30 Haziran 2011 Perşembe

Sabal - Saw Palmetto

Sabal (Serenoa repens, Sabal serrulata); Kuzey Amerikanın güney bölgelesinde yetişir palmiye türüdür. Atlantik ve Karaip kıyılarındaki kumullarda yetişir. Meyveleri tedavi amaçlı olarak sonbaharda toplanır. Meyveleri %75 oranında yağ asitleri (a-Linoleic






Sabal (Serenoa repens, Sabal serrulata); Kuzey Amerikanın güney bölgelesinde yetişir palmiye türüdür. Atlantik ve Karaip kıyılarındaki kumullarda yetişir. Meyveleri tedavi amaçlı olarak sonbaharda toplanır. Meyveleri %75 oranında yağ asitleri (a-Linoleic, Linoleic, lauric, myristic, palmitic, oleic, caproic, caprylic) ve % 25 oranında nötral maddeler ( esterler, sterollar (b-sitosterol, campasterol, stigmasterol gibi), poli-sakkaritler ve mono-sakkaritler) içermektedir. Seminole kızılderilileri ve ilk Amerikan yerlileri meyvelerini cinsel organlar, idrar yolları ve üreme sistemi ile ilgili rahatsızlıklar için kullanmaktaydılar. Günümüzde ise birçok bilimsel çalışma tarafından kanıtlanan prostat ve idrar yolları üzerindeki faydalı etkilerinden dolayı, özellikle Almanya, Kanada, İngiltere ve Amerika’ da yaygın olarak kullanılmaktadır. Sabal aynı zamanda anabolizan (anabolic) etkiye sahip maddeler içeren doğada bilinen birkaç şifalı bitkiden biridir. Anabolizan etkiye sahip maddeler; bilindiği gibi protein sentezini arttırarak doku oluşumuna ve dokuların kuvvetlenmesine katkıda bulunmaktadırlar.













Sabal, erkek cinsel sistemini dengeleyici ve güçlendirici bir bitkidir. Erkeklik hormonlarının arttırılması gerektiğinde rahatlıkla kullanılabilir. Prostat büyümesine karşı etkili olabilir. Ayrıca, idrar arttırıcı etkisi de vardır. Tüm sindirim sistemi ve idrar yolları iltihaplarına karşı başarıyla kullanılabilir. Erkek cinsel sistemini güçlendirmesinin yanı sıra, kadınlarda da memelerin büyümesi amacıyla kullanılmakta olup; hem kadınlar hem de erkekler için cinsel istek arttırıcı etkiye sahiptir. Anabolizan olarak, beden dokularını güçlendirir ve geliştirir. Sabal özellikle orta yaş ve üzerindeki erkeklerin hemen hemen yarısının sorunu olan BPH (iyi huylu prostat büyümesi) tedavisinde etkili olabilmektedir. BPH ağrılı ve sık sık idrara çıkma, idrar kesesinin tam boşaltılamaması gibi semptomlarla kendisini belli eder. Sabal ekstresi, erkeklerdeki testesteron hormonunun dihidro-testesteron’ a dönüşmesini önlemektedir. Dihidro-testesteron hormonunun prostat hücrelerini çoğalttığı ve prostat bezinin büyümesine yol açtığı düşünülmektedir. Sabal idrar akışını arttıcı özelliği ile mesaneyi (idrar kesesi) rahatlatmakta ve idrar yapma zorluğuna karşı yardımcı olmaktadır. Sabal Ekstresi’ nin düzenli kullanımı, mesanenin tamamen boşaltılmasına, büyümüş prostatın küçültülmesine yardımcı olmakta ve mesane iltihabını azaltabilmektedir. Bu da özellikle geceleri sık sık idrara çıkma frekansını azaltmakta ve erkek cinsel organının uyarılmasını veya sertleşmesini kolaylaştırmaktadır. Sabal, androjen ve estrojen reseptörlerin aktivitesini yavaşlatır ve her iki cinsin de (kadın ve erkek) hormon dengesinin kurulmasına yardımcı olur. Sabal troid bezini uyarır ve hipotroid durumunda, ( troid bezinin normalin altında salgı yapması) troid bezinin normal çalışmasına katkıda bulunur. Kadınlar bu bitkiyi göğüslerini büyütmek, süt miktarını arttırmak, yumurtalık ve rahim iltihabı ile cinsel soğukluğa karşı kullanmaktadırlar.




Sosyal Fobi ve Agorafobi Nedir

Sosyal Fobi Nedir, Sosyal Fobi ForumSosyal fobi, bireyin sosyal ortamlarda ya da perfor­mans gerektiren durumlarda utanıp küçük düşeceğini dü­şünerek nedensiz yere korkması durumudur. Hatta sosyal fobisi olan birey toplum içinde yemek yeme



Sosyal Fobi Nedir, Sosyal Fobi Forum


Sosyal fobi, bireyin sosyal ortamlarda ya da perfor­mans gerektiren durumlarda utanıp küçük düşeceğini dü­şünerek nedensiz yere korkması durumudur. Hatta sosyal fobisi olan birey toplum içinde yemek yeme, konuşma ve basit eylemleri yapmaktan bile kaçınır. Fakat sosyal fobi psikiyatride anksiyete bozuklukları içerisinde yer alır. Böyle kişiler toplum içerisinde herkesin kendisini izlediği­ni düşünür, grup içerisinde küçük düşmekten korkarlar, hatta aralarında el sıkışma korkusu bile duyanlar vardır. Sosyal fobisi olan kişiler toplumdan kaçınmalarından do­layı olduğundan çok daha vasat ve negatif algılanabilirler. Sosyal fobisi olan vakalarla görüştüğümüzde pek çoğu ilk ifadelerinde çocukluk çağında diğer çocuklara kıyasla da­ha mahcup, ürkek ya da içine kapanık olduklarını belirt-seler de bu konudaki asıl gerçek olarak sosyal fobileri olan kişilerin ebeveynlerinin çocukluklarında yaptıkları ufak tefek hatalar sonrasında dalga geçtiklerini bu hata­larını tekrar tekrar onlara hatırlatarak utandırdıkları iler­leyen terapiler sırasında ortaya çıkmıştır. Utangaçlığa kar­şı zaten bir eğilimi olan kişilerin bu zaafları aileleri tara­fından özellikle çocukluk çağında değişik zamanlarda ya­rı şaka yarı ceza niyetiyle tekrar edilerek daha da pekişti­rilmiştir. Türk toplumunda maalesef utandırarak öğretme ya da cezalandırma yöntemi hâlâ kullanılan, eski ve çok çeşitli psikiyatrik problemler üreten bir yöntemdir. Bu du­rum da onları sosyal izolasyona ve yalnızlığa kadar götü­rebilir. Bu kişiler otuz kırk yaşlarına gelseler bile sosyal fobileri yüzünden karşı cinsle iletişim kurmaktan şiddetle kaçınmaktadırlar ve evlenmeyi çok isteseler bile evlenme­den yaşamlarına devam etmek zorunda kalabilmektedirler. Oysa sosyal fobiler ilaç tedavisi ve destekleyici bir te­rapi yöntemiyle kolayca tedavi edilebilmektedir. (Sosyal fobi çözüm)


Sosyal fobi oranı erkek ve kadında aynı mıdır? Diğer fobiler daha çok kadınlarda görülürken sosyal fobinin hem erkek hem de kadınlarda eşit oranda görül­mesi dikkat çekicidir. Bu gibi kişiler özellikle başkalarının önünde yemek yemek ve içmekten hoşlanmazlar, örneğin bir fincan ya da bardağı tutarken ellerinin titreyeceğinden çekinirler. Bu yüzden terleyebilir, ağızları kuruyabilir ve kendilerine birisinin baktığını düşündüklerinde yutkunma­ları bile güçleşebilir. Bu yüzden yemek davetlerinden kaçı­nabilir, yolda bir başka yolcunun karşısına oturmaktan çe­kinir, patronunun karşısına çıkmaktan hoşlanmaz, hatta mayo ile ortaya çıkamayabilir.





Özellikle başkalarının karşısında çalışmak zorunda olan öğretmen, doktor, memur, sekreter gibi değişik mes­lek grupları bundan etkilenebilir. Bu şekilde davranan bir kişi mesleğinde ilerlemekte güçlük çekebilir, çünkü devam­lı hedefini küçültmek zorunda kalır. .


Sosyal fobisi olanlar doktora gitmekten de kaçınır. Derdini söylemez. Bu nedenle bu durumları uzun yıllar gizli kalabilir. Utangaçlık ya da çekingenlik zannedilerek de hoş görülmesi yoluna gidilebilir ama bu da tedaviyi ge­ciktirir. Uzun yıllar sosyal fobiden muzdarip olmak nede­niyle giderek depresyona giren, alkole yönelen kişilere de rastlanır. Bazı sosyal fobikler alkol etkisi altında biraz ra­hatlayabilir ve geçici bir süre farklı davranabilirler. Bazı kişilerin alkol alınca daha sıcakkanlı ve sempatik oldukla­rı düşüncesi bu gözlemlerden de kaynaklanmaktadır. (sosyal fobi belirtileri)


Oysa sosyal fobisi olan insanlar aslında başkaları ile tanışmak ve ilişki kurmak isterler. Fakat ellerinde olmayan nedenlerle bunda güçlük çeker ve kendileri de bundan ra­hatsız olurlar. Ancak bu durumu bilmeyen çevre, onların insanları sevmediği, suratsız olduğu gibi bir izlenime kapı­labilirler ki, bu da sosyal ilişkileri daha da bozarak kısır döngüyü artırır.


Bazı sosyal fobikler dış görünümleri ile çok uğraşırlar, estetik cerrahi uzmanlarına başvurarak burun, kulak, ya da karınları ile ilgili düzeltme ameliyatları için talepte bu­lunurlar. Bazı sosyal fobikler ise bunu belli etmemek için çeşitli davranış şekillerine başvurabilirler. Örneğin devamlı konuşma, bunlardan biridir. Böylelikle başkalarının tepki­lerini görmezden gelme yolunu seçmiş olurlar.


Agorafobi Nedir, Agorafobi Tedavisi

Fobilerin en yaygın görüleni olduğu tahmin edilmekte­dir. Oldukça rahatsız edicidir. Yunancada “pazaryeri” an­lamına gelen agora sözcüğünden türetilmiştir. Bu gibi kişi­ler genellikle büyük alışveriş merkezi, kalabalık dükkanlar ve pazaryerlerine, ya da otobüs gibi kalabalık ulaşım araç­larına girmekten kaçınırlar. Yalnız kalabalık yerler değil, tüne! ve asansör gibi hemen çıkması mümkün olmayan yerlerden de uzak dururlar.

YORGUNLUK GİDERİCİ

YORGUNLUK SAVMA KÜRÜ: Atlattığım sinir depresyonu sırasında bazı sağlık kokteyllerinin bu hastalık karşısında etkili olduklarını gördüm.Ama benim “ tanık ifademin ” tek örnek olduğunu sanmayın sakın.
NEŞE KOKTEYLLERİ:
Çiğ pancar-havuç-lahana-badem :
Üç ba







YORGUNLUK SAVMA KÜRÜ: Atlattığım sinir depresyonu sırasında bazı sağlık kokteyllerinin bu hastalık karşısında etkili olduklarını gördüm.Ama benim “ tanık ifademin ” tek örnek olduğunu sanmayın sakın.
NEŞE KOKTEYLLERİ:
Çiğ pancar-havuç-lahana-badem :
Üç bademin kabuklarını soyun.Orta boy bir pancarı,orta boy iki havucu yıkayıp soyun.İki de lahana yaprağı yıkayın.Hepsini mikserden geçirin.Ağır ağır için.
Havuç –şalgam-pırasa-badem:
Üç bademin kabuklarını soyun. Bir şalgamı,bir pırasayı,2 havucu yıkayıp soyun.Hepsini mikserden geçirin.Ağır ağır için.
Elma –erik-üzüm-kaysı:
Bir elmayı,4 eriği,4 kaysıyı yıkayıp ,çekirdeklerini çıkartın.Bir salkım üzümü de ( yaklaşık 20 tane ) iyice yıkayın.Hepsini mikserden geçirin.Ağır ağır için.


Gebelikte Kilo Hamilelikte İdeal Kilo

Gebelikte Kilo Alımı

Gebelik, siz genç anne adayının, iki kişilik yemek yemesi an­lamına gelmez. Aksine, hamileliğiniz süresince kilonuza özen göstermelisiniz. Hem kendiniz, hem de bebeğiniz için fazla kilo, tek kelime ile tehlikelidir.

Sizi kon



Gebelikte Kilo Alımı


Gebelik, siz genç anne adayının, iki kişilik yemek yemesi an­lamına gelmez. Aksine, hamileliğiniz süresince kilonuza özen göstermelisiniz. Hem kendiniz, hem de bebeğiniz için fazla kilo, tek kelime ile tehlikelidir.


Sizi kontrol altında tutan doktorunuz da sizinle kesin olarak işte böyle konuşacaktır. Bu sözlere belki şaşırabilirsiniz, ama söy­lenilenleri uygulamak zorundasınız.


Hamilelikte İdeal Kilo Ne Kadar Olmalı?


Genç anne adayı hamilelik süresince en çok 12 kilo almalıdır.
Başka bir deyişle, bir gebe ortalama olarak haftada 250 gramdan fazla kilo almamalıdır. Burada hemen şunu belirtelim ki, gebeliğin ilk üç ayında genç anne adayı pek kilo almaz. Hatta bu­lantı ve kusmalarla kilo kaybedenlere bile rastlanır.


Gebeliğin son altı ayında kilo alma hızla artar. İşte en çok bu aylarda dikkatli olunması gerekmektedir.
Gebelik süresince alınacak kalori miktarı gebelik dışındaki normal zamana oranla hiç de tahmin edildiği gibi fazla değildir. (2800 kalori). Gebelikte en önemli sorun, yenen ve içilenlerin kali­tesidir.
Çocuk ana rahminde gelişirken anneden kendisi için gerekli olan temel maddeleri alır. İşte annenin dikkat etmesi ve azalmamasına çalışması gereken maddeler bu temel maddelerdir. Temel maddelerin başında proteinli besinler gelir (et, süt, yumurta, ba­lık). Gebe için proteinli maddelerden sonra ikinci derecede önem­li olan madde de vitaminlerdir.


Ana rahmindeki çocuk için bütün vitaminler ayrı ayrı önemli ve gereklidir. Çocuk için fosfor, magnezyum, demir, kalsiyum gibi elementler dokuların yapımı için zorunlu olan maddeler arasında sayılabilir.


O halde gebelik beslenmesinde seçilecek yiyecekleri ve alı­nacak kalori miktarını tam ve iyi bir şekilde ayarlamalısınız.





Fazla kilo almaya yol açan nedenlerden biri de «Toksemi» denilen hastalık olabilir. Bunun dışında çok yeme alışkanlığı ve çevrenin telkini de fazla kilo almada etkili olabilen faktörlerdendir.
Özellikle Türkiye’de bol karbonhidratlı, unlu besinlerin yendi­ği gözönüne alınırsa fazla kilo alma tehlikesi her kadın için vardır. Kanımızca her gebe kadın, gebeliği süresince bütün beslenme alışkanlıklarını bir kenara bırakarak yalnızca kendisi ve karnındaki çocuğu düşünerek iyi ve kaliteli besinleri seçmeli, yemeklerine özen göstermelidir.
Bunun dışında her anne adayının, doktorun vereceği rejimi kesin olarak uygulaması ve önerilen ilaçları da düzenli şekilde al­ması gereklidir.


Hamilelikte Fazla Kilonun Zararları


«Toksemi» denilen hastalık genellikle çok kilo almış kadınlar­da görülür. Anne ve çocuk sağlığını tehdit eden bu hastalık aşırı beslenen her hamile için sözkonusu olabilir.


Ote yandan, yine fazla kilo alan kadınların doğumları norma­le oranla oldukça güç olmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar bilim adamlarının iddialarını doğrulamıştır.

Bütün bu tıbbi sakıncaların ötesinde, estetik olarak da şiş­manlığın sakıncalarını ve doğumdan sonraki şişman durumunuzu düşünerek fazla kilo almamaya çalışmalısınız. Unutmayın ki do­ğumdan sonra, aldığınız fazla kiloların ancak bir kısmını atabilirsi­niz. En azından «Şişmanca» bir hanım olarak kalmak istemiyorsa­nız, kilolarınıza son derece dikkat etmelisiniz.

İbrahim saraçoğlu mantar hastalığı

Her cuma günü, Seda Sayanın Programına konuk olan Dr İbrahim Saraçoğlu, Bu hafta, mantar hastalıklarına dai bitkisel bir kür ile bizleri bilgilendirdi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 kahve fincanı klorsuz su,
* 4-5 kaşık civanperçemi veya aynısafa bitkisi
HAZIR



Her cuma günü, Seda Sayanın Programına konuk olan Dr İbrahim Saraçoğlu, Bu hafta, mantar hastalıklarına dai bitkisel bir kür ile bizleri bilgilendirdi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 kahve fincanı klorsuz su,
* 4-5 kaşık civanperçemi veya aynısafa bitkisi
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Suyu kaynatın. Kaynayan suyun içine, civanperçemi veya aynısafa bitkisini atıp, 4-5 dak kadar, kısık ateşte kaynatın. Lapa haline gelen ve ılık halde olan bitkiyi mantar olan bölgenin üzerine, gece yatarken koyun ve sabaha kadar turun. Bu uygulamayı birkaç gün yapın. Yalnız, kullandığınız bitkinin bu yılın mahsulü olmasına dikkat edin.

Epigastrik Fitik İnsizyonel Fitik Nedir

Epigastrik Fıtık Nedir

Göbek ile ksifoid arasında linea albadaki bir defektten çıkar. Her yaşta görülebilir. Genellikle ağrı­sızdır ve farkedilmezler. Bazen, epigastiumda hafif ya da şiddetli ağrıya neden olur. Ağrı sırta veya karnın diğer bölgel



Epigastrik Fıtık Nedir


Göbek ile ksifoid arasında linea albadaki bir defektten çıkar. Her yaşta görülebilir. Genellikle ağrı­sızdır ve farkedilmezler. Bazen, epigastiumda hafif ya da şiddetli ağrıya neden olur. Ağrı sırta veya karnın diğer bölgelerine yayılabilir. Karında şişkin­lik, bulantı, kusma görülebilir. Küçük fıtıkların içinde genellikle preperitoneal yağ dokusu, bazen omentum vardır. Lipom veya fibrom ile karıştırılabilir. Tedavisi cerrahidir.


İnsizyonel Fıtık Nedir

Batın ameliyatları için yapılan insizyonlarda oluşurlar. Gelişmelerinde etkili birçok faktör sözkonusudur. Bunlar cerraha, cerrahi tekniğe, yapı­lan ameliyata ve hastaya ait faktörlerdir. Fasyanm kötü ve gergin kapatılması, kapatma için yanlış di­kiş materyali seçimi, postoperatif yara infeksiyonu gelişmesi, hastanın ileri yaşta olması, obesite, siroz, diabet, böbrek yetmezliği, malnütrisyon veya dejeneratif hastalıkların varlığı, hastanın kortison kul­lanması, ameliyattan sonra atelektazi, pnömoni gi­bi solunum sistemi sorunlarının gelişmesi etkili faktörlerdir.





Tedavisi cerrahidir, aksi takdirde gittikçe bü­yürler. Küçük fıtıkların tamiri kolaydır, kese hazır­landıktan sonra içeri itilip fasya üzerinden dikilebi­lir. Büyük fıtıkların ameliyatlarında fıtık kesesi ha­zırlanır, bu arada nedbe dokuları çıkarılır. İnkarserasyon veya yapışıklıklar sözkonusu ise kese açılır ve organlar serbestleştirilip batına atılır. Günü­müzde primer tamir yerine sentetik meshlerle tak­viye ile tamir tercih edilmektedir. Mesh periton içinden veya üzerinden fasyaya dikilir.


Çok büyük fıtıklarda, tamir çok zorsa, çirkin gö­rünümden başka yakınmaya yol açmamışsa, hasta ameliyat istemiyorsa veya medikal hastalıkları ne­deni ile ameliyat çok riskli ise ameliyat edilmeyebi­lir. Bu hastalara elastik korse önerilir.

Jeniffer Lopez'in Poposunun Sırrı Çözüldü

Jennifer Lopez Gipi Poponuz olsun

Jennifer Lopez onun sayesinde meşhur oldu, Kylie Minogue`un küllerinden dirilişinin de arkasında o var ve Beyonce`nin yeni jenerasyonun seks sembolü haline gelmesinin en önemli nedeni yine o... Dişi olmanın en seksi ayrı




Jennifer Lopez Gipi Poponuz olsun