10 Ocak 2009 Cumartesi

Thomas Dover (1660 – 1742) Hayati

Poudre De Dover

Thomas Dover 1660 - 1742

TEDAVİ KONUSUNDA hâlâ önemli bir yer işgal eden Poudre de Dover, sedativ ve uyuşturucu bir maddedir. Opium ve ipekaku-anayı % 10 oranında içeren bir laktoz karışımıdır. İkiyüzelli yıldan beri tababette kullanılan



Poudre De Dover


Thomas Dover 1660 - 1742


TEDAVİ KONUSUNDA hâlâ önemli bir yer işgal eden Poudre de Dover, sedativ ve uyuşturucu bir maddedir. Opium ve ipekaku-anayı % 10 oranında içeren bir laktoz karışımıdır. İkiyüzelli yıldan beri tababette kullanılan bu maddenin bulunuşu romantik bir hikaye ile ilgili­dir. Bu ilaç, ara sıra İspanya donanmasında korsanlık yapmış olan ve ta­babet tarihinin enteresan bir şahsiyeti sayılan Kaptan Thomas Dover’in bir keşfidir. Dover takriben 1660 yıllarında Warwickshire’da dünyaya gelmiştir. Öğrenimine Cambridge’de başlayan Dover burayı bitirdikten sonra Londra’da ünlü Dr. Thomas Sydenham’ın öğrencisi oldu. Bu sıra­da Dover çiçek hastalığına tutuldu. Dover bu hastalığım gayet nükteli bir lisanla tasvir etmektedir: “Başlangıçta 22 onz kadar kan kaybettim. Bun­dan sonra bana bir kusturucu ilaç içirdiler. Fakat benim kanaatime göre bir müshilin çok daha iyi sonuç verebileceğini söyleyebilirim. Bu yüzden uygulanan tedaviden çok fena bir duruma düştüm, gittikçe fenalaştım ve kalkamaz oldum. Hocam odamda hiçbir zaman ateş yakılmasına izin ver­miyordu. Pencereler hep ardına kadar açıktı. Hatta yorganımın bile be­limden yukarı çıkmasına izin yoktu. Fakat burada en çok memnun oldu­ğum şey, günde 20 litre kadar bira içmeye mecbur tutulmamdı.”


Bütün bu iğneli sözlerine rağmen Dover daima Sydanham’m öğ­rencisi olduğunu iftiharla söylerdi Hocasından pek çok istifade ettiği­ni ve bilgisini ona borçlu olduğunu ifade ederdi. Bundan sonra Dover. Bristol’de pratik tababete başladı. Özellikle fakır hastalara büyük bir ilgi gösteriyordu. 1696 yılında patlak veren büyük tifüs epidemisinde muazzam bir gayret ve enerji ile çalıştı.





Dover hekimliği sayesinde yeteri kadar para kazandıktan sonra çok sevdiği denizcilik mesleğine teşebbüs etli ve bir ortaklık kurarak güney denizlerine keşifler yapmak gayesiyle açıldı. O devirde bütün bu memle­ketler İspanya’nın işgali altında idi. Dover zeki bir hekim olduğu kadar cesur ve atak bircengaverdi. Bu seferi sırasında Ekuatorda Guayakil Li-manı’na başarılı bir hücumda bulundu. Bu keşif seyahatinin en önemli olayı 1709 yılının 2 Şubatı’nda Juan Fernandcz Adası’ndan Şili sahille­rine geçiş sırasında vuku buldu. Dover burada, İskoçyah bir denizci olan ve yıllardan beri buralarda yaşayan Aleksander Selkirk ile karşılaştı. Bu karşılaşma derhal bir dostluğun başlamasına sebep oldu. Her iki macera­perest 1771 yılında 170.000 liralık bir servetle İngiltere’ye döndüler. Fa­kat beraberlerinde getirmiş oldukları en büyük değer muhakkak ki Alek­sander Selkirk idi. Heyetin Kumandanı olan Kaptan VVoodes seyahat in­tibalarıni “Devri Âlem Seyahati” adlı eseri ile yayınladı. Aleksander Sel-kirk’in macerası ise bir dünya şaheserinin yani “Robenson Kruzoe” yara­tılması hususunda Daniel Defoe’ye ilham kaynağı teşkil etti.


Dover 1721 yılında lisansiye hekimler kolejine kabul edilirken hâ­lâ kendi korsanvari tababetine devam etmekte idi. 1732 senesinde “Es­ki Hekimlerin Ülkelerine Bıraktıkları Miraslar” adlı eserini yayınladı. Bu eserde birçok harika tedavilerden bahsedilmektedir. Bütün bu teda­vi şekilleri o günkü tababet ve tedavi sahası için şayanı hayret birer ye­nilik olarak kabul edilebildiler. Dover bu kitapta ünlü Poudre’unun da formülünü vermiştir. I kısım afyonu I kısım ipekakuanayı 8 kısım lak­tozla karıştırarak elde edilen bu tozdan Dover gece yatmadan evvel sıcak bir içki ile küçük bir kaşığın ucu kadar alınmasını önermekteydi. Hayatı bir romanın akışı gibi seyreden bu tıp aşığının ünü kısa zaman­da bütün Avrupa’ya yayılmıştır. Poudre de Dover olarak tanınan ilacı ise bugün hâlâ değerini korumakta ve birçok kodekslerde yer almaktadır. Fakat Dover’in insanlığa yaptığı en büyük hizmetlerden biri ilerde Robenson Kruzoe şaheserine ilham kaynağı olacak bir denizciyi kurtar­ması olmuştur denilebilir.

Kaşlarınız ve yaşınız

40 yaşını geride bırakanlar için en büyük problem, yüzün sıkılığını ve diriliğini kaybetmesiyle kaşların yavaş yavaş göz kapaklarının üzerine yığılmaya başlaması. Bu yaşlardaki kişilerin yapması gereken ilk iş öncelikle kaşlarını çok inceltmekten kaçınmal



40 yaşını geride bırakanlar için en büyük problem, yüzün sıkılığını ve diriliğini kaybetmesiyle kaşların yavaş yavaş göz kapaklarının üzerine yığılmaya başlaması. Bu yaşlardaki kişilerin yapması gereken ilk iş öncelikle kaşlarını çok inceltmekten kaçınmaları, burun köküne yakın kısmı mümkün olduğunca doğal bırakmaları ve şekil vermek için sadece kaşların uç kısımlarıyla oynamaları. Böylece gözlerinin daha çekik görünmesini sağlayabilirelr. Nasıl mı? Kaşların uca doğru olan bir-iki santimlik kısmını tamamen alabilirler. Ardından da bir kaş kalemiyle, doğal kaş çizgisinin hemen üzerine (çok fazla yukarıda olursa yapay bir görünüm olabilir) yeni bir hat çizmeleri. Yeni kaşlarını oluştururken dikkat etmeleri gerekense tek bir çizgi yerine minik minik dokunuşlarla birçok küçük çizgiden yararlanmaları. Kalıcı makyaj Kaşlarınız sizden yılların ve onları hiç düşünmeden yolduğun günlerin acısını çıkarıyorsa, imdadınıza kalıcı makyaj yetişebilir. Kaşları küsen ve bir daha çıkmayanlar kalıcı makyajla daha kalın kaşlara sahip olabilirler. Kalıcı makyajda bir çeşit dövme ve yaklaşık 1 yıl boyunca kalıcılığını koruyor. Kaşların kontürünü belirlerken gerçek yerinden biraz daha yukarıya çizerek gözlerinize daha çekik bir ifade vermek mümkün.





Ayrca kaşlarınızı ve kirpiklerinizi boyatarak da daha çarpıcı görünmelerini sağlayabilirsiniz. Çünkü bazen kaşların yoğunluğu ve biçimi güzel olduğu halde renklerinin açık olması belirsiz görünmelerine neden olabiliyor. Tabii aynı şeyi kirpikleriniz için de geçerli. Üstelik kirpiklerinizi boyattıktan sonra sürekli bakra kullanmanıza da gerek kalmayacaktır. Bu işlemi ayda bir-iki ayda tekrarlamanız gerekebilir


Beğendiğiniz yazıları aşağıdaki sosyal imleme sitelerine gönderebilir veya e-mail ile arkadaşlarınıza ulaştırabilirsiniz.

DOĞAL FONDOTEN

Havuçtaki karoten denen madde çok güzel bir renk taşır.havuca rengini de o verir.Eğer havucu çok az bile olsa rendeler avucunuza çok az suyunu sıkıp yüzünüze sürerseniz çok hoş tatlı bir renk verirsiniz. Havuç suyu dünyadaki en üstün fondotenlerden bile d



Havuçtaki karoten denen madde çok güzel bir renk taşır.havuca rengini de o verir.Eğer havucu çok az bile olsa rendeler avucunuza çok az suyunu sıkıp yüzünüze sürerseniz çok hoş tatlı bir renk verirsiniz. Havuç suyu dünyadaki en üstün fondotenlerden bile daha üstündür.Yüzünüzdeki o güzel renkten dolayı çok hoş görünecek hem de cilde zarar vermeden fondotenli gibi olacaksınız.

adetliyken seks

Adet kanaması sırasında cinsel ilişki kurulur mu ? gebe kalınır mı?

Bunun cevabı için adet kanamasının ne olduğunu bilmek gerekir.Adet kanaması kadın rahmi içindeki bir dokunun kanayarak dokulmesidir.Bu doku gebelik sırasında bebeğin yapıştığı ve beslenm



Adet kanaması sırasında cinsel ilişki kurulur mu ? gebe kalınır mı?


Bunun cevabı için adet kanamasının ne olduğunu bilmek gerekir.Adet kanaması kadın rahmi içindeki bir dokunun kanayarak dokulmesidir.Bu doku gebelik sırasında bebeğin yapıştığı ve beslenmesi için gerekli koşulları sağlayan özel bir yapıdır.İşte bu doku gebelik oluşmadığı her ay bir dahaki yumurtlamaya yeniden hazırlanması için üstteki tabakasını kanayarak doker ve alttan yeni doku oluşmaya başlar.


Adet kanamasına ait gerçek dışı uydurmalar;Vücuttaki kirli kan atılması gibi, zehirli olduğu,vücuttan atılmasa kişiyi zehirlediği, pis olduğu ,bu sırada ilişki kurulursa kısır olunacağı gibi bu şeyler tamamen yanlıştır.


Adet sırasındayken seks yapılıp yapılamayacağın cevabı ise koşullara ve kişilere ,vede kişilerin inançlarına göre farklılık gösterir.


Adet sırasında yani kadının menturasyonu sırasında prezervatif (kondom - kılıf) ile seks yapılmasında ne kadın için nede erkek için tıbbi olarak bir sakınca yoktur, ne kadın nede erkek bedensel bir zarar görmez. Eğer prezervatifsiz cinsel ilişki kurulursa kadın veya erkeğin mikrop kapma şansı olabilir.Çok nadir de olsa adet kanaması sırasında gebe kalma olasılığıda mevcuttur,bunu da göz ardı etmemek gerekir.Bunun nasıl olduğunu ilerki donemler de gelecek olan yazılarda anlatacağız.


Cinsellik kişilerin bedensel ve de beyinsel özgürlüklerdir.Bu yüzden kendisi için istediği bir şeyi eğer tıbben yasaklanmamışsa koşullarına,inançlarına ve de ahlaki değerlerine göre yaşayıp yaşamayacağına ,yaşayıp yaşamak istemediğine veya yaşamaya kendisi karar verir.Tıbben bir zararı prezervatif kullanmak kaydı ile yoktur,bu yuzden karar vermek size kalmıştır.





Bir çok kadın adetliyken kendilerini itici bulurlar, ve de erkeklerin bu hallerinden rahatsız olabileceklerini düşünürler,oysaki bazı rahatsız olan bunu itici bulan erkekler olduğu gibi ,bundan rahatsız olmayan, kadını adet döneminde de arzulayan ve bu sırada cinsel ilişki kurmak isteyen, cinsel ilişki kuran ve de bundan zevk alan bir çok erkekte mevcuttur.


O halde kadınlara seslenelim; adet dönemi doğanın kadınlara verdiği üstün yetenek olan gebelik ve doğum olayının bir parçasıdır.Pis değil,doğal ve de gerekli bir süreçtir.Siz kendinizi pis zannederseniz karşınızdaki insanda size pismişiniz gibi davranır.Kendinize ve size verilen bu üstün olaya saygı duyun, sizler üreticisiniz, ve hepimizin bir annesi var veya vardı, onlarda adet görüyorlar veya görüyorlardı, onlar canınız annelerinizde mi pisti, hayır biliyorsunuz ki onlar temiz ve saftırlar, güzeldirler, sizde bayansınız sizde saf ve temizsiniz hem de her halinizle.


Adet sırasında seks bir çok insan tarafından yaşanmaktadır.Kadın açısından baktığımız zamanda kadınların bir çoğunda adet döneminde cinsel istek artışı görülür, kimileri bunu yaşarken, kimilerde bunu baskılar.Bazı kadınlar adet döneminde cinsellik yaşamanın bu dönemdeki gerilimlerini azalttığını veya yok ettiğini, bazıları ise aynı zamanda adet sancılarını hafiflettiğini veya yok ettiğini söylemektedir.


Müslümanlıkta ise kadın adetliyken cinsellik kesinlikle yasaklanmıştır.(Bakara Suresi)


Hayatınızla ilgili kararları verecek tek kişi sizsiniz. Doğru kararlarla güzel günler dilerim.


Kaynak: “Dr.Cenk Kiper www.mutluinsan.com tel: (212) 231 95 53″

Lahana’ nın Faydaları

Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarıl



Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.

Karidesli Krep (4 Kişilik)

Karidesli Krep (4 Kişilik)


Malzemeler
300 gr. Ayıklanmış ve Pişmiş Karides
4 Dilim Konserve Ananas
Soya Sosu
1 Yumurta
1 Su Bardağı Un
1 Su Bardağı Süt
Zeytinyağı
Tereyağı
Tuz , Karabiber


Yemek Tarifi
Un, süt ve yumurtayı 1 çorba kaşığı soya sosu ve



Karidesli Krep (4 Kişilik)


Malzemeler
300 gr. Ayıklanmış ve Pişmiş Karides
4 Dilim Konserve Ananas
Soya Sosu
1 Yumurta
1 Su Bardağı Un
1 Su Bardağı Süt
Zeytinyağı
Tereyağı
Tuz , Karabiber





Yemek Tarifi
Un, süt ve yumurtayı 1 çorba kaşığı soya sosu ve 1.5 çorbakaşığı erimiş tereyağı ile bir kaba koyun. Telle çırpın. Eğer bulamaç çok koyu olursa, biraz sütle inceltin. Tel süzgeçten süzüp temiz bir kaba aktarın. Ağzını kapatıp serin bir yerde 30 dakika dinlendirin.
20 gr.(1.5 çorba kaşığı) tereyağı ve 1 çorba kaşığı zeytinyağını kızdırın. Karidesleri ve konserve suyu süzülüp doğranmış ananasları ekleyip 2 dakika kadar çevirin. 2 Çorba kaşığı soya sosunu karabiberi ekleyip karıştırın ve karıştırmaya devam ederek 2 dakika kadar pişirin. Çapı 16 cm olan bir tavayı yağlayıp kızdırın.
Krep hamurunu dinlendirdiğiniz serin yerden alın, telle tekrar yarım dakika kadar karıştırın. Sonra karışımdan bir kepçe alın, ceviz büyüklüğünde tereyağı erittiğiniz tavada krep haline getirin. Onu çıkarıp ikinci bir kepçe karışımı daha krep yapın. Bu şekilde elinizdeki karışım bitene kadar devam edin. Sonra da karidesli malzemeyi kreplere paylaştırın, ikiye katlayın ve yağlanmış fırın tepsisine yerleştirerek 10 dakika kadar 190 derecelik fırında tutun. Sıcak servis yapın.

Beriberi Hastaligi Nedir B1 Vitamini Eksikligi

Beriberi Hastalığı Nedir (B 1 vitamini eksikliği)

Thiamine adını da alan B-1 vitamini suda eriyebilen B vitamin gurubunun bir üyesidir. Bir insanın günlük B-1 vitamini gereksinmesi 1-2 miligram­dır. Bol karbonhidratlı rejimde ve alkolizmde B-1 vi



Beriberi Hastalığı Nedir (B 1 vitamini eksikliği)


Thiamine adını da alan B-1 vitamini suda eriyebilen B vitamin gurubunun bir üyesidir. Bir insanın günlük B-1 vitamini gereksinmesi 1-2 miligram­dır. Bol karbonhidratlı rejimde ve alkolizmde B-1 vitaminine gereksinim artar. Süt ve süt türevlerinde, mercimek, fasulye, diğer sebzelerde, fındık, ceviz ve fıstıkta bulunur. B-1 vitamini karbonhidrat metabolizmasındaki pirüvik asitin parçalanma­sında rol oynar, karaciğerde glikojenden glikoz yapımını hız­landırır, yani ensüline paralel bir etkisi vardır. Su metaboliz­masındaki rolü de önemlidir. B-1 vitamini eksikliğinden ötürü ortaya çıkan Beriberi hastalığı genellikle kabuğu alınmış pi­rinç, kamış şekeri ve kepeksiz unla beslenen ülkelerde çok sık görülür.
Belirtileri: Beri beri hastalığı başlıca üç tipi vardır:





1. Kuru beriberi: Kişi zayıftır. Başlıca yıkım organlara gi­den sinirlerde olduğu için önce bacaklarda güç azalması başlar. Hastada yürüme bozuklukları ortaya çıkar. Kaslar erir ve kemik refleksleri kaybolur. Sonunda hasta yatalak olur.
2. Yaş beriberi: Genel olarak kabuğu alınmış pirinçle bes­lenenlerde görülür. Alınan karbonhidrat miktarı arttıkça B-l vitaminine olan gereksinim de artar. Eksikliği nedeniyle kas­larda biriken pirüvik asit ve laktik asit yerel kan damarlarının genişlemesine neden olur. Bu takdirde dolaşım hızı azalaca­ğından kalp kaslarında gevşeme görülür. Hastada zayıflık ve dokularda sıvı toplanması (ödem) başlar. Hasta aniden kalp yetmezliğinden ölebilir.
3. İnfantil beriberi: Beriberi tablosu içindeki annenin sü­tü ile beslenen bebekte görülür. Bebek huzursuzdur ve ödem-li görünür. Kronik şekillerinde ishal, zayıflama, gelişim bozuk­lukları görülür. Hiç beklenmedik anda bebekte morarma ve taşikardi ortaya çıkar ve bebek 2-3 gün içinde ölür.


Beriberi Tedavisi: Ne tür olursa olsun beriberinin genel tedavisi B-l vitamini kürünün uygulanmasıyla mümkündür. Koruyucu doz olarak günde 5 miligram B-l vitamini verilmelidir. Hem teda­vide hem de korunmada B-l vitamininin B kompleks vitaminleriyle birlikte verilmesi öngörülmelidir.