20 Mart 2014 Perşembe

Anaokullarinda Arac ve Gerec Listesi

Anaokullarında Kullanılan Araç ve Gereç Listesi

1. Bahçe Oyunları Araç ve Gereçleri:

1. Çocuk ormanı
2. Tahterevalli
3. Sabit ve seyyar merdivenler (dikey, yatay eğik)
4. Uçları takozlu, hafif çamdan çeşitli boy ve ende tahtalar
5. Çeşitl



Anaokullarında Kullanılan Araç ve Gereç Listesi


1. Bahçe Oyunları Araç ve Gereçleri:


1. Çocuk ormanı
2. Tahterevalli
3. Sabit ve seyyar merdivenler (dikey, yatay eğik)
4. Uçları takozlu, hafif çamdan çeşitli boy ve ende tahtalar
5. Çeşitli yükseklikte eşekler
6. Büyük tahta sandıklar
7. Silindir biçiminde fıçılar
8. Etrafı çevrili, tahta veya lastik oturaklı salıncaklar
9. Üç tekerlekli bisikletler
10. İtilip çekilebilecek araba ve vagonlar
11. Çeşitli boyda toplar
12. Fasulye torbaları
13. İçinde kürekler, el arabaları, kalıplar, kovalar, elekler, ufak tahta oyuncaklar bulunan kum havuzu
14. Otomobil lastikleri
15. Atlamak, çekmek ve tırmanmak için ipler
16. Çemberler
17. Lastik halkalar
18. Kayma oluğu


2. Oyun Odası İçin Araç ve Gereçler:


1. Tahta blokları
2. İçi boş hafif kutular
3. Seyyar (gezici) kayma, tırmanma, sallanma araçları
4. Resim-iş araçları;


a) Boyalar: Sulu boya, kalem boya, mum boya, oil pastel, guaj (kalın boya, parmak boyası, renkli tebeşir, kalın kalem, kömür kalem, ispirtolu renkli kalem.)
b) Kağıtlar: Resim kâğıdı, kaba kasap kâğıdı, renkli ince kâğıt, karbon kâğıdı, akordion kâğıdı, yıldız kağıdı, paket kâğıdı, tırtıllı ambalaj kâğıdı, kese kâğıtları, renkli karton, parlak elişi kâğıdı, ince kâğıt, selefon kâğıdı, gazete kâğıtları; renkli, resimli dergi ve afişler…
c) Fırçalar: Kaim fırçalar, eski dış fırçaları temizlenerek kullandırılmalıdır.
d) Yapıştırıcılar: Kla, uhu (ağıza alınmamalıdır) tutkal, plastik tutkal
e) Uçları küt olan makaslar
f) Çeşitli ek araçlar ve gereçler: Çeşitli makaralar, fasulye, çeşitli kutular, mantarlar, pamuk, yün, tüy, yonga, talaş, yer fıstığı, mısır patlağı, deniz kabukları, tahta parçaları, ceviz kabuklan, yumuşak teller, resimli dergi ve kataloglar, bez parçaları, eski pullar, tekerlekler, kordela parçaları, renkli plastik parçaları, mukavva ambalaj kutuları, tehlikesiz hale getirilmiş konserve kutuları, film makaraları, plastik şişeler, tuvalet kağıdı bobinleri, püskürtme işi için delikli tel parçaları…


3. Dıratmatize oyunlar İçin Araç ve Gereçler:





1. Evcilik oyunu için: Bebekler, bebek oyunu eşyaları, elbise­ler, dolaplar, araba, yatak örtüsü, yastık, yemek ve mutfak takımları, telefon, kova, saat, leğen, faraş, süpürge…
2. Satıcılık için: Terazi, kavanozlar, ağırlık ve hacim, uzun­luk ölçüleri
3. Büyüklere ait eski giysiler; bot, çizme, şapka, uzun etek, yelek, camsız gözlük, kravat, çanta, önlük, eldiven…
4. İçine binilebilen araba ve otomobiller


5. Büyük boy, içi boş, hafif kutular ve kontraplaklar Not: Zehirli boya ve yapıştırıcılardan sakınılmalıdır.


4. Müzik Araç ve Gereçleri:


Piyano, gramofon, pikap, plaklar, ziller, çember, tencere kapağı, tahta çubuklar, trampet, kastanyet, ksilofon, tefler, marakas, içlerine çeşitli seviyelerde su konmuş bardaklar, gam se­si verdirilecek takım…


5. Masa Etkinlikleri İçin Araç ve Gereçler:


1. Ufak boy inşaat tahtaları
2. Geçme ve takma oyuncaklar
3. Boncuklar ve boncuklu oyuncaklar
4. Çekiç, çivi, yumuşak çakma tahtası
5. Şekil tahtaları (renk, şekil, boy farkları için kalıplar)
6. Resim tamamlama tahtaları (puzzles)
7. Dominolar: noktalı, renkli, resimli, rakamlı ve harfli…
8. Tombalalar
9. Mozayik oyunları
10. Tahtadan ufak evler, ağaçlar, hayvanlar ve trafik araçları
11. Boyama kitapları
12. Örgü takımları: çerçeve veya makara ile bez, yün ve kağıt..
13. Duyuları geliştirecek oyunlar:
a) Ağırlık farkları (aynı boy gözlerle)
b) Boy ve şekil farkları (Kapalı gözle de oynanır.)
c) Sertlik farkları (zımpara kağıtlarını sıralayarak)
14. Kil, plâstilin veya tuzlu hamur: Tuzlu hamurun yapılışı: tuz, un karışımı ile hamur yapılır.
15. Kâğıt hamuru ile maske ve kukla yapılabilmektedir. Bu hamurun yapılışı, gazeteler ufalanır, 8 gün ıslatılır, sonra aynı miktar pişmiş kola ya da marangoz tutkalıyla karıştı­rılır ve iyice yuğrulduktan sonra kullanılır.
16. Dikiş kartonları
17. Kitaplar: Masal kitaplan, resimli kitaplar, boyama kitapları


6. Duvar resimleri:
Hayat bilgisi levhaları Resimli masal serileri


7. Sinema, slide, epidiyaskop, kukla, karagöz


8. Okulun ilk günlerinde kullanılacak cazip oyun­caklar…

Gebelik Çatlaklarindan Kurtulmak

Gebelik Catlaklarindan Kurtulmak - Gebelik Catlaklarindan Kurtulmak için Ne Yapılamlı

Op. Dr. Figen Güney Taşer: "Hamilelikte oluşan çatlaklarla mücedelede C ve E vitamini zengin besinler tüketin"

Hamilelikte oluşan çatlaklarla mücadelede deng



Gebelik Catlaklarindan Kurtulmak - Gebelik Catlaklarindan Kurtulmak için Ne Yapılamlı


Op. Dr. Figen Güney Taşer: “Hamilelikte oluşan çatlaklarla mücedelede C ve E vitamini zengin besinler tüketin”


Hamilelikte oluşan çatlaklarla mücadelede dengeli beslenmenin önemini vurgulayan Dr. Taşer cilt çatlaklarının önüne geçmede etkili. Bunun yanısıra cildi yumuşak ve esnek tutacak bir kremin her gün etkin bölgelere uygulanmasıyla da gebelikte oluşan cilt çatlaklarını en aza indirmek mümkün.” dedi. Bu konuya değinen guzelhamileyim.com sitesi hamile kadınlara yol gösteriyor. Saglik-Diyet-Zayiflama.Blogspot.Com





Hamilelik sırasında özellikle karın belirli bölgelerde elastikiyet ve kollajen kaybına neden oluyor. Cildin aşırı gerilmesi kaşıntılara ve bir süre sonra da çatlaklara dönüşüyor. Bu nedenle oluşan cilt çatlakları; doğum sonrası birçok annenin rahatsızlık duyduğu konular arasında” dedi.


Bol su için C ve E vitamini yönünden zengin besinler tüketin”


Dr. Taşer’e göre basit önlemlerle gebelikte yaşanan cilt çatlaklarını en aza indirmek mümkün. Bu yöntemler arasında;


o Cilde


o C ve E vitamini açısından zengin olan


o Bol bol su içmek


o Yeterli uyku almaya özen göstermek ve


o Cildi yumuşak ve esnek tutacak hamileler için özel olarak üretilmiş bir kremi her gün etkin bölgelere uygulamak yer alıyor.

Anason ve Anasonun Faydaları

Anason: Haziran-Ağustos aylarında, beyaz renkli çiçekler açar,yaklaşık 50-60 cm yüksekliğinde, bir senelik bitkidir. Gövdesi dik, silindir biçimindedir, içi boş, çok dallı, tüylü ve üstü çizgilidir. Alt yaprakları uzun saplı, oval ya da kalp şeklindedir.



Anason: Haziran-Ağustos aylarında, beyaz renkli çiçekler açar,yaklaşık 50-60 cm yüksekliğinde, bir senelik bitkidir. Gövdesi dik, silindir biçimindedir, içi boş, çok dallı, tüylü ve üstü çizgilidir.

Nasırlar İçin Bitkisel Çözümler

Nasırlar ufak ama hayatımızı zindana çeviren sağlık problemleridir. İnanılmaz ızdırap verirler insana. Benimde küçük ayak parmağımda yakın geçmişe kadar kocaman bir nasır vardı. Neyseki eczaneden aldığım nasır bandıyla kurtuldum.
Nasır ayak parmaklarında



Nasırlar ufak ama hayatımızı zindana çeviren sağlık problemleridir. İnanılmaz ızdırap verirler insana. Benimde küçük ayak parmağımda yakın geçmişe kadar kocaman bir nasır vardı. Neyseki eczaneden aldığım nasır bandıyla kurtuldum.
Nasır ayak parmaklarındaki derinin sertleşmesiyle oluşan küçük tümseklerdir. Sert nasırlar ayakların üstlerinde oluşurken (benimki gibi), yumuşak olanları parmak aralarında oluşur. Yumuşak olanlar pek ızdırap vermesede sert nasırlar oldukça acı verirler.
Nasırlarla başa çıkmanın en güzel yolu şüphesiz oluşmalarına izin vermememektir. Bunun da en iyi yolu ayaklarımızı sıkmayan ayakkabılar giymektir.

Eğer nasırın oluşmasına brtürlü engel olamadıysanız onlardan kurtulmanın en iyi yollarından biri eczaneye gidip 1 paket nasır bandı almaktır.

Bayanlara özel Spor Giyim 2




3 Günde 4.5 Kilo Zayıflatıyor

Kısa sürede oldukça kilo verdiren diyetlere büyük bir talep var. Kimi diyetisyenler bu diyetlerin çok kısa sürede kilo verdirmesini sakıncalı bulsa da Amerikan Kalp Vakfı acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına bu diyeti öneriyor. Ancak 35 yaş üs



Yumuşatıcı el kremleri

Yıpranmış ellere yumuşatıcı ve besleyici bakım kremleri:
Yulaf ve ballı el kremi * 5 çorba kaşığı yulaf unu
* 1 yumurta sarısı
* 2 çorba kaşığı bal

Malzemeleri bir kaba alıp krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Ellerinize günd



Yıpranmış ellere yumuşatıcı ve besleyici bakım kremleri:

Deniz Hayvanları Isırmaları

Denizanası Isırması:
Genellikle fırtınalardan sonra kumsallarda, sular arasında görülen bu hayvan lar, Üzerlerine dokunulduğu zaman ürtikere, deri ka­barmalarına, yanma lara  sebep olurlar. Fakat bunlar uzun sürmez, kendiliğinden geçer.

Deniz Ke



Denizanası Isırması:
Genellikle fırtınalardan sonra kumsallarda, sular arasında görülen bu hayvan lar, Üzerlerine dokunulduğu zaman ürtikere, deri ka­barmalarına, yanma lara  sebep olurlar. Fakat bunlar uzun sürmez, kendiliğinden geçer.


Deniz Kestanesi Batması:
Bu yaratığın yarattığı sorunda, dikenlerinin teker teker çıkartılması zorluğu dur.  Bu ancak bir cımbız ile yapılabilir.


Kuyruklu vatozlar Isırması:
Yanyana kuma gömülü yaşadıkları için, görülmeden üzerine basıldığın da kendilerini savunmak için sokabilirler, fakat bu nadir rastlanan bir kazadır. İğneli kuyruğuy ile çarpar ve yaralar. Açtığı yara, olaydan iki saat sonra doruğuna varan şiddeti yüksek bir ağrıya neden olur.





İskorpitler
Özellikle balıkçıların ağları boşaltmaları sırasın da kazalar meydana gelebilir. Zehiri; acıya, şişmelere ve sindirim bozukluklarına neden olur.


Trakunya Isırması
Trakunya çok saldırgan, küçük bir balıktır. Bazı durumlarda insana da saldırdığı görülmüştür. Sırt yüzgeçlerinde bulunan dikenleri, keskin ve serttir. Kazalar, genellikle ağları çekerken veya ıslak kumsal üzerinde yürürken başa gelebilir. Sokmasından sonra, şiddetli bir ağrı verir, şişme görülür.


Tedavi ve yapılması gerekenler:
Bu tür sokmalarda acıyı hafifletmek için yara emilip, zehir tükürülebilir. Daha sonra anti-septik bir solüsyonla, yara dezenfekte edilme lidir.  Bazen sıcak su kompresi yapılarak da ağrı geçirile bilir. Genelde acının çok çabuk geçmesi gerekir.


Komplikasyonlar
Ender rastlanan olaylar sırasın da  bazı çok duyarlı kişiler alerjik bünyeleri yüzünden birçok yerlerinden sokuldukları takdirde şok durumuna gire bilir. Yüzleri sararır, bayılıp titremeye başlar parmak uçları soğur ve terlerler.

Yorgunluğa çare muz

Yorgunluğa çare muz Probleminiz:
Çalıştığınız ortamda yoğun hava kirliliği sözkonusu ise ya da sigara tiryakisi iseniz ve gece hayatınız varsa bu durumdan en çok etkilenecek yerlerden biri de cildinizdir. Cilt, dış etkenlere karşı savaşamayacak kadar g



Yorgunluğa çare muz

Kalp Kasilmasi Kalp Kasinin Kasilmasi

Kalp Kasılması, Kalp Kasılma

Kalp Kasının Kasılması; Kalp kasının kasılmasına uyarıları sağlamakta olan merkezin uyan sayısında değişiklik yapması, ana uyarı kaynağı olan sinoatriyal düğümün uyan çıkarma sayısının azalması sonu­cu kalbin başka ye



Kalp Kasılması, Kalp Kasılma


Kalp Kasının Kasılması; Kalp kasının kasılmasına uyarıları sağlamakta olan merkezin uyan sayısında değişiklik yapması, ana uyarı kaynağı olan sinoatriyal düğümün uyan çıkarma sayısının azalması sonu­cu kalbin başka yerindeki uyan kaynaklarının hakimiyeti ele alması, kalpte yayılmakta olan uyanların kesikliğe uğraması, kalbin başka bölgelerinden güçlü impluslann meydana gelme­ye başlaması ve uyarı iletimini sağlayan başka yolların meydana gelmesi kalp atım düzensiz­liklerine neden olabilir.





İletimde kesikliklere blok adı verilir. Bazan karıncık ve kulakçıklar çok hızlı ve birbirin­den bağımsız olarak çalışabilir. Dakikada 200-300 üzerine çıkan kalp atımlarına flatter den­mektedir. Çok daha fazla hızla adeta titreşim biçimindeki kalp atımlarına ise fibrilasyon adı verilir. Zamanında özel müdahale gerekir. Çünkü sayı arttıkça kalp atımlarının kanı pom­palama etkinlikleri de bozulacaktır. Bazen defibrilatör denilen özel elektriksel akım veren araçların kalp üzerindeki göğüs bölgesine uygulanmasıyla müdahale ederek kalp atımlarının düzenli hale getirilmesi gerekebilir.

Göbek Eriten Diyet & Egrersizler

Göbek Eriten Diyet & Egrersizler

Pek çok kişi yazın hala istediği formda olamamaktan şikayetçi. Bazı kişiler biraz zayıfladıysa bile istediği yerlerden (göbek, bel, basen) incelememekten yakınıyor. Normal diyet programlarında kişiler zayıflasa bi



Göbek Eriten Diyet & Egrersizler


Pek çok kişi yazın hala istediği formda olamamaktan şikayetçi. Bazı kişiler biraz zayıfladıysa bile istediği yerlerden (göbek, bel, basen) incelememekten yakınıyor. Normal diyet programlarında kişiler zayıflasa bile çoğu kişide daha çok yüz bölgesi inceliyor. Ama aşırı yağlı bölgelerde pek incelme olmuyor.Sizlere 3 haftada, özellikle göbek-bel bölgesinden incelmeyi de sağlayacak özel bir program vereceğim. Ancak öncelikle şu noktayı vurgulayayım: Sadece diyetle bölgesel zayıflama tam olmaz. Beraberinde özel egzersiz ve bazı özel bitkisel mönüler gerekir. Bu programı 3 hafta uygulayın, 21′inci günün sonunda müthiş incelmeyi hayretle göreceksiniz.


Mekik hareketiDizlerimiz bitişik ve ayaklarımız birbirine paralel şekilde tabanları yeri gösterirken iki elimizi enseye koyup hızlı hızlı, sık sık ve kesik kesik hareketlerle karnımız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapıyoruz.


Bu hareket özellikle karın bölgesindeki kasları kuvvetlendirir, yağ dokusunu harekete geçirir ve yağların yanmasına yardımcı olur.Sopalı hareketBu harekette de bir sopayı ense kökümüze alıp iki elimizi geçiriyoruz.


Ayaklarımızı yere sağlam basıp süratli bir şekilde sağa ve sola doğru daha çok kalçadan yukarısını hızlı bir şekilde döndürerek birkaç dakikada bu hareketleri yapıyoruz. Bu haraket karnın yan tarafındaki kasların şekillenmesi ve göbeğin erimesini sağlar.Bel kasları için mekikBir taraftaki kolumuzu, bükülmüş olan diğer taraftaki dizimize doğru hafifçe, sık sık ve seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Bu hareketi de birkaç dakika dayanabildiğimiz kadar yapmaya gayret ediyoruz.





Daha sonra diğer taraftaki ayağımızı ve kolumuzu değiştiriyoruz. Bu hareket karnın yan tarafına doğru olan kasları çalıştırmak için yararlıdır.


Haftanın tek günleri bunları yiyin


Kalkar kalkmaz: 1 bardak ılık ballı limonlu su (içine yarım tatlı kaşığı bal, 10 damla limon konacak).


Sabah sporu: 35 - 40 dakika tempolu yürüyüş yapın. Bol ter atmaya gayret edin. Ardından fotoğraftaki gibi 15-20 dakika spor.


Duş: Ham ipek kese veya kabak lifi ile 5 dakika fırçalar gibi göbek, basen, popo, bel sertçe fırçalanacak. 5 dakika kadar susam yağı, kekik yağı, biberiye yağı, melisa yağı ile aynı bölgeye masaj yapılacak.


Kahvaltı: 1 adet kabuklu yeşil elma, 1 adet sert şeftaliAra: 2 parmak taze dil peyniri yiyebilirsiniz.Öğle: 1 porsiyon ızgara tavuk (derişiz), bol rokalı yeşil salata (taze soğanlı).Ara(saat 15.00): 3-4 yulaflı bisküviAra(saat 17.30): 1 adet yeşil elma.Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı fasulye (az yağlı), 1 dilim tam ekmek, mevsim salatası.


Gece: 1 bardak şekersiz tarçınlı ılık light süt. 3-4 fincan rezene çayı, yeşil çay, mısır püskülü, kiraz, avakado yaprağı karışım çayı içilecek.Yasaklar* Kolalı, şekerli içecekler * Kızartma * Hayvansal katı yağlar (tereyağı, kaymak, yağlı şarküteriler, yumurtanın sarısı, yağlı süt ürünleri, yağlı etler, tavuk - balık derisi, tam yağlı süt)* Alkol (özellikle bira)* Beyaz un, * Beyaz şeker* Doğum kontrol hapları* Aşırı gündüz uykusu* Çikolata * Yağlı çerezler* Cips


Makale : Ender Saraç


Beğendiğiniz yazıları aşağıdaki sosyal imleme sitelerine gönderebilir veya e-mail ile arkadaşlarınıza ulaştırabilirsiniz.

Arpa Şehriyeli Et Yahnisi (4 Kişilik)

Arpa Şehriyeli Et Yahnisi (4 Kişilik)


Malzemeler
2 çorba kasığı margarin
2 su bardağı arpa şehriye
2 çorba kasığı kuşbaşı et
2 adet biber
10 adet arpacık soğan
2 adet domates
2 su bardağı su
1 adet defne yaprağı
Kimyon, karabiber Tuz


Yemek Tarifi
Mar



Arpa Şehriyeli Et Yahnisi (4 Kişilik)


Malzemeler
2 çorba kasığı margarin
2 su bardağı arpa şehriye
2 çorba kasığı kuşbaşı et
2 adet biber
10 adet arpacık soğan
2 adet domates
2 su bardağı su
1 adet defne yaprağı
Kimyon, karabiber Tuz


Yemek Tarifi
Margarini tencereye alıp eritin. 2 su bardağı arpa şehriyeyi ekleyip, karıştırarak kavurun. 2 çorba kasığı eti ekleyin. Birkaç dakika daha kavurup, ince doğranmış biber ve arpacık soğanını ilave edin.
Domatesleri küp biçiminde doğrayıp, tuzla birlikte tencereye ekleyin. Tüm malzemeleri karıştırıp, 2 su barda suyu ilave edin. Defne yaprağını da tencereye koyup, 20 dakika pişirin.
Tencereyi ateşten alıp defne yaprağını tencereden çıkarın. Kimyon ve karabiberi serpin. Sıcak servis yapın.





Afiyet Olsun!
arife-yemek-tarifleri.blogspot.com
yemek tarifi, yemek tarifleri
yemek, yemek yemek, mutfak

Fazla Terlemek

Fazla terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bul



Fazla terlemek





Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.

Selenyumun faydaları

En çok deniz ürünleri, karaciğer ve ette bulunan antioksidan ve hücre koruyucusu selenyum, dokuların yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Selenyum, vitamin E ile beraber güçlü bir antioksidan ve hücre koruyucusu olarak çalışır ve özellikle glutatyon peroksi




En çok deniz ürünleri, karaciğer ve ette bulunan antioksidan ve hücre koruyucusu selenyum, dokuların yaşlanma sürecini yavaşlatıyor


ÇOCUKLARDA SOĞUK HAVALEYE DİKKAT

Ateşli bir hastalık sırasında, yüksek ateşe bağlı olarak gelişen havele, her anne babanın korkulu rüyasıdır. Havalenin, tıbbi anlamdaki tanısı ile konumuza başlayalım.

Havale ( konvülziyon) ; beyindeki kontrolsüz, anormal ve istemsiz elektrik boşalımları



Ateşli bir hastalık sırasında, yüksek ateşe bağlı olarak gelişen havele, her anne babanın korkulu rüyasıdır. Havalenin, tıbbi anlamdaki tanısı ile konumuza başlayalım.

Havale ( konvülziyon) ; beyindeki kontrolsüz, anormal ve istemsiz elektrik boşalımlarının, vücudun el, kol, yüz gibi belirli bölgelerinde bilinç dışı kasılma ve gevşemelere neden olmasıdır. Soğuk Havale ise ; Havalenin, ateşe bağlı olmadan gelişen şeklidir. soğuk havale, çocuklarda birkaç saniyeden dakikalara varan, değişik sürelerde görülebilir. Havale geçirme genellikle beyinde hasar bırakmamakla birlikte, 30 dakikadan daha uzun süre devam eden havale nöbetleri, beyinde uzun süreli oksijensiz kalmaya bağlı olarak kalıcı hasara neden olabilir.

Ahmet maranki sarımsak doğal bir antibiyotik

Ahmet maranki Doğal bir antibiyotik sarımsak formülü: Toplumumuzda sağlıkla ilgili herşey ilaca bağlanır. İlaçlara karşı bağımlılığımız var.Boğazlarımız biraz ağrıyınca veya biraz öksürünce gelişi güzel bir antibiyotik alırız.

Bu antibiyotikler de balgam



Ahmet maranki Doğal bir antibiyotik sarımsak formülü: Toplumumuzda sağlıkla ilgili herşey ilaca bağlanır. İlaçlara karşı bağımlılığımız var.Boğazlarımız biraz ağrıyınca veya biraz öksürünce gelişi güzel bir antibiyotik alırız.


Bu antibiyotikler de balgamı söktürmez, vücuttan mikrobu çıkaramaz. Antibiyotikler zamanla vücutta bağışıklık sağlarlar ve etkileri kalmaz.
Bunların yerine bizim doğal antibiyotikler kullanmamız lazım.


Doğal antibiyotikler nedir?


Sarımsak, soğan doğal antibiyotiktir. Bunları çok fazla tüketmek lazımdır.


Özel reçete olarak tavsite ettiğimiz doğal antibiyotik tarifi :


Malzemeler:





1 baş sarımsak
Yarım limon
Yarım litre su
Cam kavanoz
ailüminyum folyo
Hazırlanışı: 500 CC (yarım litre) kaynatılmış soğumuş suyu cam bir kavanoza koyduktan sonra içine kabukları soyulmuş bir baş sarımsağı rendeleyip, yarım limonu da kabuğu ile dilim dilim doğrayıp atın.


Kapağını kapattıktan sonra (alimünyum folyoyla sararak ışık almasını engelleyebilirsiniz) karanlık bir ortamda 4 gün bekletin. Dört gün beklettikten sonra içinden posasını alın.


Her kışa girerken bir kaç defa bu doğal antibiyotiği tekrarlarsanız savunma mekanizmanız güçlü olur.


Kullanımı: Her yemekten 15 dakika önce aç karnına bir yemek kaşığı içebilirsiniz.


Dışarıdan gelen mikrop ve virüslere karşı etkilidir.Hiç bir yan etkisi de yoktur. Limonu hayatınızdan çıkartmayın.


Tarifimiz bir kişiliktir. Daha fazla su ve ölçüyle de yapabilirsiniz.


diğer Ahmet maranki önerileri

VAJİNAL KAŞINTI TEDAVİSİ

Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir. İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan



Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir. İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan kalkar. Diğer kaşıntılarda aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, zeytinyağı.
Hazırlanışı : 1 çorba kaşığı süzme bal ile 1 tatlı kaşığı zeytinyağı karıştırılır. Günde üç kere ferç’in çevresine ve içine sürülür.

Pırasanın Faydaları ve Yararları

Doymuş yağ ve kolesterol acısından oldukça düşük değerlere sahiptir. Diyet lifleri yönünden de çok zengin bir sebzedir. Pırasa, aynı zamanda B6 vitamini, folik asit, demir, magnezyum.

A. C ve K vitaminlerini de bol miktarda içeriyor. Araştırmalar, uzun



Doymuş yağ ve kolesterol acısından oldukça düşük değerlere sahiptir. Diyet lifleri yönünden de çok zengin bir sebzedir. Pırasa, aynı zamanda B6 vitamini, folik asit, demir, magnezyum.



A. C ve K vitaminlerini de bol miktarda içeriyor. Araştırmalar, uzun süre kullanıldığında yüksek kolesterolü ve sekeri düşürebildiğini, kanserden korunmaya ela yardımcı olduğunu gösteriyor. Kış, pırasanın en sevdiği mevsim. Hazır mevsimdeyken bol bol tüketmenizi öneririz. Böreğini, kavurmasını yapabileceğiniz gibi, makarna soslarınızda da kullanabilirsiniz.





Besin tablosu
(1 adet pişmiş pırasa -yaklaşık 125 gram)
Enerji 38 kcal
Toplam karbonhidrat 9 gr. % 3
Diyet lifi 1 gr. % 5
Şeker 3 gr.
Protein 1 gr.
Vitaminler
A vitamini 1007 IU % 20
C vitamini 5.2 mg. % 9
E vitamini 0.6 mg. % 3
K vitamini 31.5 mcg. % 39
Niasin 0.2 mg. % 1
B6 vitamini 0.1 mg. % 1
Folik asit 29.8 mcg. % 7
Mineraller
Kalsiyum 37.2 mg. % 4
Demir 1.4 mg. % 8
Magnezyum 17.4 mg. % 4
Fosfor 21.1 mg. %2
Potasyum 108 mg. % 3
Manganez 0.3 mg. %15


* Satır sonlarındaki yüzdeler günlük ihtiyacın ne kadarını karşıladığını gösterir.


xanax mg

Etken Maddesi
Alprazolam

XANAX 1 MG 50 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır

XANAX 1 MG 50 TABLET
İlaç Listesi
Sinir Sistemi, Nöroloji » Anksüplitik

Dozu Kullanma ;

Her hasta için optimum Xanax dozu saptanmalıdır. Aşağıdaki günlük dozaj tablosu birçok hast



Etken Maddesi
Alprazolam


XANAX 1 MG 50 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır


XANAX 1 MG 50 TABLET
İlaç Listesi
Sinir Sistemi, Nöroloji » Anksüplitik


Dozu Kullanma ;





Her hasta için optimum Xanax dozu saptanmalıdır. Aşağıdaki günlük dozaj tablosu birçok hastanın gereksinimine uyabilir. Yüksek dozaj gerektiğinde, günlük dozlarından önce akşam dozları arttırılmalıdır. Anksiyete: 3 kez 0.25-0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-4 mg artırılır. Depresyon: 3 kez 0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 1.5-4.5 mg artırılır. Geriyatrik hastalar veya zayıf düşüren hastalık mevcudiyetinde : 2-3 kez 0.25 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-0.75 mg; gerekirse ve tolere edilebilirse tedricen artırılır. Panikle birlikte görülen hastalıklar : Yatarken 0.5-1.0 mg , Doz, yanıta göre ayarlanmalıdır.Doz artırımları 3-4 günde 1.0 mg dan daha hızlı yapılmamalıdır. Klinik araştırmalarda kullanılan ortalama doz günde 5.7±2.3 mg/dır. Ender olarak günde 10 mg�a çıkılmıştır. İncelemeler, yüksek dozlardan ( 195 mg/kg-dan fazla; insanda günlük maksimum dozun 2000 katı ) sonra, kardiyo-pulmoner kolapsın gelişebildiğini göstermişti


İlaç Barkodu


*8699502012806*


İlaç Fiyatı
22.95 YTL


Reçeteli Verilir.

Gece İsemeleri ve Altina Kacirma

Gece İşemeleri ve Gece Altına Kaçırma

Gece işemeleri, birçok bedensel ve psikolojik-gelişimsel duruma bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İdrar yolları enfeksiyonu, beyin elektriksel düzensizliği ya da bozukluğu, diğer nörolojik durumlar gibi be­den



Gece İşemeleri ve Gece Altına Kaçırma


Gece işemeleri, birçok bedensel ve psikolojik-gelişimsel duruma bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İdrar yolları enfeksiyonu, beyin elektriksel düzensizliği ya da bozukluğu, diğer nörolojik durumlar gibi be­densel nedenlerin mutlaka göz önüne alınması ve araştırılması gere­kir. Bedensel bozukluğun belirlenemediği durumlar genellikle gece işemek;


Derin uyku nedeniyle çocukların idrar kesesinin taşmasına iliş­kin uyanma sinyallerini alamaması ile (uyku yaklaşık 12-16 yaşları arasında yetişkin uykusunun özelliklerini kazanmakta­dır) ya da
İdrar kesesinin kapasitesinin yaşıtlarına göre daha yavaş art­ması (bu kapasite de yaklaşık 12-16 yaşlan arasında yetişkin­deki düzeye ulaşmaktadır) ya da Yaşanan sıkıntılı yaşam olaylarına (kardeş doğumu, anne ba­ba tartışması, boşanma, okul-öğretmen değişikliği gibi) bağlı olarak ortaya çıkan uyum zorluğu sonucunda görülebilmek­tedir.


Bazen de böbrekten su atılmasını azaltan hormonun (bu hormon daha çok gece salgılanarak, gündüz yapılandan daha az idrar oluşma­sını sağlamakta, bu nedenle de gece sık sık idrara çıkmak gerekme­mektedir) yeterince salgılanmaması gece idrar kaçırmalarına neden olmaktadır.





Çocuğunuzda bu soruna ilişkin bedensel nedenlere ilişkin bir ipu­cu yoksa;
Bu sorun çocuğunuzun tüm alanlarda beceriksiz olmasını gerektirmez (yani bu sorunun zekâ düzeyi ile bağıntısı yoktur). Ayrıca bu anne baba tutumlannın bir sonucu oluşmayıp yukarıda da belirtildiği gibi gelişimde­ki bazı beceriksizliklere bağlıdır. Gelişimsel olan bu sorun hiçbir tedavi gi­rişimi uygulanmasa da 14-16 yaşlarında % 99 oranında düzelecektir.


Çocuklarda Gece İşemesi ve Tedavisi


Yukarıda sayılan nedenler göz önüne alınarak gece işemelerinin çözümü için;
Kapasitesi küçük olan idrar kesesinin yatağa gitmeden önce boşaltılması
Derin uykunun çocuğun uyandırılarak bozulması (uykunun ilk 1/3′ünde, yani yattıktan yaklaşık 2-3 saat sonra uyandırılması)


Başlangıçta belirli bir çiş denetimini sağladığı halde, yaşadığı zorluklar nedeniyle yeniden idrar kaçırmaya başlayan çocuk­larda bu çevresel zorlukların ele alınması ya da çocuğun des­teklenmesi
Bu öneriler yeterli olmuyorsa uyku derinliğini azaltan, idrar ke­sesinin kapasitesini artıran, çocuğun sıkıntı/kaygılarını azaltan ya da gece idrar oluşumunu düzenleyen hormondaki yetersiz­liği düzenleyecek ilaç tedavileri başlanabilir.


Bedensel nedenlerle ilgili bir şüphe olduğunda çocuğun yaşına gö­re bir pediatri ya da üroloji uzmanına, bunların belirlenemediği ve bir ilaç tedavisinin başlanmasının gerektiği durumlarda ise bir çocuk psi­kiyatrisi uzmanına başvurulması gerekmektedir. İlaç tedavilerinin mut­laka bir uzman danışmanlığında uygulanması gerekir.

Şebboy’ un Faydaları

Tohumları kalp üzerine etkili bileşikler taşır. Ayrıca idrar söktürücü ve kabızlığı giderici etkisi vardır.



Tohumları kalp üzerine etkili bileşikler taşır. Ayrıca idrar söktürücü ve kabızlığı giderici etkisi vardır.

Karotis Endarterektomi İçin Bilgilendirilmiş Onam Formu (Word Formatı)

İndirmek İçin Buraya Tıklayın



İndirmek İçin Buraya Tıklayın

Puntados con Listones no1

15 sayfadan oluşan bir dergi,çok farklı hoş fikirler var,bakmanızı öneririm.BURDANYükleme ile ilgili açıklama BURDANKurdela nakışı ile yastık süslemesi,terlik işlemesi,banyo takımı işlemesi bile var :)




Spina Bifida Nedenleri

Nedenleri Hastalığın nedenlerinde genetik ve çevresel faktörlerin rolü olduğuna inanılır. Ailede aynı hastalığın olması ve anne babanın geç yaşlarda çocuk sahibi olması en büyük risk faktörüdür. Eğer ilk çocuk spina bifidalı doğmuş ise risk artar, çocuk s



Nedenleri


Kabakli Krep - Yemek Tarifi

Kabakli Krep - Yemek Tarifi
Mutfak: Fransa
Süre:
MALZEMELER

2 Adet Yumurta 1 Su Bardagi Süt
1 Su Bardagi Su 1/2 Demet Dereotu 1/2 Paket Kabartma Tozu 1/2 Çay Bardagi Soda
2 Çay Kasigi Tuz 5 Çorba Kasigi Esmer Un
Içi Için:
1 Adet Kabak
1 Adet Havuç
1/2 De



Kabakli Krep - Yemek Tarifi
Mutfak: Fransa
Süre:
MALZEMELER


2 Adet Yumurta 1 Su Bardagi Süt
1 Su Bardagi Su 1/2 Demet Dereotu 1/2 Paket Kabartma Tozu 1/2 Çay Bardagi Soda
2 Çay Kasigi Tuz 5 Çorba Kasigi Esmer Un
Içi Için:
1 Adet Kabak
1 Adet Havuç
1/2 Demet Dereotu
1 Çay Kasigi Karabiber
1 Tatli Kasigi Tuz
YAPILIŞ TARİFİ
Hamuru yapmak için,süt,su,soda,un ve yumurtayi çukur bir kapta
çirpalim.Daha sonra bu karisimin içine kabartma tozu,tuz ve kiyilmis
dereotu koyup,çirpmaya devam edelim.
Teflon tavaya çirpilmis hamuru kepçeyle dökerek altini ve üstünü
kizartalim.





Bütün sebzeleri küp küp dograyalim.Bir tencerenin içine koyup,ocakta kendi suyuyla pisirelim.Sebzeler suyunu çekince,içine kiyilmis dereotu,tuz ve karabiberi ekleyelim.Krebin ortasina bu malzemeyi koyup,rulo yapalim.Dilerseniz üzerine bir miktar yagsiz krema döküp,krebin sicakligiyla eritip servis yapalim.


Ellerinize Sağlık ve Afiyet Olsun!
arife-yemek-tarifleri.blogspot.com
yemek tarifi, yemek tarifleri
yemek, yemek yemek, mutfak

Anorektal malformasyonlar 1

ANOREKTAL MALFORMASYONLAR

TRAİHÇE
Soranus 2. yy da tüm yenidoğanlara anal muayene yapılması gerektiğini bildirdi.
(7. yy da Bizans da) İmperfore anüs cerrahisinden sonra yaşayan ilk bebeğin Paulus Aegineta tarafından bildirildiği genel olarak kabul e



ANOREKTAL MALFORMASYONLAR


TRAİHÇE
Soranus 2. yy da tüm yenidoğanlara anal muayene yapılması gerektiğini bildirdi.
(7. yy da Bizans da) İmperfore anüs cerrahisinden sonra yaşayan ilk bebeğin Paulus Aegineta tarafından bildirildiği genel olarak kabul edilmektedir. Paulus Aegenita nın önerisi obstruksiyona neden olan membranın parmakla veya bir bıçağın ucuyla delinmesi ve oluşan traktın iyileşene kadar genişletilmesidir.
Yaklaşık 1000 yıl sonra 1660 da Scultet, anal stenozlu bir yenidoğanı dilatasyonla başarılı bir şekilde tedavi etmiştir. 1676 da Cooke diğer bir bebeği insizyon ve dilatasyonla tedavi etmiş ve sfinkter kaslarının korunmasını vurgulamıştır.
1787 de Bell , barsağı bulmak için orta hat perineal insizyon önermiştir.
1783 de Dubois , Littre nin 1710 da yaptığı önerileri dikkate alarak, imperfore anüs için ingüinal kolostomi önerdi. Fakat hiçbir bebek yaşamadığı için kabul görmedi.
1835 de Amussat , formal perineal proktoplastiyi tarif etti. burada barsağın perineal bir insziyonla mobilizasyonu ve deriye dikişle tespiti söz konusudur. Bu teknik hızla kabul gördü. Bu cerrahi teknik aslında 1982 de Pena tarafından önerilen PSARP işleminin prototipidir.
Dieffenbach (1826) – İlk anal transpozisyon.
Chassaignac (18569) – Perineal disseksiyonu kolaylaştırmak için stomadan prob sokmayı önerdi.
Perineal disseksiyonla barsağın bulunamaması durumunda peritonun açılmasını ilk defa Stromeyer önerse de bunu ilk defa 1872 de Leisrink gerçekleştirdi.
Perinede barsağın bulunamaması durumunda laparotomi yapılmasını ilk defa Mcleord (1880) önerdi ve ilk defa Hadra (1884) yaptı.
Anomalinin tanınabilmesi ve tipinin belirlenmesi için ilk defa radyolojik inceleme ise 1930 yılında Wangensteeen ve Rice isimli iki araştırıcı tarafından yapıldı. 2 bebekte invertogram çektiler. İnvertogram bugün bile hastalığın tipini ve yapılacak cerrahi tedaviyi belirlemede kulanılmaktadır.
(Stephens çizgisi ? Pubokoksigeal hat. I Çizgisi ? iskiyal hat / Kelly. İnvertogramdaki 2 önemli çizgi)
Tek seanslı abdominoperineal prosedürler 1950 li yıllarda popülarize oldu.
1948 – Rhoads , Pipes ve Randall.
1949 – Norris , Brophy ve Brayton.
1953 de Stephens puborektalis kasının korunmasını esas alan kendi prensibini tanımladı. 1980 li yılların başına kadar bu prosedür ve bazı modifikasyonları anorektal malformasyonların tedavisinde standart yaklaşım oldu.
1982 de Pena ve Devries tarafından PSARP işleminin tanımlanması bir dönüm noktası oldu. Bu prosedürün atası ise 1835 yılında Amussat tarafından tanımlanan perineal proktoplastidir.


İNSİDANS
Anorektal malformasyonların nedeni bilinmemektedir.
Tüm dünyadaki ortalama insidansı 1 / 5000 canlı doğumdur. Fakat bazı bölgelerde daha sık görülür. Örneğin Kalküta daki insidansı 1 / 1862 canlı doğum olarak tespit edilmiştir.
İnsidans olduğundan daha az tespit edilmiş olabilir. Çünkü bazı alt anomaliler (kütanöz fistül) geç tanınabilmektedir.
Bazı ailelerin genetik predispozisyonu vardır. Bu tip ailelerdeki anomalili erkek sıklığı nedeniyle anorektal malformasyonların cinsiyet bağımlı kalıtım gösterdiği de düşünülmektedir.
Ayrıca anorektal malformasyonlar Down sendromu ve Cat s Eye sendromu gibi sendromlarda da görülebilirler.
Anorektal anomaliler bazen multipl anomalilerin bir parçası da olabilirler. Bazı yazarlar anoraktal anomaliler için otozomal dominant kalıtım öngörmüşlerdir.
Olgularda bir erkek predominansı söz konusudur (% 55 – 65 erkek). (ortalama % 60 erkek / % 40 kız).
Olguların çoğu alçak seviyeli lezyonlardır. Erkeklerin 2 / 3 ünde yüksek seviyeli anomali, kızların 2 / 3 ünde ise alçak seviyeli anomali söz konusudur.
Antenatal USG, eşlik edebilecek kardiyak ve renal anomalileride gösterebileceği için, anorektal malformasyonların gelecekteki insidansını etkileyebilir.





SINIFLAMA
Tüm sınıflamalar tanımlayıcıdır. Anomalinin rekonstrüksiyonu yapısının detaylı bilinmesiyle mümkün olabileceği için, anatomik bir klasifikasyon yararlı olacaktır. İyi bilinen, geniş kabul gören bir sınflamada lezyonlar iki gruba ayrılmaktadır :
1 – Alçak (low) tip ? İnfralevator
2 – Yüksek (high) tip ? Supralevator
Bir de ara (intermediate) tip vardır. Fakat bunlar sanki yüksek tip gibi tedavi edilirler.
1970 yılında yapılan bir uluslar arası sınıflandırma daha sonra basitleştirilerek Wingspread sınıflaması adını aldı.
Ayrıca, tamamen deskriptif ve yapılacak cerrahi işleme yönelik bir diğer sınıflama da mevcuttur.


WİNGSPREAD SINIFLAMASI:
Low anomaly (alçak tip)
Erkekler
Anal stenoz
Anorektal fistül
Kızlar
Anal stenoz
Anokütanöz fistül
Anovestibüler fistül
İntermediate anomaly (ara tip)
Erkekler
Anal agenezis (fistül yok)
Rektobulbar fistül
Kızlar
Anal agenezis (fistül yok)
Rektovaginal fistül
Rektovestibüler fistül
High Anomaly (yüksek tip)
Erkekler
Rektal atrezi
Fistülsüz anorektal agenezis
Anorektal agenezis rektoüretral fistül
Kızlar
Rektal atrezi
Fistülsüz anorektal agenezis
Anorektal agenezis rektovaginal fistül


Yapılacak cerrahi işleme göre tanımalyıcı sınıflama:
* Erkekler
Kolostomi
1) Perineal fistül yok
2) Rektoüretral fistül var
Bulbar fistül
Prostatik fistül
3) Rektovezikal fistül var
Mesane
4) Fistülsüz imperfore anüs var
5) Rektal atrezi var.
* Kızlar
1) Perineal fistül yok
2) Vestibüler fistül var
3) Persistan kloaka var
4) Fistülsüz imperfore anüs var
5) Rektal atrezi var.


EMBRİYOLOJİ
Embriyodaki kloaka içine aşağıdaki yapıların açıldığı bir boşluktur :
Hindgut
Tailgut
Allantois
Mesonefrik duktus
Kloaka ilk olarak gestasyonun 21. gününde ve anterior komşuluğunda allantois, posterior komşuluğunda ise Hindgut vardır. Standart öğretide , kloakanın ortasındaki septum (ürorektal septum) aşağıya doğru büyüyerek lateral kıvrımlar ile (Rathke plikaları) birleşir ve kloakal membrana ulaşır. Bu işlemin sonunda iki kavite oluşur :
Anterior ? Ürogenital kavite
Posterior ? Anorektal kavite
Bu oluşum 6. gestasyonel haftada tamamlanır. Bir teoriye göre ; ürorektal septum distale doğru büyümez ve kloakal membranla birleşmez. Ürogenital ve anorektal kaviteler arasında bir kloakal kanal açık kalır. Genital tüberkülün hızlı büyümesi kloakanın şeklini değiştirir. Aynı zamanda oryentasyonuda değişen kloaka posteriora doğru deplase olur. Kloakal menbran gestasyonun 7. haftsaında yırtılır ve ortaya iki açıklık çıkar:
Ürogenital açıklık
Anorektal açıklık
Rektumu çevreleyen kaslarda aynı zamanda oluşur. Levator ani ye ait ilk promyoblastlar 6. gestasyonel haftada, eksternal anal sfinkter promyoblastları 7. gestasyonel haftada ortaya çıkarlar.
İnternal anal sfinkter promyoblastları ise 8. gestasyonel haftada oluşurlar.
9. gestasyonel haftada tüm kas yapıları yerli yerindedir. Henüz bu dönemde erkek yada dişi dış genitali farklılaşmamıştır.
Rektumu çevreleyen kas yapısı : (9. haftada tamam)
Levator Ani ? 6. Hafta
Eksternal Sfinkter ? 7. Hafta
İnternal Sfinkter ? 8. Hafta
9. haftada hepsi tamamlanıyor.
Son yıllardaki yeni bir teoriye göre, dorsal (posterior) kloakadaki bir şekil bozukluğu ve dorsal kloakal membranın olmaması sonucunda anorektal malformasyonlar ortaya çıkar.
Fakat medüller kanalı , diğer tüm yapılar oluştuktan sonra ortaya çıkar. Dolayısıyla müller kanalı yapılarınında bazen anorektal malformasyonlardan etkilenmesini her iki teoriyle de açıklayabilmek mümkün değildir.

İBRAHİM SARAÇOĞLU KİREÇLENLERE DOĞAL ÇÖZÜM

Dr İbrahim saraçoğlunun, kireçlenme sorunu olanlar için, uzun bir çalışma döneminden sonra geliştirmiş olduğu yepyeni kürü; Kuru çınar yaprağı kürü ; diz ve boyun kireçlemeleri için çok faydalıdır.

GEREKLİ MALZEMELER :* 1–1,5 yemek kaşığı çınar ağacının



Dr İbrahim saraçoğlunun, kireçlenme sorunu olanlar için, uzun bir çalışma döneminden sonra geliştirmiş olduğu yepyeni kürü; Kuru çınar yaprağı kürü ; diz ve boyun kireçlemeleri için çok faydalıdır.

GEREKLİ MALZEMELER :

Dana Rosto - Yemek Tarifi

Dana Rosto - Yemek Tarifi
Mutfak: Türk Süre:

MALZEMELER
2.5 kg dana rosto
1 su bardagi et suyu
2 sogan, kiyilmis 1 kereviz,kiyilmis 1 defne yapragi 1 dis sarmisak, kiyilmis 1 su bardagi bira 10 kisilik
YAPILIŞ TARİFİ
Bütün malzemeleri beraberce yogurup,



Dana Rosto - Yemek Tarifi
Mutfak: Türk Süre:


MALZEMELER
2.5 kg dana rosto
1 su bardagi et suyu
2 sogan, kiyilmis 1 kereviz,kiyilmis 1 defne yapragi 1 dis sarmisak, kiyilmis 1 su bardagi bira 10 kisilik
YAPILIŞ TARİFİ
Bütün malzemeleri beraberce yogurup, karistirin. Bu karisimi dana rostonun üzerine döküp yaklasik sekiz saat kadar buzdolabinda saklayin. Daha sonra eti bir kabin içine koyup 4 saat kadar pisirip servis yapin.





Ellerinize Sağlık ve Afiyet Olsun!
arife-yemek-tarifleri.blogspot.com
yemek tarifi, yemek tarifleri
yemek, yemek yemek, mutfak

Zümrüt taşı faydaları

Zümrüt ; Bağışıklık sistemini, sinir sistemini, kalbi, ciğerleri ve böbrekleri güçlendirir. Başarı ve doyum duygularını belirginleştirir. Yetersizlik duygusundan kurtararak yaşama karşı duyulan minnet duygusunu kuvvetlendirir. Kişiye sevgi duygula




Zümrüt ; Bağışıklık sistemini, sinir sistemini, kalbi, ciğerleri ve böbrekleri güçlendirir.


Mantar Hastalıkları

Mantar hastalıkları, patolojide önemli bir yer tutar. Bunların verdiği rahatsızlık, frengi ve kansere kolayca karıştırılabilir. Başlıca mantar hastalıkları sporotrikoz, aktinomikoz, aspergilloz, pamukçuk v.b.dir. Deride görülen mantar hastalıklarının bası



Mantar hastalıkları, patolojide önemli bir yer tutar. Bunların verdiği rahatsızlık, frengi ve kansere kolayca karıştırılabilir. Başlıca mantar hastalıkları sporotrikoz, aktinomikoz, aspergilloz, pamukçuk v.b.dir. Deride görülen mantar hastalıklarının basında kellik gelir. Dölyolunda olan mantar hastalığı, şiddetli bir fere kaşıntısı ve peynirimsi görünüşte beyaz koyu bir akıntıyla kendini belli eder.


Hastalığa sebep olan mantarı önce mikroskopla inceleyip sonra kültürle üreterek tanımak, tedaviyi tayin için faydalıdır; tedavi ilâçla olabileceği gibi (iyot, boyalar, mantar öldürücüler), duruma göre ışınlarla da olabilir.





Bitkilerde ise çürüklük gibi (kestane çürüklüğü, tohum çürüklüğü, bitkinin her yanını saran genel mantar hastalıkları ve yaprakları (bağ mildiyusu, buğday pası), hattâ bazen ambarlarda saklanan tohum, yumru ve meyveleri de saran lokal mantar hastalıkları görülür.

Akut çocukluk dönemi lösemisi, All ,Kan kanseri

Tanım
Lenfoblastlara benzeyen olgunlaşmamış beyaz kan hücrelerinin sayısında artışla karakterize ilerleyici , kötü huylu bir hastalıktır.

Nedenleri,Görülme sıklığı,Risk faktörleri
ALL çocukluk dönemi lösemilerinin % 80 inden sorumludur. 3-7 yaşları arası



Tanım
Lenfoblastlara benzeyen olgunlaşmamış beyaz kan hücrelerinin sayısında artışla karakterize ilerleyici , kötü huylu bir hastalıktır.


Nedenleri,Görülme sıklığı,Risk faktörleri
ALL çocukluk dönemi lösemilerinin % 80 inden sorumludur. 3-7 yaşları arasında sıktır. Erişkinlerde de görülebilir ve tüm erişkin lösemilerinin % 20 ini oluşturur.



Akut lösemilerde kötü huylu hücrelerde olgunlaşma ve farklılaşma fonksiyonu kaybolmuştur. Bu hücreler hızla çoğalıp normal hücrelerin yerini alırlar. Habis hücreler normal kemik iliği elemanlarının yerini aldıkça kemik iliği yetmezliği gelişir. Normal kan hücrelerinin sayısında azalma olduğu için kişide kanama ve enfeksiyon şikayetleri başlar.


Çoğu vakada görünür bir sebep yoktur. Bununla birlikte radyasyon , benzen gibi bazı toksinler ve bazı kemoterapi ajanları lösemi oluşumuna katkıda bulunur. Kromozomlardaki anormallikler akut lösemi gelişiminde rol oynayabilir.
Risk faktörleri içinde Down Sendromu , lösemili kardeş , radyasyona maruz kalma , kimyasal maddeler ve ilaçlar sayılabilir.
Hastalık 100.000 kişinin 6 sında görülmektedir.


Korunma
Çoğu vakanın sebebi bilinmediği için korunma yöntemleri de bilinmemektedir.Toksinlere , radyasyona , kimyasal maddelere maruz kalınmaması riski azaltabilir.


Belirtiler uzun süreli veya çok miktarda kanama olması çürüklerin kolayca oluşması burun kanaması dişeti kanaması adet kanamasında düzensizlikler deri içine kanamalar deri döküntüsü veya peteşi ( kanamaya bağlı küçük kırmızı noktalar ) , ekimoz ( çürükler ) gibi deri lezyonları enfeksiyon yorgunluk sternum hassasiyeti ( sternum: göğüs kemiği ) solukluk kemik ağrıları veya hassasiyeti eklem ağrıları ( kalça , diz , ayak bileği , ayak , omuz , dirsek , el bileği , elin küçük eklemlerinde ağrı ) lenfadenopati (lenf bezlerinin büyümesi ) açıklanamayan kilo kaybı dişetlerinin şişmesi ateş egzersizle kötüleşen solunum güçlüğü çarpıntı





Tanı/Teşhis fizik muayenede büyümüş karaciğer-dalak , ekimoz ve kanama bulguları saptanır. beyaz kan hücrelerinin sayısında anormallikler tam kan sayımı – anemi ( kırmızı kan hücrelerinin azalması ) ve trombosit sayısında azalma saptanır. kemik iliği aspirasyonu – kemik iliğindeki hücre sayısında ve lenfoblastlardaki artışı gösterir. T lenfosit sayımı hücre yüzey antijeni çalışmaları


Tedavi
Tedavinin amacı hastalığın remisyonudur ( hafifletilmesidir ). Periferik kan sayımı ve kemik iliği normale döndüğü zaman remisyon sağlanır.


ALL antikanser ilaçların kombinasyonuyla tedavi edilir ( kemoterapi ). Kemoterapinin başlangıcında hastanın 3-6 hafta hastanede kalması gereklidir. Bunu takip eden kemoterapi seansları ayaktan verilebilir.
Kemoterapi prednison , vincristine , metotreksat , 6-merkaptopürin ve siklofosfamid’i içeren 3-8 ilaç kombinasyonundan oluşur. Ayrıca anemi ve düşük trombosit sayısını düzeltmek için kan ürünleri vermek gerekibilir. Gelişen herhangi bir ikincil enfeksiyon için antibiyotik kullanılabilir.


İyileşme ( remisyon ) sağlandıktan sonra bel kemiği sıvısı ( spinal sıvı ) na saldıran lösemik hücrelerin tedavisi için omurgaya kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanabilir.


Takibeden tedavi , relapsları ( hastalığın daha da kötüleşmesini ) önlemeye yöneliktir.
Yüksek doz kemoterapiye veya diğer tedavilere cevap vermeyen ağır vakalar için önerilebilecek diğer bir tedavi seçeneği de kemik iliği naklidir.


Prognoz/Hastalığın gidişi çocuklarda erişkinlerden daha iyi sonuçlar elde edilir. yaklaşık % 95 vakada tam remisyon sağlanır. Şifa oranı ise % 50-60 tır. erişkinlerin % 80 inde tam remisyon , % 30-50 arasında şifa sağlanır. tedavisiz yaşam süresi yaklaşık 3 aydır.


Komplikasyonlar/Riskler şiddetli enfeksiyonlar ALL nin kötüleşmesi yaygın damar içi pıhtılaşma


Doktorunuza başvurun şüpheli ALL belirtileri gelişirse kişide ALL ile ilgili sürekli ateş veya diğer enfeksiyon belirtileri ortaya çıkarsa …

Mercimek (merdümek) Bitkisi

Mercimek (merdümek) : Baklagiller familyasından; beyaz çiçekli, bir yıllık bir tarım bitkisi ve bunun besin olarak kullanılan yuvarlak, yassı tohumudur. Mart - Nisan aylarında ekilir. İlk çağlardan beri Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir. İçeriğinde B



Mercimek (merdümek) : Baklagiller familyasından; beyaz çiçekli, bir yıllık bir tarım bitkisi ve bunun besin olarak kullanılan yuvarlak, yassı tohumudur. Mart - Nisan aylarında ekilir. İlk çağlardan beri Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir. İçeriğinde B vitaminleri ve fosfor vardır.





Faydası : Beden ve zihin gücünü artırır. Sinirleri kuvvetlendirir. Bağırsaklara yumuşaklık verir. Sinir zafiyetlerinde faydalıdır. Kan yapar. Anne sütünü artırır. Baharatlı çorba şeklinde yenmesi tavsiye edilir.


Agri Cesitleri Akut ve Kronik Agri

Ağrı Çeşitleri

Akut Ağrı

Akut ağrının başlangıcı ani ve şiddetlidir. Akut ağrı basit bir iğ­ne batmasını da, travmatik ekstremite amputasyonunu da içerebi­lir. Genelde 6 aydan uzun sürmez.

Kronik Ağrı

Kronik ağrı, yavaş ağrı olarak da



Ağrı Çeşitleri


Akut Ağrı


Akut ağrının başlangıcı ani ve şiddetlidir. Akut ağrı basit bir iğ­ne batmasını da, travmatik ekstremite amputasyonunu da içerebi­lir. Genelde 6 aydan uzun sürmez.


Kronik Ağrı





Kronik ağrı, yavaş ağrı olarak da adlandırılır. Kronik ağrı 6 aydan fazla sürer ve ağrı yaşayan birey için, bir semptom olmak­tan çıkıp, ağrıya bağlı vücutta meydana gelen değişik davranış­larla birlikte bir sendrom haline gelir. Kronik ağrı yaşayan has­talar, tükenme, beden bütünlüğünü kaybetme, yalnızlık, bağım­lı olma ve ölüm korkusundan dolayı aşırı gergin, endişeli, öfkeli ve hassastırlar. Bu hastaların ilaç kullanma eğilimleri, diğerlerine göre daha fazladır ve gittikçe ilacın dozunu artırma yönünde davranış gösterirler.

KARINCA YUMURTASI YAĞI

Tüylü olan bölge klasik (ağda, cımbız, epilasyon vb. gibi) yöntemlerle tüylerden kökünden arındırıldıktan sonra karınca yumurtası yağını tüylerden temizlenen bölgeye; deriye iyice yedirecek şekilde 5-10 dk masaj yaparak sürülür. Her seanstan sonra bu işle



Tüylü olan bölge klasik (ağda, cımbız, epilasyon vb. gibi) yöntemlerle tüylerden kökünden arındırıldıktan sonra karınca yumurtası yağını tüylerden temizlenen bölgeye; deriye iyice yedirecek şekilde 5-10 dk masaj yaparak sürülür. Her seanstan sonra bu işlem 4-5 geceleri yatmadan önce yapılır.
İlk seansdan sonrasında tüylerinizin belirgin bir şekilde azaldığını fark edeceksiniz. İlerleyen aylarda aynı yöntemle işleme devam edilir. 4-6 seans(takriben 4-6 ay) sonrasında tüylerinizden tamamen kurtulmuş olursunuz.

Damkorugu

Image via Wikipedia
Damkorugu: (Dach-Hauwurz / Orpin / brûlant / Joubarbe / Des toits / Wallpepper / creeping jack / Kulokotu / Saksigüzeli / Sedum / Sempervium) Etli yapraklari olan, bir veya çok çiçekli bir bitkidir. Beyaz-sari-pembe renkli olan çiçe



Image via Wikipedia
Damkorugu: (Dach-Hauwurz / Orpin / brûlant / Joubarbe / Des toits / Wallpepper / creeping jack / Kulokotu / Saksigüzeli / Sedum / Sempervium) Etli yapraklari olan, bir veya çok çiçekli bir bitkidir. Beyaz-sari-pembe renkli olan çiçekleri, kürevi veya salkim durumunda bulunurlar. Çogunlugu kuzey yarimkürede bulunan 600 türü vardir. Türkiye’de 35 türü bulunur. Tek veya çok yillik bitkilerdir. Yapraklari tabanda rozetler meydana getirirler.





Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu.


Kullanildigi yerler: Basir memelerini gidermek ve nasir tedavisi için kullanilir.

Palamut Pilakisi (6 Kişilik)

Palamut Pilakisi (6 Kişilik)


Malzemeler
2 Büyük Boy Palamut
1 Orta Boy Kök Kereviz
4 Orta Boy Patates
4 Orta Boy Havuç
1 Su Bardağı Zeytinyağı
3 Orta Boy Kuru Soğan
3 Orta Boy Domates
5 Diş Sarmısak
5 Su Bardağı Ilık Su
1 Çorba Kaşığı Tuz
1 Tatlı Kaşığ



Palamut Pilakisi (6 Kişilik)


Malzemeler
2 Büyük Boy Palamut
1 Orta Boy Kök Kereviz
4 Orta Boy Patates
4 Orta Boy Havuç
1 Su Bardağı Zeytinyağı
3 Orta Boy Kuru Soğan
3 Orta Boy Domates
5 Diş Sarmısak
5 Su Bardağı Ilık Su
1 Çorba Kaşığı Tuz
1 Tatlı Kaşığı Toz Şeker
2-3 Defne Yaprağı
1 Demet Maydanozun Sapları
1.5 Limon
2 Çarliston Biber
1 Kalıp Yağlı Kağıt





Yemek Tarifi
Havuçları Temizleyin, ince ve ufak parçalar halinde doğrayın. Patatesleri soyun, doğrayıp kararmaması için suda bekletin. kerevizin yapraklarını kesip, çıkartın. Kökünün kabuklarını soyup, patates gibi doğradıktan sonra unlu ve limonlu suda bekletin. Soğanların kabuklarını soyup, yarım piyaz şeklinde doğrayın. Sarmısakların kabuklarını ayıklayın. İnce ince kıyın. Domateslerin kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkarın, minik doğrayın.
Bir tencerede zeytinyağını kızardıktan sonra soğan ve sarmısakları ilave edin. Soğanlar pembeleşinceye kadar çevirin. Dilimlenmiş havuçları ilave edin, biraz da onları çevirdikten sonra domatesleri ekleyin. Domatesler suyunu salıp çekince, su ilave edip ağzı kapalı olarak kaynatın.
Havuçler yumuşamaya başlarken, kereviz ve patatesleri ilave edin. Tuzu, şekeri ve defne yapraklarını koyun. Maydanoz saplarını iple sıkıca bağlayın, lezzet vermesi için tencerenin içine atın. Tüm sebzeler piştikten sonra, tencereyi ateşten alın., malzemenin bir kısmını fırın tepsisine veya ısıya dayanıklı büyük bir cam kaba suyuyla beraber döşeyin.
Palamut balıklarındanfileto çıkartıp dilimleyin veya balıkçıya çıkarttırın. İsterseniz balığı dilimler halinde kestirebilirsiniz. Balıkları sebzelerin üstüne düzgünce yerleştirin ve üstüne de kalan sebzeleri suyuyla beraber yayın. Bir limonun suyunu sıkarak üstünde gezdirin. Sapları ve çekirdekleri ayıklanıp ince doğranmış biberleri de üzerine yerleştirin.
Yağlı kağıdı ıslatıp sıkın. Düzeltip kenarları kabın veya tepsinin içinde kalacak şekilde yemeğin üstünü örtün. Önceden 150 dereceye ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin. Fırından çıkınca yemeğin içindeki maydanoz demetini çıkarın. Servis sırasında üzerine çekilmiş karabiber serpin.
Fileto Nasıl Çıkarılır Keskin bir bıçakla balığın kafasını ayrıdıktan sonra, kılçıklarla et kısmının arasına girin. Kılçıkları hissederek dikkatlice kuyruk kısmına kadar gidin. Elinizle et ve kılçık kısmını dikkatlice ayırarak fileto çıkarın. Aynı işlemi öbür yüzü için de uygulayın.

DR FERİDUN KUNAKTAN ÖKSÜRÜK İÇİN KARATURP

Turpun öksürük için çok faydalaı olduğunu duymuştum, ama bir türlü uygulama fırsatım olmamıştı. Dr Feridun kunak, turp il yapılabilecek bir kür tarifi verdiğinde, ufak bir araştırma yaptım.
Uygulayanların yorumlarından anladığım kadarıyla oldukça fayda s



Turpun öksürük için çok faydalaı olduğunu duymuştum, ama bir türlü uygulama fırsatım olmamıştı. Dr Feridun kunak, turp il yapılabilecek bir kür tarifi verdiğinde, ufak bir araştırma yaptım.
Uygulayanların yorumlarından anladığım kadarıyla oldukça fayda sağlayan bir kür. Uygulamak isteyenler için kürümüzÜ bir kez de biz yayınlayalım.

Kozmetik ürünlerini nasil saklamalı?

Güzellik malzemeleri kadınların vazgeçilmezleri arasında yer alır. Ancak çoğu zaman bunlar tamamen bitmeden atılır. Oysa, yapacağınız birkaç kurnazlıkla rujunuzu bitene kadar kullanabilir ya da maskaranızı kurumaktan kurtarabilirsiniz.




Kozmetik ürünle



Güzellik malzemeleri kadınların vazgeçilmezleri arasında yer alır. Ancak çoğu zaman bunlar tamamen bitmeden atılır. Oysa, yapacağınız birkaç kurnazlıkla rujunuzu bitene kadar kullanabilir ya da maskaranızı kurumaktan kurtarabilirsiniz.



Kozmetik ürünlerini nasıl saklayacaksınız? Bakım kremlerini buzdolabında saklayın


Bakım kremlerinin üzerlerinde son kullanma tarihi belirtilmemişse en fazla 30 ay saklanabilir. Peki bu süre içinde kreminizin bozulmasını nasıl önlersiniz? Çok basit; kreminizi buzdolabına koyarak.


Maskaranızın kurumasını nasıl önlersiniz?


Kurumaya başlayan maskaralar için, maskaranın fırçasına birkaç damla ılık su dökün ya da hint yağı damlatın. Böylece maskaranızın ömrünü uzatabilirsiniz.





Rujunuzu fırçayla sürün


Rujunuzu fırçayla kullanırsanız hem daha iyi sonuç elde edebilirsiniz hem de rujunuzu sonuna kadar kullanabilirsiniz.


Ojenizi sulandırın


Kuruyan oje şişelerinin içine birkaç damla koruyucu damlatarak ojeyi sulandırabilirsiniz. Böylece oje hem sulanmış, hem de güzel bir parlaklık kazanmış oluyor.


Kalemlerinizi buzdolabına koyun


Göz ya da dudak kalemleri, uçları açılırken ziyan edilir. Kırılmaması ve bulaşmaması için kaleminizi önce yarım saat kadar buzdolabında soğutun. Uç sertleştiğinden daha kolay açılacak ve hiç ziyan olmayacaktır.

Sindirim Kanalının Anatomisi: Karın Zarı

Sindirim sistemi, sindirim kanalı ile ek salgı bezlerinden oluşur. Tek başına sindirim kanalı, yutak, yemek borusu, mide, ince qarsaklar (onikiparmak barsağı denen başlangıçtaki hareketsiz bölüm ile ince barsak kıvrımlarından oluşan boşbarsak - kıvrım bar



Sindirim sistemi, sindirim kanalı ile ek salgı bezlerinden oluşur. Tek başına sindirim kanalı, yutak, yemek borusu, mide, ince qarsaklar (onikiparmak barsağı denen başlangıçtaki hareketsiz bölüm ile ince barsak kıvrımlarından oluşan boşbarsak - kıvrım barsak adlı hareketli bölüme ayrılır) ve üç bölümlü (kalın barsak, göden barsağı, makat) kalın barsaklardan oluşur. Yutağı, kulak-burun-boğaz bölümünde incelemiştik. Göden barsağı-makat bölgesi ile, ek salgı bezleriniyse ayrı birer bölümde inceleyeceğiz. Bütünüyle göğüs boşluğunda bulunan yemek borusu bir yana bırakılırsa, sindirim kanalı karın boşluğu içinde yerleşmiştir. Karın boşluğu içinde, karın zarı, sindirim organlarıyla yakından komşudur.


KARIN ZARI

Karın zarı (periton) seröz bir zardır; iki bölümden oluşur:


- karın çeperlerine yapışık «çeper karın zarı» (parietal periton) denen yaprak;


- karın içindeki organları örten, «iç organ karın zarı» (viseral periton) denen yaprak.


İç organ yaprağı, çeper yaprağına karın zarı kıvrımları aracılığıyla baglanmıştır. Kıvrım, birleştirdiği organlara göre değişik adlar alır. Çeper yaprağını sindirim kanalının bir bölümünü örten karın zarıyla birleştiren kıvrıma zar askı (mezo) denir. Çeper yaprağını, sindirim kanalı parçalarından olmayan bir karın içi organı (sözgelimi dalak) saran karın zarına birleştiren kıvrıma «bağ» denir. Bu karın zarı kıvrımları içinde, karın içi organlarıyla ilgili damarlar yolalır.





Yaprakların tanımı aslında zorlamalı bir tanımdır. Çünkü, bunlar tek ve aynı zarın devamıdırlar ve karın içi organları çevirmek için karın çeperlerinden ayrılırlar. Sonra yeniden çepere döner ve böylece «karın zarı boşluğu» denen gerçek bir boşluk oluştururlar. Karın zarı iltihabı (çoğunlukla karın zarı boşluğunda sıvı birikimiyle gelişir) bu zarın iltihaplanmasıdır. Karın zarının daha derinlemesine tanımı çok karmaşıktır ve embriyo oluşumu süresince yön ve biçim değiştiren karın zarı ile karın içi organların ilişkilerini açıklamak için bütün embriyobilim bilgilerinin tekrarlanmasını gerektirir. Burada, başlangıçta sindirim kanalının hemen hemen düz olduğunu, oysa ince barsak kıvrımlarının nasıl birbiri üstüne sarıldığını anımsamak gerekir. Sindirim kanalının çeşitli bölümlerinin kıvrılıp bükülmeleri, hareketleri sırasında çevrelerini saran iç organ karın zarını da hareket ettirmiş ve bazen bu yaprakla çeper yaprağının bitişmesine yolaçmıştır.

Zakkum Çiçeğinin Faydaları

Zakkumun Faydaları: Kalbi kuvvetlendiricidir, fakat bunun için çok düşük dozlarda kullanılmalıdır. İdrar söktürücüdür. Uyuz gibi deri kaşıntılarına, bit, pire gibi zararlılara ve arı sokmasına karşı haricen kullanımı faydalıdır. Haricen adale ağrıların



Mısır (zea mays) Bitkisi

Mısır (zea mays) : Buğdaygiller familyasından; 180 - 200 cm boyunda, dik ve yüksek gövdeli, geniş şerit yapraklı, bir yıllık bir bitkidir. Kökü kalın ve saçaklıdır. Yaprakları şerit gibi, uzun, paralel damarlı, sert ve sivri uçlu, sapsız, kenarları, dalga



Mısır (zea mays) : Buğdaygiller familyasından; 180 - 200 cm boyunda, dik ve yüksek gövdeli, geniş şerit yapraklı, bir yıllık bir bitkidir. Kökü kalın ve saçaklıdır. Yaprakları şerit gibi, uzun, paralel damarlı, sert ve sivri uçlu, sapsız, kenarları, dalgalıdır. İki çeşit çiçeği vardır. Erkek çiçekler gövdenin ucunda salkım başak şeklinde, dişi çiçekler ise yaprakların koltuğunda koçan halindedir. Dişi çiçeklerin stilusları uzundur ve kınlarının tepesinden dışarı doğru sarkarlar. Bunlar mısırpüskülü denilen kısmı meydana getirirler. Meyvesi, koçanı üzerinde sıkışık şekilde dizilidir. Rengi açık veya koyu sarı; esmer veya kırmızımtırak renklidir.
Mısırpüskülünün içeriğinde glikoz, maltoz gibi şekerler, sabityağ, steroller, reçine ve çok miktarda potasyum tuzları vardır. İdrar söktürücü, idraryollarını temizleyici ve hararet verici olarak kullanılır.
Mısırözü yağı, mısır tanelerinden çıkarılır. İçeriğinde yağ asitleri, A vitamini, az miktarda steroller ve bol miktarda nişasta vardır. Mısırözü yağı damarsertliğini önler.





Faydası : Daha ziyade mısırpüskülü ve mısırözü yağı kullanılır. Mısır iyi bir besindir. Ancak hazmı biraz güçtür. Guatr olanların yememesi tavsiye edilir.


Şifalı Bitki Toplama Kuralları

Şifalı Bitki Toplama Kuralları
Şifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin, en azından temel botanik bilgilerine sahip olması gerekir. Bu bilgilere sahip olup olmadığını kişinin kendisi de pekala saptayabilir. Bunun için kendisine şu sorular



Şifalı Bitki Toplama Kuralları
Şifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin, en azından temel botanik bilgilerine sahip olması gerekir. Bu bilgilere sahip olup olmadığını kişinin kendisi de pekala saptayabilir. Bunun için kendisine şu soruları soması yeterlidir:
*Aradığım bitkiyi doğada, hiçbir soru işaretine yer bırakmayacak kesinlikle bulabilir miyim?
*Bazı bitkilerin zehirli ikizleri olduğunu biliyor muyum?
*Zehirli oldukları için ölüm tehlikesine yol açabilecek bitkilerle kendimi veya bir yakınımı tedavi etmeye kalkışmamam gerektiğini biliyor muyum?
*Hangi ortamlardan bitki toplayabileceğime, hangi çayırların, tarla ve orman kıyılarının çevre kirliliğinden etkilenip etkilenmediğine karar verebilir miyim?
*Etken maddelerinin en yoğun olduğu zamanda toplayarak, bitkilerin şifalı gücünden en fazla yararı sağlayabilmek için, onları hangi mevsimde ve günün hangi saatlerinde toplamam gerektiğini biliyor muyum?
*Çay hazırlayabilmek için bitkinin hangi organının drog hazırlamaya elverişli olduğunu (çiçek, meyve, tohum, yaprak, kök, kabuk veya bitkinin tümü) biliyor muyum?
Şifalı bitkiler toplama sırasında genel olarak özen gösterilmesi gereken konuların başında, doğayı koruma kavramı yer almalıdır. Bitkileri planlı bir biçimde toplayınız. Rastladığınız bir bitki kümesinin tümünü toplamayınız ki, bir sonraki mevsimde orada aynı bitkileri yine bulabilesiniz. Çiçeklerini, yapraklarını veya meyvelerini topladığınız ağaçları veya çalı türü bitkileri hırpalamayınız, dallarını kırmayınız. Çayırlara, çimenliklere, çiğneyip ezmeden, dikkatle giriniz. İhtiyacınızdan fazla bitkiyi toplamamaya özen gösterin. Drog olarak köklerinden yararlanılan bitkilerin soylarının kurutulmasına katkıda bulunabileceğinizi hiçbir zaman unutmayınız.
Şifalı bitkileri kendisi toplamak isteyen kişi, bilgisizlik nedeniyle veya yanlışlıkla zehirli bitki kullanarak büyük bir sorumluluk altına girebileceğinin bilincinde olmalıdır! Bitki toplamaya yardım eden çocukların sürekli kontrol altında tutulmaları gerekir. Kesin olarak tanımadığınız bitkileri toplamayınız. Onları, eğer rastlayabilirseniz, güvenebileceğiniz bir bitki satıcısından, belki de kullanıma çok daha elverişli durumda satın alabilirsiniz.
Şifalı bitkilerin ve şifalı bitkilerden elde edilen drogların insan sağlığı açısından ne denli önem taşıdığı tartışılamaz bir gerçektir. Her bitki, bünyesinde, tedavi edici özelliğine göre, etkin-yönlendirici-dengeleyici maddeler taşır. Belirli bir hastalığın tedavisinde, ancak bu maddelerin birlikte oluşturdukları genel etki sayesinde olumlu sonuca ulaşılabilinir. Ama, şifalı bitkilerden bu olumlu etkiyi elde edebilmenin de özel koşulları vardır. Bu özel koşullar, doğru seçilen bitkinin zamanında toplanması, kurutulması, kullanıma hazırlanması ve saklanması olarak sıralanabilir. Şifalı bitkiler ve onlardan elde edilen droglar, ülkemizde ancak şifalı bitki satıcılarından veya büyük alışveriş merkezlerinden satın alınabildiğine göre, tüketici, satıcıya güvenmek zorundadır. İşte konunun can alıcı noktası da buradadır! Çünkü ülkemizde, konu ile ilgili gerekli denetimler yapılmamaktadır. Durum böyle olunca da, konu hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişiler bile şifalı bitki ticaretine girişebilmektedirler. Ancak, sayıları çok az olmakla birlikte, mesleğine sevgi ve ilgiyle yaklaşan satıcıları da göz ardı etmemek gerekir. Böyle güvenilir satıcıları veya aradığı ender bulunabilen bir bitkiyi bulabilme şansına sahip olmayan kişilerin, aradıkları bitkileri yurt dışından temin etmeleri de mümkündür. Ülkemize yakınlıkları ve güvenilirlikleri bakımından, Batı Avrupa ülkelerindeki eczaneler tercih edilebilir. İstenilen bitkinin tanıtılması için, genelde Latince bitki adı yeterli olabilir.

BÖBREK TAŞI DÜŞÜRÜCÜ BİTKİSEL REÇETELER

* Kuşburnu, ardıç kozalağı, hindiba (kök ve yaprak) ve atkuyruğu, ince kıyılır ve eşit oranda karıştırılır. Bir yemek kaşığı dolusu bitki, bir litre suda 4-5 saat bekletildikten sonra kısaca kaynatılır ve 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Yemeklerden



* Kuşburnu, ardıç kozalağı, hindiba (kök ve yaprak) ve atkuyruğu, ince kıyılır ve eşit oranda karıştırılır. Bir yemek kaşığı dolusu bitki, bir litre suda 4-5 saat bekletildikten sonra kısaca kaynatılır ve 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Yemeklerden yarım saat önce olmak üzere, günde 3 bardak içilir.


* Kara turp rendelenir ve akşamdan şaraba yatırılır. Sabah aç karnına 1-2 bardak içilir.

ACİL KİLO VERMEK İSTEYENLER

Kısa sürede oldukça kilo verdiren diyetlere büyük bir talep var. Kimi diyetisyenler bu diyetlerin çok kısa sürede kilo verdirmesini sakıncalı bulsa da Amerikan Kalp Vakfı acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına bu diyeti öneriyor.
Ancak 35 yaş üstü



Kısa sürede oldukça kilo verdiren diyetlere büyük bir talep var. Kimi diyetisyenler bu diyetlerin çok kısa sürede kilo verdirmesini sakıncalı bulsa da Amerikan Kalp Vakfı acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına bu diyeti öneriyor.
Ancak 35 yaş üstü kişilerin ve sağlık problemi olanların Amerikan Kalp Vakfı nın diyeti yapmamaları gerektiği baştan belirtiliyor. 3 günde tam 4.5 kilo verebileceğiniz bu diyeti üçüncü günün sonuda bırakmalı ve tekrar etmek istiyorsanız en az bir hafta ara vermelisiniz.


1. Gün


Kahvaltı:


Yarım greyfurt
1 dilim tost ekmeği
2 çorba kaşığı fıstık ezmesi
Şekersiz çay / kahve


Öğle:


Yarım porsiyon ton balığı
1 dilim tost ekmeği
Şekersiz kahve/çay/soda


Akşam:





2 dilim et
1 tabak yeşil fasülye
1 küçük elma
1 tabak vanilyalı dondurma (3 top)


2. Gün


Kahvaltı:


1 yumurta
Yarım muz
1 dilim tost ekmeği
Şekersiz çay/kahve


Öğle:


1 tabak lor peyniri
3 tuzlu kraker


Akşam:


2 sosis
1 tabak brokoli veya karnıbahar
Yarım tabak havuç
Yarım muz
Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top)


3. Gün


Kahvaltı:


5 tuzlu kraker
1 dilim cheddar peynir
1 küçük elma
Şekersiz kahve/çay


Öğle:


1 katı yumurta
1 dilim tost ekmeği


Akşam:


1 tabak ton balığı
1 tabak karnıbahar
Yarım kavun
Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top)

ADA ÇAYI ŞİFA DAĞITIYOR

ADAÇAYI: Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu ha




ADAÇAYI: Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir.

Diş Hastalıkları

Dişeti Büyümeleri: Diş etleri ağrı yapmadan kimi zaman bütün dişi kaplayacak biçimde olur. Büyümenin derecesi, ağız sağlığı ve bakımı ile ilişkilidir. Evde diş bakımı sağlanmalıdır. Gerekirse fazla doku cerrahi olarak hekim tarafından alınabilir. Ancak bu



Felcin İlacı Kas Gevşetici İlaçlarında

ABD’de Harvard Tıp Akademisi’nde görevli doktorlar, uzun zamandır inanılanın aksine, felç ve inme riskini azaltmada en etkili ilacın kanı sulandıran aspirin değil, kan pıhtıları ile savaşarak kasları rahatlatan kas gevşeticiler olduğun



ABD’de Harvard Tıp Akademisi’nde görevli doktorlar, uzun zamandır inanılanın aksine, felç ve inme riskini azaltmada en etkili ilacın kanı sulandıran aspirin değil, kan pıhtıları ile savaşarak kasları rahatlatan kas gevşeticiler olduğunu ortaya çıkardı.






Uzmanların tespitlerine, Japonya’da daha önce felç geçirmiş 2 bin 757 kişi üzerinde yapılan bir araştırma dayanak oldu. 19 ay süren araştırma, her gün “kan sulandırıcı” yerine kas gevşetici bir ilacı alan deneklerin yüzde 26 daha az felç geçirdiklerini ortaya çıkardı.


Ton balıklı patates salatası

MALZEMELER
 ¤ 80 Gr light ton balığı (suyu süzülmüş)
 ¤ 1 Adet patates (küp şeklinde doğranmış ve haşlanmış)
 ¤ 5 Adet roka yada pazı (ince kıyılmış)
 ¤ 1 Çay kaşığı zeytinyağı
 ¤ 1 Çay kaşığı hardal
 



MALZEMELER
 ¤ 80 Gr light ton balığı (suyu süzülmüş)
 ¤ 1 Adet patates (küp şeklinde doğranmış ve haşlanmış)
 ¤ 5 Adet roka yada pazı (ince kıyılmış)
 ¤ 1 Çay kaşığı zeytinyağı
 ¤ 1 Çay kaşığı hardal
 ¤ 1 Diş sarımsak (ince kıyılmış)
 ¤ 1 Tatlı kaşığı limon suyu yada elma sirkesi
 ¤ 1 Çorba kaşığı ince kıyılmış maydanoz
 ¤ Tuz
 ¤ Karabiber
HAZIRLANIŞI
Derin bir kabın içerisinde patates, roka, yağ, hardal, sarımsak, tuz ve karabiberi iyice karıştırın.
Üzerine parçalara ayrılmış ton balığını ekleyin.
Kıyılmış maydanoz ve taze çekilmiş karabiber ile süsleyerek servis yapın

Juvenil Romatoid Artrit (JRA)

Juvenil Romatoid Artrit (JRA) Çocukluk çağında en sık görülen artrit formu juvenil romatoid artrittir. Bu hastalık eklemlerin yanı sıra başka organları da etkileyebilir. Eklem bulguları gün içinde değişim gösterebilir. Eklem tutukluğu ve ağrı bazı günler



Juvenil Romatoid Artrit (JRA)


Çocukluk çağında en sık görülen artrit formu juvenil romatoid artrittir. Bu hastalık eklemlerin yanı sıra başka organları da etkileyebilir. Eklem bulguları gün içinde değişim gösterebilir. Eklem tutukluğu ve ağrı bazı günler az, bazı günler ise çocuğun zor hareket etmesine neden olacak düzeyde fazla olabilir.


Juvenil romatoid artritin farklı tipleri vardır. Her tip farklı başlangıç gösterir. Belirti ve bulgularda farklı olabilir.






Juvenil romatoid artrit süreğen bir hastalıktır. Çocuk okuluna devam edebilir ve sosyal aktivitelere katılabilir, ancak eklem hasarı olduğunda bazı düzenlemeler yapılması gerekebilir.






Hastalığın bazı dönemlerinde belirti ve bulgular azalabilir ki bu dönemler yavaşlama dönemi olarak adlandırılır ve süreleri değişken olabilir.






Juvenil romatoid artrit için hızlı ve basit bir çözüm yoktur, ancak hastalığın kontrol altına alınması mümkündür.






a) Tedavisi


Tedavide hedef;


· Belirtileri kontrol altına almak,


· Eklem hasarını önlemek,


· Çocuğun fonksiyonlarını korumaktır.









Tedavi bireye özgü olmalıdır, aile ve çocuk bu tedavi sürecine aktif olarak katılmalıdır.






b) Öneriler


· Çocuğunuzun okul dışı aktivitelere katılımını sağlayın,


· Artrit hastası olarak yetişkin döneme geçişe hazırlanması için çocuğunuzun sorumluk aldığı aktivitelere katılmasına izin verin,


· Egzersizlerini düzenli yapması için ona destek olun,


· Çocuğunuz artriti olduğu için kızgın veya üzgün olabilir. Çocuğun hastalığını kabullenmesi ve tedaviye aktif olarak katılımının tedavinin başarısını artıracağı unutulmamalıdır .


Aile artritli çocuğuna hastalığından önceki gibi davranmaya devam etmeli ancak hastalığı nedeniyle özel ihtiyaçlarının olduğunu unutmamalıdır.


Her şeyi onun için yapmaya çalışmak, çocuğun aileye bağımlılığını arttıracaktır.



hastalık-saglik.blogspot.com
——————————————–
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Ankilozan Spondilit Nedir Tedavisi Belirtileri

Ankilozan Spondilit Nedir, Akilozan Spondilit Egzersiz

Omurlar arasındaki bağların kireçlenmesi, daha sonra da kemikleşmesidir; iltihaplanarak kaynaşan omurların çok tipik bir radyolojik görünümü vardır.
Spondilit "omur iltihabı", ankiloz ise &



Ankilozan Spondilit Nedir, Akilozan Spondilit Egzersiz


Omurlar arasındaki bağların kireçlenmesi, daha sonra da kemikleşmesidir; iltihaplanarak kaynaşan omurların çok tipik bir radyolojik görünümü vardır.
Spondilit “omur iltihabı”, ankiloz ise “kaynaşma” anlamına gelir. Romatoit omur iltihabı ve omurga spondilozu gibi adlarla da bilinen ankilozan spondilit öncelikle omurgayı etkileyen bir hasta­lıktır; ikincil olarak kalça ve omuz ek­lemlerine yayılabilir. Daha uzak eklem­ler hastalıktan etkilenmez ya da geriye dönüşlü olarak etkilenir, yani tedavi so­nucunda eski haline döner. Hastalık ge­nellikle sağrı-böğür eklemlerinden baş­layarak bütün omurgaya yayılır. İleri ev­relerinde eklem kapsüllerinde bağdoku artışı, eklem bağlarında kireçlenme ve kemikleşme görülür. Geriye dönüşsüz değişikliklere yol açan, ama yavaş iler­leyen bir hastalıktır. Omurganın tipik bi­çim bozukluğunun ortaya çıkması için 10-20 yıl gerekir. Hastalığın yavaş gidi­şi sırasında omurganın boyun ve bel hi­zasındaki içe doğru doğal girinti ortadan kalkar; buna karşılık suttaki dışa doğru çıkıntı (kamburluk) belirgin biçimde ar­tar. Bütün omurganın öne doğru eğilmesiyle hastadaki biçim bozukluğu son derece tipik bir görünüm alır.


Ankilozan Spondilit Görülme Sıklığı


Ankilozan spondilit en çok 30 yaşın al­tındaki erkeklerde görülür. Ama genel olarak sık rastlanan bir hastalık değil­dir. Hastalığın 50 yaşından sonra başla­ma olasılığı çok düşüktür. Görülme sık­lığı erkeklerde binde 0,5 ile yüzde 4, kadınlarda ise binde 0,05 ile binde 0,5 arasında değişir.


Ankilozan Spondilit Nedenleri Belirtileri


Ankilozan spondilit yıllarca romatoit artrit ile eş tutulmuş ya da çok daha sık görülen spondiloartröz ile karıştırılmıştır. Günümüzde ise ankilozan spondilitin öncelikle genetik etkenlere bağlı olarak geliştiği ve başlı basına bir hastalık olduğu hiç kuşkuya yer bırakmayacak bi­çimde gösterilmiştir. Genetik etkenlerin hastalıkta oynadığı rol tümüyle rastlantı sonucu ortaya çıkmıştır. Bu buluş, doku uyuşumunu düzenleyen genetik sistem­ler üzerinde yapılan çalışmalar sayesin­de gerçekleşmiştir. Doku uyuşumu siste­mi, organ nakli yapılan hastaların bağı­şıklık sistemleriyle ilgili araştırmalarda çok büyük önem taşır. Nakledilen orga­na doku reddinin gelişip gelişmeyeceği doku uyuşumuna bağlıdır. İnsanlarda doku uyuşumundan (ve reddinden) so­rumlu insan akyuvar antijeni (HLA-Human Leukocyte Antigen) 6. kromozo­mun bir bölümünde yerleşmiştir. Kalı­tımla kuşaktan kuşağa geçen HLA sistemi, insan akyuvarlarına özgü dış yüzey antijenlerini oluşturur. Çeşitli hastalık­larda HLA sistemi ve alt grupları ince­lendiğinde HLA-B27 antijeninin, ankilo­zan spondilit hastalarının yüzde 88-96’sında, birinci dereceden hasta akraba­larının yüzde 50’sinde, genel nüfusun ise yalnızca yüzde 7’sinde bulunduğu görül­müştür. Buradan da anlaşılacağı gibi HLA-B27 antijeniyle ankilozan spondilit arasında sıkı bir bağlantı vardır ve bu bu­luş uygulamada büyük yarar sağlar. An­kilozan spondilitten kuşkulanılan bir hastada HLA-B27 antijeninin görülmesi, doğru tanıya ulaşmayı kolaylaştırabilir.





Ankilozan Spondilit Tanı

Ankilozan spondilit hastalarında he­men her zaman alyuvar çökme (sedimantasyon) hızı artmıştır. Aynca has­talığın belirti verdiği dönemdeki radyolojik bulgular son derece tipiktir ve başlangıç dönemlerinde de tanı için de­ğerli bilgiler sağlar. En erken değişik­likler sağ-böğür kemikleri ekleminde görülür; bu eklemde bozukluk yoksa ankilozan spondilit tanısı koymak ola­naksızdır. İlk radyolojik bulgular ke­mik sınırlarında değişikliklerin ve aşın­ma bölgeleriyle dönüşümlü olarak sert­leşme (skleroz) bölgelerinin görülmesidir. Çok geçmeden eklemlerin sınırlan belirsizleşir ve kemikler arasındaki alan daralır. Sonunda ise eklemler ara­sındaki boşluk tümüyle kaybolur ve kemikler birbirleriyle kaynaşır. Kemik sertleşmesi bu evrede artık belirgin de­ğildir; tam tersine leğen bölgesindeki öbür kemiklerde de kemik dokusu azalmıştır. Sertleşme, bağdoku artışı ve kireçlenme omurlar arasındaki ek­lemlerde de görülür. Radyolojik incele­mede saptanan en tipik değişiklik, omurlan birbirine bağlayan fibröz hal­kalarda kemik köprülerinin oluşması ve omurganın “bambu kamışı” görünü­mü almasıdır. Bu görünüm ankilozan spondilite özgü ama geç ortaya çıkan bir bulgudur. Dolayısıyla “bambu ka­mışı” görünümünün saptanmadığı ol­gularda ankilozan spondilit olasılığını göz ardı etmek ciddi bir hatadır.


Ankilozan Spondilit Tedavisi Tedavi, Egzersizler

Tedavi omurgadaki biçim bozukluğu­nun ilerlemesini durdurmaya yöneliktir ve temelde fiziksel yöntemlere dayanır. Hasta yastıksız olarak sırtüstü ya da yü­zükoyun yatarak, omurganın biçim bo­zucu konumlar almasını önlemelidir. Hastanın yattığı yer sert olmalıdır. Omurgaya aşın yük bindiren hareketler­den kaçınılmalıdır.

Hasta önerilen beden hareketlerini hiç değilse başlangıçta bir fizik tedavi merkezinde yapmalıdır. Fizik tedavinin amaçları omurganın olabilecek en iyi durumunun korunması, omurga yanla­rındaki kasların güçlendirilmesi ve akci­ğerlerin daha iyi havalanmasının sağlan­masıdır. Belirli aralıklarla hastanın bo­yunu ölçmek, omurga eğrilmesinin iler­leme hızı konusunda bilgi vermesi nede­niyle yararlıdır.


İlaç tedavisi ağrıları ve iltihabı hafif­letmeye yöneliktir. Ama hastalığın iler­lemesini önemli ölçüde engelleyecek hiçbir ilaç bilinmemektedir. Fizik teda­viyle birlikte salisilatlar, fenilbütazon ve türevleri, indometasin, propiyonik asit türevleri gibi steroit yapısında olmayan iltihap giderici ilaçlann verilmesi ağrıyı dindirdiği ve özellikle başlangıçta hasta­nın fizik tedaviyi kabul etmesini sağla­dığı için tedavide önemli yer tutar.

Hastalığın çok ilerlemiş olduğu has­talarda ağır biçim bozukluklarının gide­rilmesi amacıyla omurganın cerrahi giri­şimle düzeltilmesi düşünülebilir.


Sırt ağrısından yakınanlar nasıl yerlerde tatil yapabilir?


Kuşkusuz havanın sıcak ve kuru olduğu yerlerde. Nemden kaçınmak koşuluyla deniz kıyısı bu kişiler için uygundur. Sırt ağrısından yakman birçok kişi deniz­den 1.500 m ve daha yüksek dağlarda tatil yapmanın yararım görür. Bunun ne­deni tansiyon yükselmesinin kılcal kan dolaşımını hızlandırması ve yerel kan­lanmayı artırarak metabolizma artıklarıyla vücuda zararlı maddelerin, vücuttan uzaklaştırılmasını kolaylaştırmasıdır.


Otomobil kullanmak sırt ağrısını artırabilir mi?


Sırt ağrısı bulunan kişilerin otomobil kullanması, özellikle sarsıntı ve darbeler ağrıyı artırabileceğinden sakıncalı olabilir.


Sırt ağrısını önleyecek özel bir yatma biçimi var mıdır?


Böyle özel bir konum ne yatma, ne de ayakta durma için önerilebilir. Hasta en az ağrı duyduğu konumu kendisi belirler ve buna göre yan yatma, bir dizini bü­kerek yatma gibi bir seçim yapar.

13 Ekim 2007 - Cumartesi

Hedef: Haftada 2 kilo
Günlük kalori: 1100 Kcal

Yağlı besinlerin serbest olduğu tek diyet. Amerikalı uzman Atkins tarafından geliştirilen bu diyet yağı ve proteini serbest bırakırken şekerli tüm besin maddeleri yasak. Et, balık, yumurta, mayonez ve tüm şa



Hedef: Haftada 2 kilo
Günlük kalori: 1100 Kcal


Yağlı besinlerin serbest olduğu tek diyet. Amerikalı uzman Atkins tarafından geliştirilen bu diyet yağı ve proteini serbest bırakırken şekerli tüm besin maddeleri yasak. Et, balık, yumurta, mayonez ve tüm şarküteri ürünlerini istediğiniz gibi tüketebilirsiniz. Diyetin doymuş yağ ve kolesterol oranının yüksek olması nedeniyle koroner kalp hastalığı açısından risk taşıdığı iddia ediliyor. Bazı iddialara göre egzersiz yapanlar için kesinlikle uygun olmayan bu diyet vücuttan daha fazla kas dokusu ve su kaybedilmesine neden olur.





Atkins diyetinin B grubu vitaminleri, özellikle B1, B6, folik asit ile magnezyum açısından yetersiz olduğu söyleniyor. Bu vitaminleri takviye etmeyi ihmal etmeyin.


Bu diyette günlük menü diyet süresince aynıdır.

yeni dogum yapmis annelerin perineal bolgedeki agrilari icin

Yeni doğum yapmış annelerin perineal bölgedeki ağrıları için

Yeni doğum yapmış annelerin perineal bölgedeki ağrılarına karşı, banyo küvetinde yapacakları lavanta çiçekleri ve yapraklarından oluşan on dakikalık oturma banyosu bir taraftan ağrıların alınma



Yeni doğum yapmış annelerin perineal bölgedeki ağrıları için


Yeni doğum yapmış annelerin perineal bölgedeki ağrılarına karşı, banyo küvetinde yapacakları lavanta çiçekleri ve yapraklarından oluşan on dakikalık oturma banyosu bir taraftan ağrıların alınmasına yardımcı olurken diğer taraftan da antiseptik etkisinden dolayı hijyeni ye yardımcıdır.


Banyo küvetini fazla doldurmadan en fazla on-onbeş cm su seviyesine yaklaşık üç-dört yemek kaşığı lavanta atınız.


Banyo küvetine suyu doldururken sıcak doldurup lavantayı da sıcakken içine atınız ve suyu karıştırınız. Girilecek sıcaklığa gelince de on dakika oturunuz.





Banyonuzun nefis lavanta kokan dinlendirici aromatik havası içerisinde hem perineal ağrılarınızdan kurtulur, hem de lavantanın antiseptik gücünden istifade etmiş olursunuz.


Tüm bayanların ayda bir-iki defa bu tür lavanta banyosunu yapmalarında çok faydalar vardır.


Önemli uyarı: Daha etkili olur düşüncesiyle kesinlikle lavanta yağı kullanmayınız.


ibrahim saraçoğlu

DR ÖMER COŞKUNDAN TER BEZİ ÇALIŞMAYAN HASTALARINA ŞİFALI KÜR

Dr. ömer coşkun Ter bezi çalışmayan haslarına biberiye öneriyor biberiye ter bezlerini harekete geçirir ve aynı zamanda vücuda çok güzel bir koku verir. biberiyenin kozmetik çok büyük yeri vardır.Anadoluda 139 çeşit biberiye vardır ,biberiyenişn yaprağını



Dr. ömer coşkun Ter bezi çalışmayan haslarına biberiye öneriyor biberiye ter bezlerini harekete geçirir ve aynı zamanda vücuda çok güzel bir koku verir. biberiyenin kozmetik çok büyük yeri vardır.Anadoluda 139 çeşit biberiye vardır ,biberiyenişn yaprağını yemeklerinizin içerisine koyabilirsiniz, ayrıca çayınıda yapıp içebilirsiniz bunun dışında lavantada biberiye çayına ilave edilebilir .

Kadınlarda Orgazm (Boşalamama) Problemi

Bazı kadınların normal cinsel dürtüleri vardır. Ama cinsel ilişki sırasında orgazm yaşamada zorluk çekerler. Orgazm, cinsel ilişki sırasında yaşanan boşalmadır. Bazı kadınlar orgazma yalnızca cinsel ilişkiyle ulaşmazlar; aynı zamanda klitorisin uyarılm



Bazı kadınların normal cinsel dürtüleri vardır. Ama cinsel ilişki sırasında orgazm yaşamada zorluk çekerler. Orgazm, cinsel ilişki sırasında yaşanan boşalmadır. Bazı kadınlar orgazma yalnızca cinsel ilişkiyle ulaşmazlar; aynı zamanda klitorisin uyarılmasına ihtiyaç duyarlar.


Orgazm problemleri çeşitli nedenlerden ileri gelir ve çoğunlukla psikolojik olarak suçlu hissetme, cinsel partnere güvenmeme, ilişkide anlaşmazlık ve kendini çok az tanıma gibi etkenlerle ilgilidir. Yorgunluk ya da yeni bir ilaç kullanmak da orgazm olma yeteneğinize müdahale edebilir.





Doktorunuz ilaçlarınızı değiştirebilir ve sizi bir cinsel terapi uzmanına yönlendirebilir.İspatlanmamış bir teori de, bazı kadınlarda klitorisin uyarılacak (”kadın iktidarsızlığı”) kadar şişmemiş olmasıdır. Bu teoriye göre, südenafil (iktidarsızlık hapı) gibi, erkekte sertleşme bozukluğu (penisin ereksiyon olamaması) tedavisi için kullanılan tedaviler, orgazm olamayan bazı kadınlarına yardımcı olabilir.


Terapi, mastürbasyon yoluyla doyurucu bir orgazma nasıl ulaşılacağını öğrenmeyi kapsayabilir; böylece partnerinize cinsel ilişki sırasında sizi nasıl uyaracağım gösterebilirsiniz. Terapi ayrıca, psikolojik etkenlerle nasıl başa çıkabileceğinizi, partnerinizle aranızdaki iletişimi nasıl artıracağınızı, nasıl deneyim kazanacağınızı ve cinsel hazzı nasıl paylaşacağınızı da öğretebilir.


Kadınlarda Orgazm


Beyin Tumoru Beyin Tumorleri Hastaligi

Beyin Tümörü, Beyin Tümörleri

Çocukluk döneminde en sık görülen tümörlerdir; etkili tedavi uygulanmasının güçlüğü nedeniyle genellikle Ölümcül gidişlidir,

Kafaiçi tümör dendiğinde, anatomik ve klinik açıdan kafatası boşluğunun içinde gelişen ve beyin do



Beyin Tümörü, Beyin Tümörleri


Çocukluk döneminde en sık görülen tümörlerdir; etkili tedavi uygulanmasının güçlüğü nedeniyle genellikle Ölümcül gidişlidir,


Kafaiçi tümör dendiğinde, anatomik ve klinik açıdan kafatası boşluğunun içinde gelişen ve beyin dokusuna yerle­şen ya da beyne dışarıdan baskı uygula­yan bütün kütleler anlaşılır. Bunlar hem dar anlamda tümörleri (neoplaziler), hem granülomları (tüberkülom, gom), hem de asalak kistleri içerir.


Kafaiçi tümörleri sinir dokusunun kendi unsurlarından ve bu doku dışın­daki unsurlardan (damar ve beyin zan tümörleri) kaynaklanabilir. Başka or­ganlardaki tümörlerin (sarkom, karsinom) yayılımıyla oluşan odaklar da sık görülür. Sinir dokusundan kaynaklanan tümörler, hücre tipine ve olgunluk de­recesine göre büyük bir çeşitlilik göste­rir.


Beyin Tümörü Görülme Sıklığı


Beyin tümörlerinin görülme sıklığı 100 bin kişide 3,8 ile 5,1 arasında değişir. Kansere bağlı ölümlerin yüzde 2,7’si beyin tümörlerinin sonucudur; ölüm endeksi her 100 bin kişide, erkeklerde 3,3, kadınlarda ise 2,3′tür. Beyin tü­mörleri çocukluk çağında kan kanser­leri ve kötü huylu lenfomlardan sonra en sık görülen tümör grubunu oluştu­rur; bu yaşlarda rastlanan kötü huylu tümörlerin yüzde 20-25′i beyin tümör­leridir.


Beyin Tümörü Oluşma Nedenleri, Beyin Tümörü Belirtileri

Travma, virüs, ailevi yatkınlık gibi et­menleri ortaya çıkarmaya yönelik çalış­malar varsa da, bu tümörlerin kökeni halen bilinmemektedir. Bazı tümörler belirgin bir biçimde “embriyonal” ve “doğumsal”dır; bazıları ise yaşamın ile­ri evrelerinde ortaya çıkar.


Beyin Tümörü Tedavisi, Beyinde Tümör Tedavisi


Genel ilkeler - Bugüne değin uygu­lanan tüm tedavi girişimleri sonuçsuz kalmıştır; bu nedenle beyin tümörleri ve özellikle kötü huylu gliyomlar (sinir sis­temi destek doku hücrelerinde gelişen tümör) ölümcül kabul edilirler. Tümö­rün yeri genellikle cerrahi girişimin ek­sik kalmasına neden olur (bu da bir ba­şarısızlık nedeni kabul edilir). Sinir do­kusunun yenilenme yeteneği olmadığın­dan, sağlıklı bölgelerin alınması, o. böl­genin işlevsel önemiyle orantılı bozuk­luklara yol açar; ağır ve kalıcı sinir sis­temi yeti yitimi ortaya çıkar. Tümör kütlesinin bulunduğu yerde birbirinden farklı üç bölge saptanır. En dışta odağın etrafındaki ödem bölgesi bulunur; bura­da sağlıklı beyin dokusuna yayılmış du­rumda ve hızla gelişen küçük tümör odaklan vardır. Birinci ve üçüncü böl­geler arasındaki ikinci bölge aktif ola­rak gelişen bir dizi hücreden oluşur. Tü­mörün ortasında yer alan üçüncü bölge, doku ölümü ve hücre yıkımı bölgesidir. Tümörün çevresindeki sağlıklı dokuyu alma olanakları oldukça sınırlı olan cer­rah, ölmüş ve üremeyen bölgeyi bütü­nüyle alabilir, ama üreme durumundaki bölgenin büyük ölçüde bırakılması zo­runludur (tümörün yinelenmesine yol açan bu durum cerrahi girişimin başarı­sızlığının biyolojik nedeni olarak kabul edilir).


Cerrahi tedavi - Tümörün radikal bir şekilde çıkarılması güçtür, ama bir bölümünün alınması da hastayı önemli ölçüde rahatlatır. Cerrahi girişim yönte­mi kafatası duvarında bir delik açmak kadar basit ya da kranyotomi (kafatası­nın cerrahi girişimle açılması) gibi kar­maşık bir yöntem olabilir. Basit yön­temle yalnız tümörün ya da beyin kabu­ğunun küçük bir bölümünün biyopsi amacıyla görülmesi sağlanır. Kranyoto­mi yöntemi ise araştırma ve tedavi amaçlarına yönelik geniş olanaklar sağ­lar. Kemiğin kenarı kaldırılarak uygula­nan kranyotomi girişiminde daha geniş bir beyin alam tedavi edilebildiğinden hasta daha uzun bir süre yaşayabilir. Bütünüyle çıkarılması olanaksız kötü huylu beyin tümörlerinin tedavisinde te­mel hedeflerden biri temiz bir alan ya­ratmaktır.


Işın tedavisi (radyoterapi) - Gele­neksel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmekle birlikte, ne ölçüde etkili ol­duğu tam olarak belirgin değildir. Sağ­lıklı beyin dokusuna kalıcı zarar verme­den, yüksek dozda ışın verilmesi günü­müzde de oldukça güç bir teknik soru­nudur.

Bugünkü bilgilerimize göre, sinir dokusunun ışınıma dayanma gücü, top­lam dozu parçalar halinde artırarak uy­gulama yöntemine elverişsizdir. Bu ko­şullarda uygulanabilecek olası seçenek­lerden biri hiperbarik oksijen tedavisi ile ışınlama, öteki ise ışına duyarsızlaştırıcı maddelerin de ışınımla birlikte ve­rilmesidir.


İlaç tedavisi (kemoterapi) - İlaç te­davisine iyi yanıt vermeyen öteki katı kütleli tümörlerde olduğu gibi, beyin tümörlerinin gidişi de verilen ilaçlar­dan fazla etkilenmemiştir. Cerrahi giri­şim ve ışın tedavileri sonrasında yal­nızca bir önlem olarak uygulandığı hal­de, ilaç tedavisi ışın tedavisine oranla beklenen yaşam süresini ve yineleme süresini çok az uzatmıştır. Beyin tü­mörlerinin tümör gelişimini önleyici ilaçlardan fazla etkilenmemesi tümö­rün biyolojik özelliklerine bağlıdır: Damarları az, dokuları ölü ve az oksi­jen alan tümörün orta bölgesinde ilaç­lar etkili tedavi dozuna ulaşamaz; doku ölümü görülen alanda bir artık hücre kütlesinin yer değiştirmesi, tümörün ilaç tedavisi boyunca üremeyi sürdür­mesine neden olur. “Metabolik olarak ayrıcalıklı” ve çoğalma yeteneği olan tümör hücreleri yeni oluşan damarsız bölgelere doğru yer değiştirdiğinden, beyin dokusuna geçmesi engellenen ilaçlar burada yeterli yoğunluğa ulaşa­maz.


Birleşik tedavi - Birleşik tedavi de­neyimleri, katı kütleli tümörlerin tedavi­sinde cerrahi ve ışın tedavilerinin birlik­te uygulanmasının en etkili yöntem ol­duğunu göstermiştir. Beyin tümörleri ve özellikle kötü huylu gliyom olguların­da, ışın tedavisiyle birlikte ya da tek ba­şına cerrahi tedavinin uygulanmasıyla, ancak bazı belirtileri gidermeye yönelik sonuçlar elde edilebilmiştir. Üç tedavi yönteminin birlikte uygulanması (cerra­hi girişim, ışın ve ilaç tedavisi) beyin tümörü olgularında beklenen yaşam sü­resini biraz daha uzatmakta, hastanın bu süreyi görece rahat geçirmesini sağla­maktadır.





Komplikasyonlar


1- Cerrahi. Cerrahi girişimin ölümle so­nuçlanması tümörün türüne, genişliğine ve yerine göre değişir. Öteki kompli­kasyonlar ise şunlardır: Girişimden bir­kaç saat sonra ortaya çıkan ameliyat sonrası pıhtı kütlesi oluşumu ile kana­malar; ödem ve enfeksiyon gelişimi; tü­mörün yerine ve kesilip çıkarılan doku­nun genişliğine bağlı olarak, tümörün çevresindeki sağlıklı dokuların bozul­ması nedeniyle, kalıcı ya da geçici sinir sistemi yetersizlik belirtileri.


2- Işın tedavisi (radyoterapi). Özenle yapılan ışın tedavisinin yararları sağlık-
lı dokulara verilen zarardan çok olsa da, iyonize ışınların sinir dokusu üze­rindeki sinir sistemim zedeleyici etkile­ri unutulmamalıdır.
Erken ortaya çıkan ve genellikle ge­çici değişiklikler olabilir. Öte yandan, bazı değişiklikler geç görülür ve kalıcı­dır. Erken değişiklikler kendiliğinden düzelebilir ve kortizon grubu ilaç teda­visinden yarar görebilirler. Ama geç değişikliklerin gidişi kötüdür ve tedavi­leri olanaksızdır. Işın tedavisi sırasında kortizon grubu ilaç verilmesi önerilir.


Destek tedavisi - Beyin tümörlerinin birleşik tedavilerinde uygulanır. Destek tedavisi, tümör odaklan çevresindeki ödemi ve tümörün kütle etkisi sonucun­da gelişen kafaiçi basınç artışını denet­lemeye yöneliktir. Tıkayıcı temelde ge­lişen iç hidrosefali ve çırpınma nöbetle­ri de aynı etkiye bağlanabilir. Önerilen tedaviler tıbbi ve/ya da cerrahidir. Tıbbi tedavide kortikosteroit grubu ilaçlar, sı­vı yitirtici ozmotik ajanlar ve idrar söktürücüler kullanılır.


Rehabilitasyon tedavisi - Beyin tü­mörü olgularının genel tedavisinde ol­dukça önemli bir yeri vardır. Birleşik tedavilerle beklenen yaşam süresi uza­tılabilir; ama hastanın yaşamını olabil­diğince rahatlatmak da gerekir. Tümö­rün neden olduğu ve cerrahi girişim sonucu oluşan lezyonlara bağlı eksik­likler çok şiddetli ve yaşamı tehdit edi­ci olabilir. Uygun rehabilitasyon teda­vileri ile, birçok eksiklik kısmen ya da
bütünüyle iyileştirilebilir. Sonuçta zi­hinsel ya da hareketlerle ilgili yeneteklerde yeterli bir iyileşme elde edilebi­lir.


Beyin Tümörünün Gidişatı (Prognoz)


Beyin tümörlerinin gidişi çoğunlukla kötü olduğu ve ölümle sonlandığı halde beklenen yaşam süresi her zaman belir­gin değildir. Kötü huylu gliyomlarda, cerrahi ve ışın tedavisindeki gelişmele­re, yeni kemoterapik ilaçların kullanı­mına ve birleşik tedavilere karşın, süre­cin sonu kötüdür; bu olgular en geç iki yıl içinde ölümle sonlanır. Tek başına cerrahi tedavi 3-6 aylık bir yaşam süre­si sağlar, ışın tedavisinin eklenmesi sü­reyi 3-4 ay daha uzatır; bu iki tedaviye ilaç tedavisinin eklenmesiyle gerçekle­şen üçlü tedavi ortalama yaşam süresini 12 ay ya da daha çok uzatabilir. Kötü huylu gliyom olgularında birinci yılın sonunda hastaların yalnızca yüzde 20’si; 24′üncü ayın sonunda ise yalnızca yüzde 10′u yaşar. Gelecekte yeni yön­temlerin bulunması ve/ya da var olan­ların geliştirilmesiyle daha iyi sonuçlar elde edilmesi umulmaktadır. Medulloblastom gibi başka tümörlerde, tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi, hasta­nın zaman içinde uzun süre denetlen­mesi gerekir. Çünkü tümörün yeniden alevlenmesi ve yayılım odaklan uzun dönemde, örneğin ilk uygulanan tedavi­den 7-10 yıl sonra, ortaya çıkabilir. Medulloblastom olgularında, tedavi giri­şimlerine karşın, hasta 2 yaşından kü­çükse, tümör beyin sapını tutmuşsa ve tümörün alınması kısmiyse hastalığın beklenen gidişi kötüdür. Günümüzde kullanılan birleşik tedavi yöntemleri ol­guların yaklaşık yüzde 60′mda 5 yıllık bir yaşam süresi sağlar. Tedavinin etki­sini klinik düzeyde değerlendirmek zor­dur. Birçok sinirsel yetenek yitimi kalı­cıdır, tümör iyileşse bile bunlar geç­mez. Hastanın kötüleşmesi tümörün ye­niden gelişmeye başlamasına değil, ışın tedavisi sonrası ortaya çıkan ödem ya da hidrosefaliye (beyin karıncıklarında aşırı beyin-omurilik sıvısı birikmesi) bağlıdır.


Beynin yayılım sonucu gelişen karsinomu


Beyin karsinomu her zaman yayılma (metastaz) sonucudur, olguların bü­yük bir bölümünde akciğer, meme, prostat ve böbrek kanserinin yayılımı sonucu gerçekleşir.


Akciğer karsinomu yayılımları başta olmak üzere, bu tümörler hızlı gidişlidir; kafaiçi basınç artması belirtileri hafiftir ya da bulunmaz, birden çok alanda ortaya çıkarlar.


Orta yaşlı bir hastada ilerleyici özellikte tümöre bağlı bir hastalık tablosu karşısında her zaman yayılım sonucu gelişen beyin kanseri akla gelmeli­dir; bu nedenle akciğer ve prostat gibi öteki organlarda birincil tümörler araştırılmalıdır. Ama bazen tablo inme (ictus) ya da akut ansefalit özellik­leri ile başlayabilir; başlangıçta basınç artması belirtileri görülmez; bunlar hastalığın birkaç ay gibi zaten kısa olan seyri boyunca da görülmezler ya da son evrede ortaya çıkarlar. Beynin tüm bölgelerinde karsinom yayılım odaklan görülebilir; ama bunlar en çok alın lobunda yerleşirler. Beyinde yayılım odağı tek olduğunda, yayılımın geliştiği bölgenin tümörlerine öz­gü belirtiler görülebilir; ama genellikle tümörler birden çok odağa yerle­şirler. Bu olgularda klinik tablo oldukça değişkendir ve tanı son derece güçtür.


Tedavinin etkisini değerlendirmede en iyi ölçüt, beklenen yaşam süresidir. Son on yılda anestezi ve cerrahi tekniklerindeki iyileşmeye, bazı ışın tedavisi araçlarının kusursuzlaşmasına ve tümör gelişmesini önleyici yeni ve etkili ilaç­ların bulunmasına karşın, kötü huylu beyin tümörlerinde beklenen yaşam sü­resi, ne yazık ki, uzatılamamıştır.