinde erimesini , hasar gören tendon ve dokuların rejenerasyonunu sağlayarak uygulama bölgesinde organ kanlanması artar.Angiogenez dokuların yenilenmesii sağlayan eNOS, VEGF, PCNA vb faktörler uygulama alanında artar. Neovaskülüzasyon yeni damar oluşumu görülür.


ESWT tedavisinin sonuçları uygulama sonrası ne zaman başlar?


Uygulama sonrası çoğu hastada ilk haftadan itibaren iyileşme başlar. Şok Tedavi uygulamasında amaç geçici olarak ağrının giderilmesi değil, hastanın kalıcı ve kesin tedavisinin yapılmasıdır.


TOPUK DİKENİ TEDAVİSİNDE DİĞER ÖNERİLERİLERİNİZ NELERDİR?
1. Ayakkabı içine yerleştirilen ağrılı bölgeye gelen kısmı delik olan topuk yastıkçığı/taban desteği
2. Spor ayakkabı ve ayakkabı seçerken dikkat edilecek konularda hastayı bilgilendirme.
3.Egzersiz uygulamaları
4. Fazla kiloları vermek.


ESWT TEDAVİSİ UYGULANAN BÖLGEDE NE GİBİ BİYOLOJİK DEĞİŞİMLER OLUR?


Şok dalga terapisi hastalıklı bölgelere ulaşarak vücudun doğal iyileştirme sürecini uyaran özel tip tedavidir.Sonuçta daha hızlı iyileşme, ağrıda, şişme ve enflamasyonda azalma sağlar.
Hücreler ESWT enerjisine maruz kaldıklarında bir dizi biyolojik reaksiyon meydana gelir.Bu reaksiyonlar sonucu bazı iyileştirici etkiler oluşur:
” Artmış hücre metabolizması
” Lokalize kan akımının iyileşmesi
” Kollagen kas dokusunun gelişimi
” Kireçlenmeyi parçalayıcı direkt etki
” Akut ve kronik ağrının iyileşmesi
” Neovaskülizasyon yeni damar oluşumu
” Angiogenetik faktörleri e NOS, VEGF, PCNA arttırır.
” Kemik ve tendon dokunun tamiri
” Lokalize enflamasyon ve ödemin azalması
” İmmün sistem stimülasyonu
” Sinir fonksiyonlarının stimülasyonu





Güvenilirliği ?


Amerikada 1997 yılından beri Topuk Dikeninde , 2000 yılından bu yanada Tenisci dirseğinde FDA Amerika için gerekli izin onayı alınmıştır. Böylece Şok Tedavi artık tüm Dünya ın kabul ettiği bir tedavi olarak onaylanmış ve Nano teknoloji ürünü olarak kliniklerindeki yerini almıştır. Ülkemizde de kısa sürede yaygınlaşacaktır. ESWT tedavisinin Türkiyede öncülüğünü yapan kliniklerden bir olmaktan gurur duyuyoruz. Çok kısa sürede Türkiyede de yaygın kullanılmaya başlayacağına inandığımız ESWT tedavisinin ülkemizde öncülerinden olmakla gurur duyuyoruz.


Klinik başarılarımız..?


Çeşitli mesleklerde hastalarımız oldu. Ortapedi , pratisyen doktorlarda dahil.. EÜ Spor Hekimliği Branşında Türkiye şampiyonu olan omuzun kalsifiye tendiniti hastasını kliniğimize gönderdi; hastamız konvansiyonel tedavilerden sonuç alamamıştı kendisini iki seansta iyileştirdik.


Ahmet Marankinin Tedavi süresi


Topuk dikeni, çağımızda bir çok insanın ortak problemi olan ortopedik bir rahatsızlıktır. marankijpgTopuk dikeni kandaki ürük asit miktarının artışına bağlı olarak gelişir. Topuk dikenine yakalanmış hasta topuğunun üzerine basarken ayağında keskin bir acı hisseder. Topuk dikeninin kesin tedavisi ancak ameliyatla olur. Ancak Prof. Dr. Ahmet Maranki ameliyata gitmeden önce topuk dikeni için bitkisel bir formül önermektedir. Ahmet Maranki’ nin topuk dikeni için önerisini veriyorum:


Ahmet Maranki öncelikle öğlen ve akşam yemeklerinden önce, 5 er tane ardıç tohumu yiyerek topuk dikeninin dayanılmaz ağrılarının hafifleyeceğini belirtiyor. Bunun yanında Maranki:


* 1 kova sıcak suyun içine 1 çay bardağı kekik koyun. Bu suyun ılımasını bekleyin. Su ılıdıktan sonra topuk dikeni olan ayağınızı 35-40 dakika buyun içesinde bekletin.


* 4 tane elmanın kabuğu 1 litre suyun içerisine atılır. 10 dakika boyunca kaynatılır. yarım saat demlenip süzülür. Günde 2 kez yemek aralarında ve yatarken içilir.


Ahmet Maranki’ nin topuk dikeni için önerdiği bu formüllerin sağlığınıza herhangi bir zararı dokunmayacaktır.

incir

İncirin faydaları Yaş incir kurutulduğunda bünyesindeki kalsiyum 4.6 kat artar

İncir enerji verir

Vitamin ve mineral içeriğinden zengin bir gıdadır.

İncir bağırsaklardan toksik maddelerin temizlenmesi ve kandaki kollestrol seviyesinin düşürülmesi için



İncirin faydaları

Yaş incir kurutulduğunda bünyesindeki kalsiyum 4.6 kat artar


İncir enerji verir


Vitamin ve mineral içeriğinden zengin bir gıdadır.


İncir bağırsaklardan toksik maddelerin temizlenmesi ve kandaki kollestrol seviyesinin düşürülmesi için faydalıdır.


Bağırsak iltihabı olanların çok incir yemesi gerekir.


Kurutulmuş incir çok değerli olup, iyi bir besin kaynağıdır. Balgam söktürücü, yumuşatıcı olarak kullanılır.


Ayrıca kış aylarında vücudun direncini arttırır, pek çok sağlık sorununa karşı güç ve dayanıklılık kazandırır.





İncirin bünyesinde şeker, albüminli maddeler, organik asitler, pektin, provitamin, A, B1, B2, C vitaminleri, magnezyum, kükürt, fosfor ve unlu maddeler bulunur.


İncir cevizle birlikte yenildiğinde hem vücudunu zehirlerden korur, hem de bronşite iyi gelerek öksürüğü keser. Nezle için de faydalıdır.


İnciri sütle ya da sirkeyle eğer oda olmazsa yalnızca zeytinyağına batırıp yiyerek basur şikayetinizi ortadan kaldırabilirsiniz.


Sesiniz kısıldığında hemen bir inciri bir su bardağı kadar sütün içine koyup bir cezvede kaynatın. Ilık ılık bu şurubu için, çok yararını göreceksiniz.


Yaş dalları kırıldığında akan sütümsü beyaz sıvı, nasır ve siğillere sürülür.


Yaşı kurusundan daha fazla tercihe şayan olan incir vücuda kuvvet verir. Anasonla beraber yenen incir hem kan yapar, hem de şişmanlatır. Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidirler.


Kuru incir, içerdiği protein miktarı yönünden fakir, sentezinde kullanılan aminoasit çeşidi açısından zengindir, bu nedenle hücre gelişimini destekler.


Ayrıca kuru incir, boğaz ağrısı bronşit ve öksürüğe de faydalıdır.

Sivilceler için buz uygulayın

işte başınıza dert olan sivileler için güzel buz küp önerileri.

- Şerbetçi otu buz küpü. 1 kaşık şerbetçiotu kozalağına 50 ml sıcak su ekleyin, kapağını kapatıp 30 dakika demleyin. Buz kalıbına boşaltın. Ve dondurucu bölmeye yerleştirin.

- Kalendula yap



işte başınıza dert olan sivileler için güzel buz küp önerileri.


- Şerbetçi otu buz küpü. 1 kaşık şerbetçiotu kozalağına 50 ml sıcak su ekleyin, kapağını kapatıp 30 dakika demleyin. Buz kalıbına boşaltın. Ve dondurucu bölmeye yerleştirin.


- Kalendula yapraklarından buz küpü. 2 kaşık kalendula yaprağına 50 ml sıcak su ekleyin, kapağını kapatıp demleyin. Kalıplara boşaltıp dondurun.


- Adaçayı buz küpleri. 1 tatlı kaşığı adaçayı yaprağına 50 ml sıcak su ekleyin, 5-7 dakika demleyin. Dondurup kullanın.


- Dere otu tohumu buz küpü. 1 tatlı kaşığı dereotu tohumuna 100 ml sıcak su ekleyin, 15 dakika bekleyin. Süzüp soğutun ve kalıplara boşaltın.





- Meyve suyu küpleri. Bazı meyve ve sebzelerin suyunu dondurarak kullanabilirsiniz; Karpuz suyuna çok az tuz ekleyerek dondurun. 2 kaşık ayva suyu+2 kaşık maydanoz suyunu karıştırın. Buz kalıplarına döküp dondurun. Veya çilek suyuna kavun suyu ekleyin, karıştırıp dondurun.


- Gül küpleri. 3 tatlı kaşığı gül yaprağına 50 ml sıcak su ekleyin, kapatıp soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra yapraklarıyla beraber kalıplara döküp dondurun. kolay gelsin.

Beslenme alışkanlıkları ve kilo verme

Ne yediğiniz ve nasıl yediğiniz yalnızca vücut yağı oranınızı değil, genel sağlık durumunuzu da etkiler. Beslenme ile ilgili ihtiyaçlarınız, sağlık ve egzersizle ilgili hedeflerinize bağlı olarak değişir. Aynı zamanda, sağlıkla ilgili belirgin hedeflerini



Ne yediğiniz ve nasıl yediğiniz yalnızca vücut yağı oranınızı değil, genel sağlık durumunuzu da etkiler. Beslenme ile ilgili ihtiyaçlarınız, sağlık ve egzersizle ilgili hedeflerinize bağlı olarak değişir. Aynı zamanda, sağlıkla ilgili belirgin hedefleriniz olmasa bile, egzersizlerinizle ilgili genel beslenme hakkında bilgi edinmenizin önemi son derece açıktır. Beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız çok ufak değişikliklerin, beslenmenizi çok daha sağlıklı bir hale getireceğini bilmek sizi çok memnun edecektir. Bu konu ile ilgili doktorunuz veya diyetisyeninizle zaman zaman görüşmenizde fayda vardır.


Kilo verme gayretleri içinde olurken;


Daha sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olmak için şu yanlış görüşleri hiç dikkate almamalısınız: · Yağ kasa veya kas yağa dönüşebilir! Görüşleri yanlıştır. Yağ bir maddedir, kas ise bir dokudur, birbirlerine kati sürette dönüştürülemezler. · Eğer tartıda kilonuz çok çıkıyorsa şişmansınız! Görüşü de yanlıştır. Kas yaklaşık olarak yağ’dan %75 oranında daha ağırdır. Bir başka değişle; “Vücudunuzdaki yağ oranını arttırmadan kilonuzu arttırabilirsiniz” ve hatta vücudunuzdaki yağ oranınızı azaltırken, kilonuzu arttırabilirsiniz. · Kendinizi tartmak, şişman olup olmadığınızı anlamak ve vücunuzdaki yağ oranının yüksekliğini kontrol etmenin en iyi yolu tartılmaktır! Görüşü de sizi yanıltan bir husustur. Giysilerinizin üzerinizde nasıl durduğunu kontrol etmek daha akıllıcadır. Böylece vücut yağını kaybedip kaybetmediğinizi daha iyi anlarsınız.





Bütün kilo verme çabalarında belirttiğimiz şu iki ana konuyu dikkate alıp, tüm yaşam şeklinizi değiştirirseniz, yaşam boyu sağlıklı ve zinde olarak kalabilirsiniz.
Bu iki ana konu:
1. Dengeli beslenme – Yeme alışkanlıklarını değiştirmek ve kalori alımını sınırlamak
2. Düzenli egzersiz.


Bu iki faktörün beraberce düzenlenmesi ile birlikte hem yaşam tarzı hem de vücudun istenen ağırlıkta kalması konusunda en önemli adımı atmış olursunuz. Ancak, beslenme ve egzersizler, yine uzman kişiler, doktor ve diyetisyenler tarafından belirlenmelidir.


Bu iki faktörü uyguladığınız takdirde, vücudunuzun yağ oranı azalacak ve kas oranı artacaktır. Sizi formda, estetik ve güzel gösterecek olan ise kaslarınızın gelişmiş ve sağlıklı görüntüsü olacaktır.

Kışa özel cilt bakımı önerileri

Kış mevsiminin gelişi ile birlikte soğuk havaların etkisini cildimizde de görmeye başlıyoruz. Özellikle cildimizin kuruması karşılaştığımız en büyük problem.

Yüzümüzün dışında ayaklarımızın, boynumuzun, ellerimizin ve dudaklarımızın da kışın bakımına öze



Kış mevsiminin gelişi ile birlikte soğuk havaların etkisini cildimizde de görmeye başlıyoruz. Özellikle cildimizin kuruması karşılaştığımız en büyük problem.


Yüzümüzün dışında ayaklarımızın, boynumuzun, ellerimizin ve dudaklarımızın da kışın bakımına özen göstermemiz gerekir.


Kış mevsimi boyunca kuru ciltler, masajla eski ışıltısına kavuşur. Ellerinize, mutlaka el losyonuyla masaj yapın.


Ciltteki kuruluk zeytinyağı, hardal yağı ve badem yağı ile yapılacak masaj ile giderilir.


Kış aylarında size yardımcı olacak bazı cilt bakımı önerileri:


Pürüzsüz Cilt


Cildinizin kış aylarında da pürüzsüz kalmasını istiyorsanız, işte size bir reçete. Hardal yağı, zeytinyağı ve susam yağını karıştırın ve tüm vücudunuza sürün. Cildinizin bebek gibi yumuşacık ve pürüzsüz olduğunu göreceksiniz.


Saç Bakımı


Soğuk rüzgarlar saçlarınıza zarar vermeden saçlarınıza özel saç bakımı uygulamayı ihmal etmeyin.





Dudak Bakımı


Dudaklarınız, kışın normalden çok daha çok kuruyarak çatlar. Güzel bir dudak balmı ile koruyun. Dudaklarınızı yalamaktan ve yemekten kaçının


Tırnak Bakımı


Belli aralıklar ile tırnaklarınıza tırnak yağı sürün. Tırnaklarınız zayıfsa, kolay kırılıyorsa problem az su tüketmeniz ile ilgili olabilir. Çoğu kişi yeterli miktarda su tüketmemektedir.


Kuru Bacaklar


Her banyo yaptıktan sonra bacaklarınıza mutlaka nemlendirici bir losyon sürmelisiniz. Kış mevsiminde ayaklarınızı yumuşacık tutmak için gliserin içeren bir losyon kullanın. Kışın çok sıcak su ile duş yapmak cildiniz için çok zararlıdır. Cildinizdeki doğal yağların yok olmasına sebep olur.


Güneş Koruyucu ve Kış


Kış mevsiminde güneş koruyucu kullanmak en az yazı aylarında olduğu kadar önemlidir. Kulaklarınıza sürmeyi de unutmamanız gerekir.

SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENME NASIL OLMALI ?

Sağlıklı beslenmek deyice, yetiri miktarda ve dengeli yemek yeme anlaşılmalı. Çünkü, tek tip beslenme, sağlıksız bir beden meydana getirir. Oysa ki, vücudumuzun her besinden belirli miktarlada tüketmeye ihtiyacı vardır. Peki sağlıklı ve dengeli beslenmek



Sağlıklı beslenmek deyice, yetiri miktarda ve dengeli yemek yeme anlaşılmalı. Çünkü, tek tip beslenme, sağlıksız bir beden meydana getirir. Oysa ki, vücudumuzun her besinden belirli miktarlada tüketmeye ihtiyacı vardır. Peki sağlıklı ve dengeli beslenmek nasıl olur ?

Cevresel Sinir Sistemi

Çevresel Sinir Sistemi

Beyin ve omurilikten çıkan sinirler çevresel sinir sistemini oluşturur. Toplam 43 çift sinir bulunur. Bunlardan 12 çifti beyin, 31 çifti ise omurilik sinirleridir. Bu sinir çiftleri, vücudun diğer organ ve dokularla, merkezi sinir



Çevresel Sinir Sistemi


Beyin ve omurilikten çıkan sinirler çevresel sinir sistemini oluşturur. Toplam 43 çift sinir bulunur. Bunlardan 12 çifti beyin, 31 çifti ise omurilik sinirleridir. Bu sinir çiftleri, vücudun diğer organ ve dokularla, merkezi sinir sistemi arasındaki bağlantıyı iki yönlü olarak kurar. Beyin sinirlerinin çoğu duyusal sinirler olup, göz, kulak ve burundan gelen bilgileri merkezi sinir sistemine iletirler. Omurilik, duyusal ve motorik sinirleri birlikte taşır. Her segmentte iki ciftir. Bunlar 8 çift boyun, 12 çift göğüs, 5 çift sırt, 5 çift bel ve 1 çift kuyruk sinirleri olarak sıralanır.


Somatik sinir sistem yolu beyin ve omurilikten çıkar. İsteğimizle çalı­şan” iskelet kaslarını denetler. Motorik sinirlerin hücre gövdeleri, beyinde motorik çekirdekte veya omuriliğin karın kısmında bulunur. Aksonu ise merkezi sinir sistemi dışında hiçbir sinir düğümüne uğramadan, tek bir sinir lifîyle doğrudan doğruya kasılma ünitesine (iskelet kası) ulaşır. Bu sinirlerin çaplan büyük ve impuls iletme hızlan yüksektir. Somatik sinir yolunun diğer önemli hücreleri duyu sinirleridir.





Otonom yollar ise istem dışı çalışan iç organlarımızı kontrol eder. Otonom sinir sistemi, omurilik, beyin sapı ve hipotalamusta bulunan bazı merkezlerce kontrol edilir. Otonom sinir sistemi, birbirinden yapısal ve iş­levsel olarak ayrılan sempatik ve parasempatik sinirlerden oluşur. İç organla­rın çoğu her iki sinir hücresini birlikte bulundurur. Sempatik ve parasempa­tik sinirler büyük ölçüde birbirlerine zıt olarak çalışırlar. Bu yapı arabanın gaz ve fren pedalına benzetilebilir.


Organların sempatik ve parasempatik uyaranlar karşısında oluşturduk­ları tepkiler bilinmekle birlikte bir genelleme yapılamamaktadır. İkisi birlikte aktif ve pasif davranış diyebileceğimiz tepkiler arasındaki dengeyi hassas bi­çimde ayarladıkıları söylenebilir. Sempatik sistem acil bir durumda, canlının olaya karşı tavır almasını sağlarken, parasempatik sistem ise kriz sona erdi­ğinde herşeyi normal haline döndürür.

Topuk çatlağı için doğal çözüm

Topuk çatlağını önlemek ve gidermek için mutlaka deneyin…

4 tatlı kaşığı vazalini eritin içine, 1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı




Topuk çatlağını önlemek ve gidermek için mutlaka deneyin…


4 tatlı kaşığı vazalini eritin içine,

1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı
1 çay kaşıgı zeytin yağı
1 tatlı kaşığı alovera yağı ekleyip karıştırın. Akşam yatmadan topuklarınaza sürüp çorap giyin.





Topuk Kremi
1 fincan vazelin kremi
5 adet dövülmüş aspirin
Yarım limon
Tüm malzemeyi karıştırın. Yarım kova suya deniz tuzu koyup ayaklarınızı yarım saat bekletin. Ayaklarınızı kuruladıktan sonra yukarıdaki karışımı ayaklarımıza sürün.


Şimdiden geçmiş olsun


AŞKIN REÇETESİ HAZIRLANDI TUTTURMAKSA SİZE KALDI:)

İLACIN ADI: Aşk * Familya: Sevdaca * Bitki adı : Aşkus Tadarus

* Elde edilişi: Aşkı elde etmek için türlü yöntemler vardır. Birinci yöntem için ilkel maddeler, para, bir çift söz ve bir çift kesici gözdür. Fakat bu yöntem pahalı olduğu için, endüstride b



İLACIN ADI: Aşk * Familya: Sevdaca * Bitki adı : Aşkus Tadarus


* Elde edilişi: Aşkı elde etmek için türlü yöntemler vardır. Birinci yöntem için ilkel maddeler, para, bir çift söz ve bir çift kesici gözdür. Fakat bu yöntem pahalı olduğu için, endüstride başka yollarla elde edilir.


Özellikle orta insanlar arasında aşk, parasız-pulsuz, belirli bir süre “gözleme” yardımı ile elde edilir. Bu şekilde elde edilen aşk saf değildir. Çeşitli randevularla kristalleştirilir ve daha sonra saf olarak elde edilir.


* Fiziki özellikleri: Pembe renkli kristallerden olusur. Kalpte yerleşir. Keskin lezzetlidir. Özellikle iç organlarda hissedilir. İlk resmi tanımı Adem ile Havva tarafından yapılmış, sonra insanlar tarafından geliştirilmiştir.

* Kimyasal özellikleri: Kaba sözlerden alınır. Formülü hemen değişir. Aslında aşk dayanıklı bir madde değildir. Parasızlık, sefillik, yalancılıkla “geçimsiz” bir ilaçtır.





* Saflık muayenesi: Aşkın ne ölçüde “saf” olduğunu anlamak için ihanet, aldatma, matrak geçmeyle ne ölçüde dayanıklı olduğu anlaşılır.


* Miktar tayini: Aşk enjekte edilmiş ve hassas tartılmış bir insan, bir haftada kilo kaybederse bu uluslararası ölçülere göre en az Romeo-Juliet, Türk ölçülerine göre Leyla Mecnun aşkına eşittir.


* Önerilen doz: Nişan ve nikahta az dozlarla alınmalıdır. Aşk çeşitli biçimlerde görülebilir. Bilim aşkı, sanat aşkı, doğa aşkı gibi..


* Hastalığın belirtileri: Kalp çarpıntısı. Uçma hissi, gözlerde kararma, sevdiğinden başkasını görememe şeklinde özel bir körlük. Mantık kaybı. Uykusuzluk, iştahsızlık, terleme..


* Kullanışı: Kalbi hızlandırmak için, alçak dozda. Sinir sistemini uyarmak için yüksek dozda. Moral ve cesaret verici neşelendirici. Ancak belli dozu yoktur. Hiç alınmazsa kişide kompleks yaratır.Yüksek dozda öldürücü, alçak dozda güldürücü etkisi vardır.


* İlacın reklam sloganı: Karanfilim ez beni, çift kanatlı tülbentten süz beni, sen kalem ol ben divit, reçeteye yaz beni…

Sıcak Uygulama Termofor Uygulaması

Sıcak Soğuk Uygulama

Sıcağın Etkisi, Sıcak Uygulama

Hastaya sıcak uygulama genel veya lokal olarak yapılır. Vücut ısısını
korumak veya hastayı sıcak tut­mak amacıyla uygulanır. Sıcak uygulanan bölgedeki deri ve deri altı doku hücrelerinde ısı yü



Sıcak Soğuk Uygulama


Sıcağın Etkisi, Sıcak Uygulama

Hastaya sıcak uygulama genel veya lokal olarak yapılır. Vücut ısısını
korumak veya hastayı sıcak tut­mak amacıyla uygulanır. Sıcak uygulanan bölgedeki deri ve deri altı doku hücrelerinde ısı yükselmesi sağlanır.


Isı, kan damarlarını genişletir. Hücrelerin kanlanması sağlanır. Deri yoluyla olan boşaltım (ter) artar. Dolayısıyla hücrelerin madde alışverişi artar.
Sıcak, vücut direncini artırır. Kan ile beslenme normale döndüğü için ağrı azalır. Hücrelerdeki yorgunluk maddesi­ne bağlı olarak gelişen kramplar iyileşir. Çizgili ve çizgisiz kaslar gevşer.

Sıcak uygulama, hücre metabolizmasını normale döndürür ve hızlandırır.
Lokalize olan iltihap sıcağın etkisiyle daha kısa zamanda olgunlaşır. Ol­gunlaşmış apsede ve apandisitlerde sıcak uygulanmaz. Sıcak, apsenin patla­masına doku arasına yayılmasına neden olur. Travmalardan sonra kanamayı artırıcı etkiye sahiptir. Bu nedenlerle sıcak uygulama bazı durumlarda sakıncalıdır.


Termofor Nedir


Termafor, 20 cm eninde, 30 cm boyunda ısıya dayanıklı lastikten yapılmış su torbasıdır. Termoforun contalı kapağı ve kullanıldıktan sonra asmak için delikli çıkıntısı vardır.
Termoforun ısı etkisini azaltmak ve deriye doğrudan temasını önleyen kılıfı vardır.
Termofor Uygulaması





• Termofora doldurulan suyun ısısı büyükler için en fazla 55 °C, küçükler için en fazla 45 °C olmalıdır. Termofora konacak suyun ısısını ölçmek için özel su termometresi kullanılır.
• Termoforun 2/3′üne kadar sıcak su doldurulur. Ter­mofor masa üstüne yayılarak içindeki hava çıkarılır. Con­talı ve vidali olan kapak su sızdırmayacak kadar sıkıca kapatılır.
• Kapağın su sızdırıp sızdırmadığı termofor baş aşağı getirilerek kontrol edilir.
• Termofor ıslak ise kurulanır. Kılıfı geçirilir. Termofor kullanıma hazırdır, ısı kaybetmeden önerilen yere uygulanır.
Termofor, uygulanan hasta gözlem altında tutulur. Termofor 30 dakika sonra ısısını kaybeder. Tekrar uygulanması isteniyorsa suyu değiştirilir.


Termoforun Bakımı


Termoforun kullanımı sona erince, termofor boşaltılır. Kılıfı çıkarılır. Kılıfı kirli ise yıkanır. Servis odasına gönderilir.
Suyu boşaltılan termoforun içine hava doldurularak kapağı kapatılır ve baş aşağı asılır. Delik ve kılıfsız termofor kullanılmamalıdır. Kılıfsız ve su sızdıran termoforlar yanığa neden olurlar.


Genel Sıcak Uygulaması


Genel olarak vücudun bir bölümüne veya tamamına sıcak uygulanabi­lir. Genel sıcak uygulaması; sıcak su küvetleri, ısı veren elektrik lambası, güneş ışığı ve ortamın havasını ısıtma gibi tekniklerle yapılır.
Hasta sıcaklık krampı ve bitkinliğine karşı korunmalıdır. Kuru sıcak uygu­laması hastanın su ve tuz kaybetmesine neden olur. Su ve tuz kaybı ise hastayı olumsuz yönde etkiler.


Solunum güçlüğü çekenler ve kalp hastalarına genel sıcak uygulamak zararlı olabilir. Sıcak uygulanan hasta yakından izlenmelidir

MENOPOZDA KALP VE DAMAR HASTALIKLARI

MENEPOZ:menopozda östrojen hormonunun azalması ile kadınlarda bu hormonun kalp damar hastalıklarından koruyucu etkisi ortadan kalktığından damar sertliği ve kalp krizi riski % 60 artar. Yapılan çalışmalar sonucunda dışarıdan verilen östrojen hormonunun







MENEPOZ:menopozda östrojen hormonunun azalması ile kadınlarda bu hormonun kalp damar hastalıklarından koruyucu etkisi ortadan kalktığından damar sertliği ve kalp krizi riski % 60 artar. Yapılan çalışmalar sonucunda dışarıdan verilen östrojen hormonunun riski %25-50 oranında azalttığı bulunmuştur. Östrojen hormonu kandaki zararlı yağları azaltırken yararlı yağları artırmaktadır. Östrojen direk olarak damarlar üzerinde de gevşetici, olumlu bir etkiye sahiptir. Kandaki pıhtılaşma faktörleri ve fibrinojenin de östrojen kullananlarda daha az olduğu bulunmuş ve kalp krizinden koruyucu etkinin damar yatağı içinde pıhtı oluşumu riskinin azalmasına da bağlı olduğu bildirilmiştir.
MENOPOZDA KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ)
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 25 milyon kadının sorunu olan menopoz sonrası Osteoproz kabaca kemik dokusunun temel minerali olan kalsiyum’un yaşlanma ve menopozdaki östrojen eksikliği sonucu kalıcı olarak kaybedilmesidir. İlk 5-8 yılda kemik kaybı ortalama yılda %4-8 iken daha sonra kısmen azalarak kadın her yıl kemik dokusunun yaklaşık %1′ini kaybeder ve 75 yaşına geldiğinde ortalama olarak 35 yaşındaki kemik dokusunun %30′unu kaybetmiş olur. Buna bağlı olarak menopozla beraber hızla artan kemik erimesi sonucu sessiz omurga kırıklarıyla bel ağrıları, boyda kısalma ve kamburluk ortaya çıkar. Menopozdan sonra bir kadında boy 65 yaşına kadar ortalama 4 cm, 75 yaşına kadar 9 cm kısalır. Omurga kemiklerindeki çökme kırıklarına bağlı olarak ortaya çıkan kamburluk ve göğüs kafesinin kemik yapısının bozulması sonucu hastada solunum sıkıntısı gelişebilir. Kadınlar menopozda çarpma düşme sonucu kalça,el bileği ve diğer kemik kırıklarına da daha kolay maruz kalabilirler. Bu kırıklardan en ciddi olanı kalça kırığıdır ve kalça kırığından sonra hastalardan %12-20’si 2 yıl içinde kaybedilmektedir. Kalça kırığı geçirmiş hastaların geriye kalanlarının bir kısmı sürekli bakıma ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle ABD’de yapılan yıllık tedavi ve rehabilitasyon harcamalarının tutarı 20 milyar doları bulmakta ve bu rakam her yıl giderek artmaktadır. Korunma bu açıdan en ekonomik, en insancıl ve en kolay yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Kemik erimesine zemin hazırlayan risk faktörleri:
•Çok çocuk doğurma
•Sigara, alkol kullanımı
•Beslenme bozuklukları (kalsiyumdan fakir diyet)
•Güneş banyosu alışkanlığının olmaması
•Spor yapma alışkanlığının olmaması
•Uzun süre yatağa bağlı kalmaya neden olan hastalıklar
•Bazı endokrin (hormonal) bozukluklar (hiperparatiroidi, hipertiroidi(guatr), böbrek üstü bezinin aşırı çalışması veya steroid hormonlarının ilaç olarak uzun süreli alımı vb.)
•Bağ dokusu hastalıkları(Romatoid arterit, sarkoidoz) ,siroz,böbrek hastalıkları,erken menopoz
•Genetik faktörler (ailede Osteoproz varlığı)
MENOPOZDA İDRAR YOLLARI DEĞİŞİKLİKLERİ
Östrojen hormonunun eksikliği kadınlık organlarına komşuluğu ve fizyolojik beraberliği nedeniyle idrar yolları ve mesane fonksiyonlarını da etkiler. Vajen ve idrar deliği (üretra) destek dokuları zayıflar, mesane fonksiyonları bozularak idrar kaçırma varsa artabilir veya ortaya çıkabilir. Bu dönemde mesane fıtıklaşması, atrofiye bağlı rahim (uterus) ve vajina sarkmaları da idrar kaçırmanın bir nedeni olabilir. Ancak menopozda görülen idrar kaçırmanın en sık nedeni mesanenin zamansız kasılmasına bağlı olan aşırı aktivitedir (detrusor instability). Bu hastalar genellikle sıkıştıklarında yetişemeyip tuvalet kapısında idrarlarını kaçırırlar. Menopoz öncesi dönemde kadınların %10′unda görülen bu durum menopozdan sonra %20-30′unda rastlanır. Vajinal veya ağızdan uygulanan östrojen hormonu yakınmaları azaltır veya düzeltir.

Firinda Lahana - Yemek Tarifi

Firinda Lahana - Yemek Tarifi
Mutfak: Süre: 60 dk
MALZEMELER
4 Yumurta
3 Domates
140 gr Misir (hazir ürün, konserve)
200 gr Irmik
200 gr Süt Kremasi
Tuz, Karabiber
1 Kirmizi Dolmalik Biber
100 gr Biberli Salam

1 lt Süt
600 gr Lahana
5 Çay Bardagi Rendele



Firinda Lahana - Yemek Tarifi
Mutfak: Süre: 60 dk
MALZEMELER
4 Yumurta
3 Domates
140 gr Misir (hazir ürün, konserve)
200 gr Irmik
200 gr Süt Kremasi
Tuz, Karabiber
1 Kirmizi Dolmalik Biber
100 gr Biberli Salam


1 lt Süt
600 gr Lahana
5 Çay Bardagi Rendelenmis Kasar Peyniri
Bir Miktar Yag
YAPILIŞ TARİFİ
Lahanayi çok ince seritler hainde dograyin. Lahanayi tuzlu suda 20 dakika kadar haslayip suyunu süzün. Sütü 1 tatli kasigi tuzla kaynatin. Sürekli karistirarak irmigi ilave edin. 5-10 dakika kadar kaynatin. 2 yumurtanin aklarini ve sarilarini ayirin. Yumurta aklarini çirpin. Irmikli karisima önce yumurta sarilarini ardindan misiri ilave edin, Yumurta aklarini ekleyin, Domateslerin kabuklarini soyup çekirdeklerini ayikladiktan sonra küçük küpler halinde dograyin. Biberin çekirdeklerini ayikayip verev olarak dilimleyin. Firini 200 derecede önceden isitin. Salami seritler halinde dograyin, Süt kremasini kalan yumurtalana karistirin. Lahana, domates, biber, selam ve kasar peynininin üçte ikisini ekleyin.
Firin kabini yaglayin. Irmikli karisimi kabin içine bosaltin. Sebzeli karisimi üzerine dökün. Kalan peyniri üzerine serpin. Kabi firina verip 40 dakika kadar pisirin. Taze sogani ince halkalar halinde dograyin. Yemegin üzerine serpip servis yapin.





Ellerinize Sağlık ve Afiyet Olsun!
arife-yemek-tarifleri.blogspot.com
yemek tarifi, yemek tarifleri
yemek, yemek yemek, mutfak

Makat Kanamaları

Makat kanamaları

Makat Kanaması
Genellikle hemoroid (basur memeleri) var­lığı, bu kanamalara yol açar ve paniğe kapıl­mamak gerekir. Çünkü belirli dönemlerde tekrarlarsa, tehlikeli değildir.
Ancak hemoroidleri tedavi ettirmek için bir dok



Makat kanamaları





Makat Kanaması
Genellikle hemoroid (basur memeleri) var­lığı, bu kanamalara yol açar ve paniğe kapıl­mamak gerekir. Çünkü belirli dönemlerde tekrarlarsa, tehlikeli değildir.
Ancak hemoroidleri tedavi ettirmek için bir doktora başvurun. Bu arada kanamala­rın başka bir nedeni olup olmadığı da mey­dana çıkacaktır.

Es Edinme Olanaklari

Eş Edinme Olanakları

İster soy devamını sağlama, ister seks güdüsüne duyulan doyumu meşrulaştırma, isterse bir üretim birimi kurma amacına yönelik evlenmeler, bir olanak yaratma ve hazırlama sorunudur. Herkesin her zaman, herkesle evlenemeyeceği bir topl



Eş Edinme Olanakları


İster soy devamını sağlama, ister seks güdüsüne duyulan doyumu meşrulaştırma, isterse bir üretim birimi kurma amacına yönelik evlenmeler, bir olanak yaratma ve hazırlama sorunudur. Herkesin her zaman, herkesle evlenemeyeceği bir toplumsal kuraldır. Bu olanaklar, kimi yaşam biçimlerinde çocuklarını denetleme hakkına sahip aileler tarafından karşılanır ya da bireysel çabalarla gerçekleştirilir. Geleneksel toplumlarda evlenme, evlenecek bireylerden daha çok aileleri birbirine bağlar. Bu nedenle evlenmelerde karar organı aile reisleridir. Bu organ kendi yaşam biçimlerinde anlamlı ve geçerli olan beşik kertmeden kız kaçırarak evlenmelere değin kimi şekilleri kurumlaştırır. Örneğin Kıta Avustralyası’nda yaşayan Kariere yerlilerinde anne babalar (ebeveynler), kardeş çocukları arasında önceden ayarlanmış birleşmeleri (evlenmeleri) düzenlerler. Bu kültürde bir ergen genç, anne babası tarafından çocukken nişanlandığı kızın babasının yanında uzun süre çalışarak o ailenin ekonomik güçlerine fizik güç olarak katkıda bulunur. Bu durumda çocuklar, yine aileleri tarafından saptanmış evlenme günlerini beklerken birbirlerini yakından tanır, alışkanlıklar kazanır, başka seçenekleri olmadığı için de uyum içerisinde evliliğe hazırlanırlar. Bir aile içinde çok sayıda kız varsa, en büyükle nişanlanan erkek, kendi erkek kardeşleri için bu kızlar üzerinde haklarını kullanır yani baldızlarının kardeşleriyle evlenmelerini sağlar. Ancak ailenin büyük kızıyla evlenen erkek, baldızlarını kardeşleri için uygun görür, onların nişanlanmalarını sağlarken kendi hakkından vazgeçtiğini de belirtir. Çünkü; karısı ölen erkeğin ilk evleneceği baldızı olacaktır (Lowie, 1936 : 35).


Bir başka toplulukta örneğin Sibirya’nın Kuzey Doğusunda yaşayan Konaklarda bir erkek, evleneceği kızın ailesi yanında bir süre çalışır ve bu süre kızın ailesi tarafından saptanır. Böylece erkek, kızlarını alacakları eve kızlarına karşılık bir hizmette bulunmuş olur ve kız evi tarafından da yeterli deneyime tutulmuş, evleneceği kızı bundan böyle geçindirecek kadar beceri sahibi olduğunu da kanıtlamış olur.





Bir başka toplulukta, bir kadına sahip olabilmek için bir dizi uygulama karşımıza çıkıyor. Örneğin, Britanya Guana’sının (Güney Amerika) Arowak yerlileri, evlenecek erkeğin iyi bir nişancı olduğunu kanıtlamasını beklerler. Kız evi tarafından kızlarına talip olan erkekler bir dizi denemeden geçirilir. Sözgelimi, hareket durumundaki bir kayıktan, adayın bir ağaçkakan kuşunun yuvasını vurması, çalışma gayretini kanıtlamak için de bir tarlayı çalı çırpıyı arındırması ve saptanmış kısa bir zaman içerisinde belirli sayıdaki sepetleri doldurması beklenir.


Bu ve benzeri uygulamaların tümünün temelinde genç bir erkeğin kimsenin yardımına gereksinme duymadan ailesini geçindirip geçindiremeyeceğinin sınanması yatmaktadır. Erzurum’un Karayazı İlçesi yörelerinde evlenecek ergen erkeğin gücünü ve becerisini kanıtlamak için at çalıp, dağda bir süre atıyla birlikte yakalanmadan ve de birilerine görünmeden yaşamasını, yukarıda saydığımız örnekler arasında düşünebiliriz.


Ne var ki, kimi topluluklarda bu uygulamaların tam tersine de tanık olunmuştur. Örneğin savaşçı Kızılderililer (Pralrler), çoğu kez eşlerini düşman kümelerden kaçırırlar ve onlarla evlenirler. Bu kaçırma, yalnız düşman kümelerden değil kendi kümelerden de olur. Bir başka ilginç örnek de, Machenzie bölgesinin Güney Athapaskanları (Kuzey Amerika), erkekler arasında bir anlaşmazlık söz konusu olduğunda, rakipler birbirlerine saldırır, yenik düşen karısını yenene kaptırırdı. Kaba gücün ödüllendirilmesi şeklinde düşünülen bu tür uygulamalara Alaska yerlilerinden Eskimolarda da rastlandığı bilinmektedir (Lowie, 1936: 40).

Kalsiyumun Kadınlar için Önemi

Kadınlar, hayatları boyunca karşılaşabileceği hastalık ve sorunlara karşı erkeklerden daha hassas olmalıdır. Hangi yaşta olursanız olsun kalsiyum ve D vitamini ihtiyacınızı karşılamanız gerekir. Kalsiyumun Kadınlar için Önemi! Kalsiyum, kemik oluşumu ve i



Kadınlar, hayatları boyunca karşılaşabileceği hastalık ve sorunlara karşı erkeklerden daha hassas olmalıdır. Hangi yaşta olursanız olsun kalsiyum ve D vitamini ihtiyacınızı karşılamanız gerekir.

Adaçayı kürü(Bademcik,faranjit,diş eti iltihabı için) İbrahim saraçoğlu

Ada Çayı Kürü
Bir su bardağı suda bir poşet adaçayı veya bir tatlı kaşığı taze adaçayı on dakika demlenir. Günde 2-3 defa gargarası yapılır. Beraberinde bir ay boyunca hergün bir çay bardağı adaçayı içilir. Demleme bittikten sonra bitkiyi daha fazla su



Ada Çayı Kürü
Bir su bardağı suda bir poşet adaçayı veya bir tatlı kaşığı taze adaçayı on dakika demlenir. Günde 2-3 defa gargarası yapılır. Beraberinde bir ay boyunca hergün bir çay bardağı adaçayı içilir. Demleme bittikten sonra bitkiyi daha fazla suda bekletmeyiniz mutlaka süzüp ayırınız.
Not: Adaçayını aktarlardan almanız tavsiye edilir. Hem ucuz hem de amacınıza daha uygundur.
Not: Doktorunuzun verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Bilinmesi gereken nokta, kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda doktorunuzun görüşünü alınız.

Püreli Beykoz Kebabı Tarifi (4 Kişilik)

Püreli Beykoz Kebabı (4 Kişilik)


Malzemeler
4 adet patlıcan
350 gr kuşbaşı et
1 adet soğan
2 adet domates
3 çorba kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
tuz, karabiber


Yemek Tarifi
Ön hazırlık olarak patlıcanları alaca soyalım.Karın kısmını yarı yarıya kes



Püreli Beykoz Kebabı (4 Kişilik)


Malzemeler
4 adet patlıcan
350 gr kuşbaşı et
1 adet soğan
2 adet domates
3 çorba kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
tuz, karabiber


Yemek Tarifi
Ön hazırlık olarak patlıcanları alaca soyalım.Karın kısmını yarı yarıya keselim.1 çorba kaşığı tuz ve 1 çorba kaşığı şeker ilave edilmiş suyu,geniş ve derin kaba alalım.Patlıcanları bu suya koyalım.20 dk bekletelim.Eti tencereye aktaralım.Kendi yağı ve suyu ile birlikte kısık ateşte yumuşayana dek kavuralım.
Et bıraktığı suyu iyice çektikten sonra birkaç kaşık sıvı yağ ekleyelim.Soğanı küçük küçük doğradıktan sonra etin üzerine ilave edelim.2 dk kavuralım.Etin üzerine hafifçe çıkacak kadar sıcak su,tuz ve karabiber ekleyelim.Yumuşayana dek pişirelim.
Patlıcanları yıkayıp,kurulayalım.Kızdırılmış sıvı yağda kızartalım.Küçük bir fırın tepsisine dizelim.Patlıcanların kestiğimiz yarıklarını bir kaşık yardımıyla genişletelim.Etli karışımı patlıcanların içine dolduralım.Püre için patatesleri henüz sıcakken rendeleyelim.1 kahve fincanı sıcak sütü ve tuzu ilave edelim.İyice ezerek,püre kıvamına getirelim. Püreyi etli harcın üzerine yayalım.
Üzerine rendelenmiş kaşar peyniri serpelim.Etleri pişirdiğimiz tencerede kalan sosa 1 su bardağı sıcak su ilave edelim.Tepsinin kenarından bu suyu dökelim.Peynir eriyene kadar fırında pişirerek servis yapalım.





Ellerinize Sağlık ve Afiyet Olsun!
arife-yemek-tarifleri.blogspot.com
yemek tarifi, yemek tarifleri
yemek, yemek yemek, mutfak